Seçkin, cuma namazını kılmak üzere camiye gitmişti. Misafiri, Akdoğan ağırladı ve gerekli bilgiyi verdi. E- sasen söylenecek pek bir şey de yok- tu. Daha evvel neler anlatılmışsa, bu defa. da aynı şeyler söylendi: Seçmen kütükleri istenilen zamana yetiştiril- meğe çalışılıyordu... Partiler hasırlanıyor Yüksek Seçim Kurulunda faaliyet devam ederken, başkentin Yeni- şehir semtine serpili siyasi parti ge- nel merkezlerinde de bir canlılık gö- ze çarpıyordu. Partiler Referanduma hazırlanıyorlardı. Mevcut siyasi par- tilerin genel kurulları İkinci Cumhu- riyet Anayasasına "Evet" denilme- si için teşkilatlarına gerekli talima- tı vermişlerdi. Hele A.P. ve Y.T.P. nin telaşları, doğrusu bir hayli faz- laydı. Teşkilatta hasıl olacak bir çatlak, islerin karışmasına e ola- ira, resmi tamim resmi ta- mimdi ama, su üstüne cik soh- betler hakkında kulağa çalınanlar pek neşeli şeyler değildi. .K.M.P. ye gelince, lider gezidey- di. Gittiği yerlerde dehşetli nutuklar atıyor, içini bol bol döküyordu. İri- kıyım lider hu defa rotayı değiştir- mişti. Referandumla ilgili sohbetler yapıyordu. Yeni Anayasaya "Evet" denilmesi isteği dilinden düşmüyor- du. Eh hani bunun faydası olmuyor da denilemezdi. C.K.M.P. li vatandaş- lar böyle bir şeyi liderlerinin ağzın- dan duymaktan memnun olmuşa benziyorlardı. Liderin seyahati bir hafta kadar devam edecekti. Bu işe ziyadesiyle sevinenler herhalde Kud- retçiler olmuşlardı. Hiç değilse bir hafta müddetle manşet sıkıntısı çek- miyeceklerdi. HERKES OKUYOR AKİS - Reklam — 30 AKİS, 19 HAZİRAN 1961 Hockefeller'in Gazeteleri Ökenin baldan tatlı olduğu söylenir. Anlaşılıyor ki baldan da tatlı olan pembe hayallerdir. Dünyayı toz pembe sermenin İnsanları na- sıl memnun, mesut, bahüyar, ettiğinin ziyadesiyle meşhur delili, ihti- yar milyoner Rockefeller için her etki hususi surette, "İyi haberler" taşıyan bir gazetenin çıkarılışıdır. İhtiyar milyoner zadece o gazeteyi okuduğundan ömrünün son günlerini hayallerini gerçek sanarak geçir- mek saadetine kavuşmuştur. Ama Rockefeller, sadece kendi gazetesi- ni okurdu. Bizim yeni hayal erbabı, eğer Kone da gazetesini okuyorsa, halinden pek memnun olmamak gere! Biri kavruk, ikisi cılız üç partinin başına geçmiş olanlar bir an evvel memleketin başına atlamak için çırpınıyorlar ya.. Gazeteleri, kendilerine mümkün nisbetinde kuvvet şurubu enjekte ediyor. Kav- ruk C.K. M. P. ile cılız A. P. nin, organlarını emanet ettikleri dahiler Menderes Basınının yaman taktikçileri. Menderesin sevdiği şurupları. şimdi yeni patronlarına sunuyorlar. Cılız Y. T. P. nin dehşetengiz baş- yazarı ise, aynı metodların eski bir hayranı. Nitekim ilk ikisi D. P. nin canına ot tıkadıkları gibi bu üçüncüsü de talihsiz Hür. P. mace- rasını dejenere etmesiyle ün salmıştır. Şimdi, üç inin üç sözcüsü, Kudret, Son Havadis ve Öncü bir hava yaratıyorlar, sonra da bu hava- ya bizzat inanıp hayal alemlerinde yelken açıyorlar. Yalnız, bir bar- dak su içinde üç yelkenlinin birden seyri, tabii biraz müşkülâta yel açıyor. Son Havadiste bir başlık: "C. H. P. her yerde çöküyor!" Vaktiy- le Zafer-Havadis biraderlerde a başlığı görünce Menderes nasıl elle- rini uğuşturursa bizim üstadlar “Gün iyi başladı" diye seviniyorlar. Ama, Öncüde bir başka ii EN P. Anadoluda çözülüyor-Selim ve Erzurum A. P. teşkilâtlan istifa ederek Y. T. P. ye iltihak ettiler." Buyur, öp babanın elini! Son Havadis tabii kızıyor: "Y. T. P. Refe- randumda Anayasaya menfi oy verecek-Y. T. P. den yeni istifalar". Kimin çözüldüğü, kimin düğümlendiği A. P. ile Y.T. P. arasında mü- nakaşa edilirken Kudret sesini yükseltiyor: "Oy bölmeden halka işe A. P. veY.T. P. nin birer C. H. P. oyuncağı olduğu anla- şıldığından her iki parti de müteşebbis idare heyeti kuracak sayıda dahi üye devşiremiyor!" Bu sefer, A. P.-Y. T. P. biraderlerC. K.M. P ya ver yansın ediyorlar: "C. K. M. P. hiç bir yerde gelişemiyor!" Bir curcuna ki ne gümüş zurnayı çalan ötekinin sesini duyuyor, ne gümüş zurnadan bir doğru ses yükseliyor Ama, üstadların hallerine Yassıadadan bakıp ta ibretle başını sal- layan adam Adnan Menderes olmalı. Zavallıcık da, beline tekmeyi ye- meden evvel az mı Rockefeller Gazetesi okumuş, az sabah mı C. H. P. nin bir yerde dağıldığı haberiyle uyanmış, ballan kütleler halinde D. P. ye koştuğunun ilânını az mı işitmişti! Ya, talihsiz Hür. P. nin lider- leri ? O zamanın Öncüsü olan Yeni Gün kendilerine az mı müjde ver- miş, az mı ilin çantada keklik olduğunu, halkın C. H. P. den nef- ret ettiğini bildirmişti? Menderes Yassıadada, Hür. P. liderleri C. H. P, kendilerini e at boyu geçince 28 Ekim 1957 sabahı ayıldırlar. İlk seçimde G. ab en kuvvetti rakibini -C.K. M. P.- gene kat kat at boyu iş bira, kınca hamamda şarkı söyleyip seslerine hayran kalanlar başını Men- deresin çektiği Toz Pembe Hayaller Kervanının sâdece tozuyla burun uruna gelecekler ama, bu, ilk fırsatta yeni hayallerin tekrar bina edil- mesine tabii mani teşkil etmeyecek. Tevekkeli, “İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar" deme- mişler! En sonda, ölüm mü kapıya dayanıyor? Aman, atın ölümü de arpadan olsun... 17