26 Zamanın Kadını Jale CANDAN yanmış bir Amerikan artistine sormuşlar: "Karını neden geversin?" Hiç düşünmeden cevap vermiş: "Pratik kadındır da ondan, zar man eve habersiz misafir getirsem, ikram edecek yemeği vardır." Bir başka erkek için ideal kadın, beş dakika içinde giyinip, şık ve temiz bir şekilde sokağa çıkabilen kadındır. Daha bir başkası için en önemli şey, kadının, kitaplara gömülmeden ve ukalâlık etmeden aktüa- liteden haberdar oluşudur. Kocama sorarsam", ideal kadın, günün sa- atlerini mutfakta öldürmeden sofraya en güzel yemekleri çıkarabilen, temizlikte görülmeden evini tertemiz tutan, çocuklarla fazla meşgul olmadan onları terbiye eden, her an sokağa çıkmaya hazır ve her an misafir kabul edebilecek durumda olan kadındır. Kadın okurlarımın bu sözlerime şaşmıyacaklarından eminim. Ta- nıdığım erkeklerden çoğu, bunlara ilâve olarak, karılarından daha ne- ler ve neler beklerler. Meselâ, modaya uyacaksın, şık giyineceksin ama, terzi masrafı göstermiyeceksin. Kendin dikeceksin ama, dikişin, iğnen, ipliğin ortada görülmiyecek. Hattâ sen, dikiş dikerken görülme- yeceksin. Çarşıya pazara koşacak, ütü ütüleyecek, fakat hiçbir zaman yorulmıyacaksın. Mutfakta ahçı, evde işçi, sokakta şık ve zarif, aynı zamanda ekonomik, kısacası, pratik kadın olacaksın.. Erkeklere kızmayalım. Bunu bizden isteyen, içinde yaşadığımız zamandır. Fezaya adam yolluyoruz. Yaşadığımız günler, dünyanın bel- ki en önemli tekâmül günleridir. Belki de tarihte bir devrin kapanıp bir devrin açılışına şahit oluyoruz. Bu arada aile hayatı büyük değişik- liklere uğruyor ve bunun yükünü daha çok kadın hissediyor. Bundan elli sene evvel birçok erkekler için ideal kadın, en ince hamuru açan kadındı. Bu kadın mutfağa girer, saatlerce tatlı, börek yapardı. Ama bu kadın, umumiyetle tek taraflı kadındı. Ondan, bir salonda aktüali- teden konuşması, konuşulanları hiç olmazsa anlaması, parası olsun - olmasın, modaya uyması beklenmezdi. Gene bundan elli sene evvel baş- ka bir tip erkek için ideal kadın, nazlı, zarif, köşesinde oturan kadındı. Erkek onun yanında dinlenir, ondan hiçbir iş beklemezdi. Bu kadın er- keğini oyalamasını, ona tatlı dil dökmesini bilirdi. Ama bütün meziye- ti kadın olmaktan ibaretti. Elini sıcak sudan soğuk suya sokmazdı. Kendisine hizmet edecek adamları vardı. Bugün mutfağından çıkmayan kadın da, köşesinde süslenmekten başka birşey düşünmeyen kadın da toplum tarafından aynı şekilde kü- çümsenecektir. Zamanımız; kadının kendisini yalnızca mutfağına, yal- nızca dört duvarına hasretmesini veya yalnızca süsünü düşünmesini affetmiyor. Daha doğrusu, zamanımız, kadının tek taraflı olmasını af- fetmiyor. Hattâ kadım ev kadım ve meslek kadını diye iki kategoriye, ayırmaya bile cevaz vermiyor. Birinci Dünya Harbinden itibaren eko- nomik ve sosyal zaruretler kadım evinin dışında çalışmaya zorlamıştır. Bir devirde erkek gibi giymen, hattâ saçlarını erkek gibi kesen, dışarda çalışıp para kazandıkları için ev işlerini küçümseyen kadın tipleri tü- redi. Tabii bu zihniyet, bir neslin tutunmayan modasından ibaret kaldı ve kadın en başta, kendisine saadet getirmeyecek olan bu tutumdan vazgeçti. Bugün meslek sahibi olsun, iş sahibi olsun, dışarda çalışan bir kadın nasıl ev işlerinden, ev meselelerinden nzak kalamazsa, dı- şarda herhangi bir