nunu hâzır. Millet dünden hazır. Or- duya gelince, şuurlu subay ve komu- tanlarıyla şeref sözü vermiş. Şu hal- de neyi bekliyoruz? Yassıadayı mı? Adını değiştirir, Yassıada deriz. A- nayasayı da oraya »aklarız. İzan ve basiretin istediği budur. İşte ben da- vulu çalıyorum. Dinlenirse, yarın bayram vesselam.. Söylemek istediklerini biraz daha il istendiği zaman, Madanoğlu. aşmadı. Kanaatine göre, sözleri kafi derecede açıktı ve anlamak isti- yen kolayca mana çıkarabilirdi. Ne var ki Madanoğlu, demeci hususunda ilk defa olarak ve alışılmamış bir ti- tizlik gösterdi. OÂdeti olmamasına rağmen, yazdırdıklarını bir defa o- kuttu ve bazı tashihler (yaptıktan sonra, hiçbir ilâve veya çıkarmanın yapılmamasını ısrarla rica etti. Hat- tâ, yanlışlığa mahal verilmemesi için. telefonla yazdırılmamasını dahi iste- di. Demecinden de anlaşılmaktaydı ya, Madanoğlu, Yassıada sakini dü- şüklerin idamlarına muhalifti. Ma- danoğlu, düşüklerden mahküm ola- cakların yurt içinde hapsedilmeleri- ni de istemiyordu. Memleketin istik- baldaki hayrına, bir gemiye atılıp d- şarıya sürülmeliydiler! Memleketin başından defolup gitsinler, yabancı bankalardaki paralarını o yasinlerdi! İdam edilmeleri veya memleket da- hilinde hapsedilmeleri, devamlı bir huzursuzluk kaynağı olacaktı. Zaten dışarıdan da temenniler vardı. Ma- danoğlu nihayet, genel (seçimlerin derhal Yassıada duruşmalarının bit- mesi dahi beklenmeden yapılması ve milli iradenin asker üniforması giy- mekten kurtarılması ve rejimin nor- male avdet etmesi gerektiğine inanı- yordu. İki eski dost Şon plaj sohbeti sırasında Madanoğ- lu habirine: "— Şartlar lada edilince M.B.K. ne dönmeyi düşünebilirim" dedi. Peki, şartlar neydi? AKİS" karıdaki hususları bir solukta mad- de madde sıralayınca, Madanoğlu ba- şını öne iğdi ve bir müddet sessizce düşündü. AKİS muhabiri atağına devam etti: — Peki. Allah göstermesin, 27 Mayıs İhtilâli muvaffak olmasaydı, düşükler sizi sağ bırakacaklar mıy- dı?" Madanoğlunun cevabı kısa ve baştan savmaydı: — Biz de aklınızı idamlarla boz- muşsunuz." Madanoğlu Ankaradan ayrılma- dan veda için Gürseli ziyaret etmişti. Gürsel, yakında kendisinin de İstan - bula gelip biraz istirahat edeceğini söyleyince, Madanoğlu, "Birlikte de- nize gireriz" demişti. Babacan Baş- kan, geçen haftanın, başında Cum- AKİS 26 HAZİBAN 1961 hurbaşkanlığının otomobili siyah Cadillac'la Ankara- dan İstanbula geldiği danoğlu henüz dinlenmemiş olduğunu düşünerek Halbuki Gürsel çarşamba danoğlu nerede kaldı?" diye sorun- ca, yaverleri, üç yıldızlı mahviyetkâr Şamar Ali Armağan Bu memlekette kudret sahiplerinin, hiç olmazsa daha pek uzun bir sü- re olaganüstü karakter sağlamlığı göstermeleri zaruretini, şu anda en iyi bilen kimseler M. B. K. nin üyeleridir. Bu üyelerin, başta Cemal Gürselin ta kendisi, 27 Mayıstan beri geçen devrede nasıl tesirlerin al- tında bırakılmaya çalışıldığını hep görüyoruz, hep biliyoruz, hep din- liyoruz. Bunlardan bir kısmını, Devlet Başkanı açıklamıştır. Daha İlk günden itibaren birgrup, ihtilâlçileri memleketi diktatörlükle İdare etmeye zorlamış, O i misyon"lardan bahsetmiştir. Talihsiz Albay Türkeşin Başbakanlığın müsteşarlık odasında, Türkiyede İhtilâl kopup da neticesi alındıktan, yani keçiler sağlam kazığa bağlandıktan sonra memlekete kapağı atmış bir kaç politika hastasıyla tasarladığı plânlar bu tefriklerin neticesidir. O kapı yüzlerine kapandığında bin dereden su getirme mütehassıs- ları Komitenin diğer üyelerine hulul etme yollarını aramışlar, onları pohpohlanmışlar, hislerini okşamışlar, beşere hâs zaafları varsa o ka- nalları yoklamılardır. Son manevra, İhtilâlin gerçek tahlilini yapan- ları, yani 27 Mayıs hareketinin Türk Silâhlı Kuvvetlerinin müşterek eseri bulunduğunu, nitekim M. B. K. nin bir ihtilâl neyi değil, İhtilâl sonrası teşekkül olduğunu söyleyenleri ve M. B. nin Türk Silâhlı Kuvvetlerine niyabeten memleketi şu ihtikal devresinde idare ettiğini belirtenleri "Orduya politika sokmak" gibi deli saçmalarıyla İthama kalkışmaktır. Akıllarınca kudret sahipleri bu safsatalara inanacaklar, bir takım politika yetimlerini himaye kanatları altına alacaklar. Bu seferki şamar, akl-ı evvellere bizzat Komiteden gelmiştir. Ko- mitenin "tam yetkiyle" konuştuğuna sözlerinin başında belirten söz- cüsü Kurmay Binbaşı Ali Armağan bitirdiğimiz haftanın sonunda şu açıklamayı yapmıştır: "Kahraman Türk Ordusunun bir temeli heyeti olan Milli Birlik Komitesi en kısa zamanda, Türk Milletini arzu ettiği demokratik idare- ye kavuşturacak ve buna bir türlü inanmak istemeyen dünya efkarı,-, Türk Ordusunun olgunluk ve asaletini bir kere daha hayranlıkla ve hat- iâ, kıskançlıkla görecektir." Haydi bakalım şimdi, "Neden hep AKİS'iu dediği çıkıyor, neden hep AKİS'in dediği oluyor, neden hiç bizim dediğimiz çıkmıyor. neden hiç bizim dediğimiz olmuyor" diye kendinizi yemekte devam edin, kafa- lı çocuklar!. Generali, dığı Rum meyhaneci plâkasız makam zaman, Ma- evinde bulmuşlardı. ziyaretine (gelmemişti Ermenidis'lerle halaylarında günü "Ma danoğlu, kendi tabiriyle, Heybeliadada yatıya kal- orgi Ermeni- dis'in Mektep Sokak 15 numaradaki Madanoğlular, Polo- nezköyde tanışmışlar ve birbirlerin- den çok hoşlanmışlardı. Sonra Ma "apar to- 15