DÜNYADA OLUP BİTENLER lerini çok kuvvetli o hissettiklerinden midir? Bunu düşündüren sebepler yok değildir. Nitekim nükleer dene- meler hakkındaki Sovyet görüşünü reddeden Batılı muhtırasına Krutçe- fin Kremlinde söylediği nutukla ver- diği cevap çok sert ve tehditkâr ol- muş, diğer taraftan umumi silâhsız- lanma için 31 temmuzda başlaması mukarrer omüzakerelerin (hazırlığı İçin Washington'da girişilen Sovyet - Amerikan temasları da devam et- mekten hali kalmamıştır. Troika Sovyetlerin Almanya ve Berlin me- selesine verdikleri son şekil mu- vacehesinde Batılıların cevap hazır- ladıkları bildiriliyor. o Krutçefin sert tutumu belki bu sahada Batının tav- rım da sertleştirecektir. Fakat bu mevzuda hâlâ bir takım dalgalanma- lar vardır. Çeşitli fikirler çıkıp bat- makta, çeşitli ihtimaller üzerinde du- rulmaktadır. Bunlardan biri de Al- manya ve Berlin meselesini Birleş- miş - Milletlere intikal ettirmektir. Ne var ki, şu son günlerde Birleş- miş - Milletler de, Genel Sekreterin Kongoda gösterdiği Oo başarıya rağ- men, huzursuzluk içindedir. de Sovyetlerin bu sefer Hammarsk- joeld'a musallat olmaları ve tek bir Genel Sekreter yerine onun işini gö- recek üç üyeli bir teşekkül ikame et- mek istemeleridir. Yâni, nükleer de- nemeler meselesindekine ilâveten bir troika dana!. Zira Rusların tasarı- sınca, bu heyette de kararlar ittifak- la alınacaktır. Yâni veto hakkı câri olacaktır. Burada Sovyetlerin maksadı ol- dukça açık görünüyor: Kore harbi sırasında veto müessesesinde yapılan ıslahatı ortadan kaldırmak... Zira bi- lindiği gibi, o zaman kabul olunan bir kararla, veto yüzünden güvenlik konseyi işlemez hale geldiği takdir- de, meselenin, vetonun câri olmadığı Genel Kurula İntikal ettirilebilmesi sağlanmıştı. Şimdi o Sovyetler Genel Sekreterliği de veto ile bağlayarak u açık kapıyı da kapamak niyetin- dedir. Batılılar buna şiddetle itiraz et- mişlerdir. o Fakat 18 ay sonra Dag Hammarskjoeki'un yetki devresi bi- tince mesele nasıl olsa bir dram ha- linde ortaya çıkacaktır. Afrika - Asya Kongoda hava güzel giri bıraktığımız hafta içinde Af- rika - Asya ölçüsünde hatırı sa- yılır gelişmeler oldu. Evvelâ siyahi Afrika üzerinde biriken kara bulut- lar hafifledi ve bir yıldan beri felâ- ketli bir anarşiye sürüklenmiş plan 24 Kongoda dirlik ümitleri belirdi. Co- guilhatville (konferansında buluşan çeşitli temayüllerin mümessili Afri- kalı liderler, Birlemiş - Milletlerin de tavassut ve teşviki ile, bu ayın 25'inde parlâmentoyu toplamaya ka- rar verdiler. Bu, başlı başına bir a- dımdır. Fakat bir netice olabilmesi için parlâmentonun ictimaından ev- vel Leopoldville, Stanleyville ve baş- uzun zamandır mevkuf bulunan Elizabethville hükümetlerinin bir an- laşmaya varmaları lâzım geliyor. Bu yolda Birleşmiş - Milletler yetkilileri adıgeçen başkentlerde temas ve fa- aliyette bulunuyorlar. Eğer yeniden şahsi ihtiraslar ve harici müdahale- ler başgöstermezse, Kongolular için bir konfederasyon içinde saadet, Bir- leşmiş - Milletler için başarı ve hazin olmakla beraber, Kongonun vatan fedaisi Lumumbanın ruhunun huzu- ru ağ olacaktır. zey Afrikada ise hissedilir bir sinirlilik havası hüküm sürmektedir. Cezayirli milliyetçilerle Fransız mu- rahhaslarının Evian konferansına Fransanın tek taraflı olarak ara ver- mesinden sonra, bu kesilmenin baş- lıca sebeplerinden olan Büyük Çöl dâvasına sınır memleketler de karış- tılar. Cezayir Büyük Çölün kendi top raklarına dahil olduğunu iddia edi- yor, bununla beraber bir kere Fran- hakimiyetine son devletlerle anlaşacağım u- muyordu. Halbuki Tunus ve Mali bu neticeyi beklemeden hak iddialarım ortaya attılar. Fas da Moritanya me- -elisini bir kenara iterek müddeiler arasına katıldı. Nijer de bunlara ilti- hak etti. öte yandan Fransa ve Tu- nus Moritanyayı tanımak suretile büyük anlaşmazlığı biraz daha ka- rıştırmış oldular. Bu suretle Büyük Çöl dâvası, yeniden başladığı zaman, Fransız - Cezayir konuşmalarım için- den çıkılmaz hale getirebilecek bir unsur oldu. AKİS - Reklâm — 33 AKİS, 26 HAZİRAN 1961