vazifesi olmayan ev kadım da yalnızca dört duvarı içinde yaşıyamaz. Bugün kadın her dakika çarşı pazardadır. Çocuklarının e için dahi olsa devamlı surette dış hayatla temas halindedir. işte Kadın. evde ve dışarda faaliyetlerinin birçok parçalara ayrıl- masıdır ki onu çok cepheli bir kadın obuaya zorlamaktadır. Bunun tek çıkar yolu ise, uyanık ve pratik olmaktır. Eskisi gibi tahta ovmanıza imkân yoktur. Evinizi muhakkak muşamba ile kaplatın, boyayın, ko- canızla başbaşa verip ev işlerini hafifletecek, onları zevkli bir hale ge- tirecek seldiler düşünün, ailenin bütün fertleri ölçülü bir şekilde size yardımcı olsun, herkese kaldırabileceği mesuliyetler verin. Hamur aç- mak şart değil ama, her akşam sofranız zamanında hazır olmalı. Ev işlerinde olsun, giyim ve modada veya insanlarla münasebet kurma hususunda olsun, bugün her kadının tutumunu gözden geçirme- si, kıymetini kaybeden klâsik görüşlere veda etmesi, zamanımızın aile ve ev hayatına getirdiği değişiklikleri pratik yoldan benimsemesi lâ- zımdır. Moda İhtiyaca göre Yeni bir elbise, bir kadını başka ka- dın yapar, derler. Modanın sık sık değişmesi de kadınların -ve tabii, er- keklerin-, bu devamlı değişiklik, ye- nilik arzularına bağlıdır. Fakat bazı kadınlar modayı çok yanlış mânada anlar ve her sene bir sürü yeni elbise dikinmedikçe kendilerini Havva ana- mız kadar çıplak hissederler. Moda saçla, makyajla,, elbise ve hattâ hal ve hareketle tamamlanan birşeydir. Bu, daha ziyade bir havadır. Her se- ne yeni modellerden birçok elbise di- kinen ve buna kucak dolusu para sar- feden kadınlar, bütün gayretlerine rağmen modaya uyamazlar. Buna mukabil, iki basma entarisi veya bir- kaç bluz - eteğiyle modanın sihirli havasına sahip olabilen pek çok ka- dın vardır. "Şık giyinmek bir para. meselesi değildir" sözü hakikati ifa- de etmektedir. Pratik usüller yi en son, en yeni modellere ba- kınız. Bunları tatbik edemediğiniz için üzülmeyiniz. Gardrobunuzu açı- nız, elbette orada bazı şeyleriniz, hattâ sevdiğiniz bazı şeyleriniz var- dır. Ufak bir rötuşla bunlara yeni bir hava verebilirsiniz. Bir elbise alma- dan önce, aksesuarlarınızı gözden geçiriniz. Alacağınız kumaş renk bakımından, tarz bakımından, çanta- nıza, ve ayakkabılarınıza uymalıdır. uhakkak yeni birşeyler (o dikinmek istiyorsanız, önce ihtiyaçlarınızı he- saplayınız. Fazla elbiseye hiçbir zaman heves etmeyiniz. Bol bluz - e- tek giyininiz. Şişman değilseniz, ye- rine göre pantalon da giyinmekten çekinmeyiniz. Yaz mevsimi ve moda buna müsaittir. Fazla elbise çabuk demode olur. Günlük ihtiyaçlarınıza göre, hayatınıza göre her gideceğiniz yer için giyilebilecek tek bir doğru dürüst kıyafetiniz varsa, bu site ye- tecektir. Meselâ pratik bir deniz el- bisesi, nazbut bir şehir kıyafeti, bir süslü elbise, etek, bluz ve pantalon kombinezonları ile çoğaltılınca bü- tün bir yi insana yetebilir. Bütün mesele, "insanın her ih- tiyacını o karşılıyabilecek tek bir iyi laydır. Elbiselerinizin çabuk demode olmasını istemiyorsanız dâima en sade biçimleri seçiniz. Bunların bi- çimlerini değiştirmek, bunlara rötuş yapmak dâima daha kolaydır. Bun- ları kolye, çiçek veya herhangi bir aksesuarla süslemek dâima müm- kündür. Zaten en kolay şık olma u- sülü, dümdüz elbiselerle frapan akse- suar seçme usülüdür. AKİS, 26 HAZİRAN 1961