KADIN İstanbul Yabancı gözüyle zeki bakışlı, esmer, orta yaşlı kadın, gazetecilere: — Türk kadınlarının gözleri çok güzel" dedi. Ayrıca, zeki ve cana yakın olduk- larını da sözlerine ilâve etti. Geçen haftanın sonlarında bir gün Park Otelde, Kadınları Koruma Der- neği tarafından şerefine verilen gay- da Fransız kadın sayfası yazarı Fer- nande Feron; gazetecilere, Türk ka- dını hakkında daha pek çok şey söy- lemişti ama, ertesi sabah gazeteler- de yalnızca onların güzelliklerine dâ- ir sarfetmiş olduğu sözleri buldu ve tatlı bir kahkaha attı. Fernande Feron, "Femme d'Au- Jourd'hul" dergisi tarafndan Türki- yeye Türk kadını hakkında makale- ler yazmak için gönderilmişti. Ka- dınları Koruma Derneği, yazarın An- kara ve İstanbuldaki gezilerini üze- irkiye Turizm Kurumu rehberlik kurslarını bitirmiş olan ü- yeleri sayesinde çok istifadeli bir program hazırlamıştı. Fernande Fe- ron d'Aujourd'hui" dergi- sine muhakkak ki yalnızca Türk ka- dınlarının güzelliğinden bahseden ya- nlar göndermiyecekti. Onu ve dergi- sini en çok ilgilendiren şey, Atatürk inkılâpları ile âdeta yeniden yeryü- züne çıkan Türk kadını idi. küçük yüzlü, etrafını saran Fernande Feron senelerce bu in- kılâplan uzaktan takip etmiş, bun- lar hakkında yazılar yazmış ve sene- ler senesi bunlara dayanarak Fran- -ada kadınların siyasi haklarını ilgi- lendiren bir mücadeleye katılmıştır. Çünkü Fransız kadını, siyasi oyunu kullanma hakkına ancak 1945'de Ge- neral De Gaulle sayesinde kavuşmuş- tur. Fernande Feron, Atatürkün yal- nız Türk kadınına değil, dünyadaki bütün kadınlara birçok bakımdan rehberlik ettiğine, insan haklarını koruma bahsinde çok ileri bir adım attığına inanmaktadır. İşte bütün bu ileri haklardan latifede eden Türk kadınıyla tanışmak üzere memleke- timize gelmiş bulunuyordu... Fernande Feron, Eyüpte, Piyer Loti kahvesinde halkasını çayına ba- tırırken, ni incecik zarif kadına baktı ve "—- Doğrusu, Türk kadını beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı" der- di. Karşısındaki incecik kadın. Eyüp Noteri ve rahmetli karikatürist Ce- mal Nadirin esi Malike Gülerdi. Fer- AKİS, 26 HAZİRAN 1961 nande Feron daha birçok münevver yi ii ile tanışmış, onlarla be- Boğaziçini, adaları, müzeleri, Üniversitede Süheyl Ünverin Türk tezyinatı atölyesini, camileri, fabri- kaları gezmişti. Şehir Galerisi (Müdü- rü heykeltraş Zerrin Bölükbaşı ile temasa geçmiş ve Fransız sanatkâr kadınlarının bir sergisini İstanbulda açmak üzere görüşmeler yapmıştı. Kadınları Koruma, Derneği Başkanı Mediha Gezgin, kendisini, demeğin Nuruosmaniyedeki erkez binasın- da birkaç lisan bilen yele tanış- tırdı, Yazar bilhassa çalışan evli ka- dınlarla tanışmaktan çok zevk du- yuyor ve onlara, ev işleriyle çalışma hayatım nasıl bağdaştırdıklarını, ev- lendikten sonra işlerini bırakmayı düşünüp düşünmediklerini, ihtiyaç için mi, yoksa daha iyi yaşamak için mi çalıştıklarını soruyordu. Halâ mı Piyer Loti? A ssam güneşi altında Haliç pırıl d'Aujo- pırıl yanıyordu. "Femme urd'hui" dergisi yazan, birçok fabri- kanın yükseldiği sahillerde, Piyer geçen, paket taşlarıyla döşenmiş yo- lu ve bu yoldan yukarıya doğru tır- manan siyah pardesülü," * başörtülü, temiz yüzlü kadınlarla beraber yürü- yen erkekleri gösterdi. Artık Türki- yede kaç - göç yoktu, peçe yoktu? Acaba Piyer Loti bunları görse, ha- yal kırıklığına uğrar mıydı ? Fernande Feron, fabrikalardan boşalan bu güzel kalabalığa takdir- le baktı .ve: buraya (Azadeyi değil, dünyadaki ilk kadın jet Kn gör- geye gelini Bu kadının Türk oldu- Lİ yaşadığım çe muydunuz 2" Fernande ii bir hafta İstan- bulda kaldıktan sonra Ankaraya ha- reket etti. İstanbula doyamamıştı. Dönüşte tekrar gelecek, birkaç gün daha kalarak hakiki bir nargile içe- cek, İstanbulun kendisine has güzel- liklerini içine sindirmeye çalışacaktı. (BASIN - 10988) — 36) 25