YURTTA OLUP BİTENLER Karış karış Anadolu A veeeyi tanıtmayı ve halkı "E- vet" demeğe hazırlamayı hedef tutan bu yurt gezilerinin ilki gecen haftanın sonunda başlayan Karade- niz gezisi oldu. Suphi Baykamın ba- şında bulunduğu bu gençler grubu, hemen yola çıktı. Gençlerin ilk mer- halesi Çorumdu. İlk toplantı da Çorumda yapıldı. . Baykam, Aksalın da bir mesajını Çorumlulara getirdi- ği için en çok alkışlanan hatip oldu. Çorumdan sonra Orduya geçildi ve kongreler yapıldı. Orduyu Merzifon, Giresun ve Trabzon kongreleri takip etti. Genç ve idealist C.H.P. li ekip her gittiği bölgede son derece itibar görüyordu. Bu gruba bir bakıma Devrim Grubu demek yerinde olacak- tır. Bir başka grup, Kemal Satırın başkanlığında Güney bölgesine indi. Satır, çok iyi bildiği bölge halkıyla men Aksalı bulup intibalarıni nak- lediyorlardı. Aksal ise, bir mâni çık- madığı takdirde Kadıköy kongresine gitmeğe hazırlanıyordu. Haftanın sonunda C.H.P. Genel Merkezine uğrayanlar bu şirin Genel Merkezde hafta başındaki hareketi bulamadılar. Zira C.H.P. bir kaç kol- dan harekete geçmiş ve neticeye gi- dişi süratlendirmek için paçaları sı- vamıştı. Referandum Bir arpa boyu Orta boylu, beyaz saçlı tepesi ha- fifçe açılmış adam, çaresizlik içinde kollarını iki yana açarak: ” —Söylenecek bir şey yok. Bili- yorsunuz ki kanun çerçevesinde çalı- şıyoruz. Çalışmalarımızın sonuçlarını da, biliyorsunuz, raporlar halinde i- çerideki tahtaya asıp efkârı umumi- yeye açıklıyoruz. Bunun dışında her- hangi bir şey yok" dedi. Sonra kendisini ısrarla takip e- den gazeteciyi geride bırakarak cam- lı büyük kapıdan içeri girdi. Gazeteci evvelâ burnunu kaşıdı, sonra bir par- ça daha bekledi. Birşeyler öğrenebi- lir miyim ümidiyle oralarda dolaştı. Ama bütün gayretler boştu. Yüksek Seçim Kurulundan haber değil, tek kelime sızmıyordu!.. Aslına bakılırsa sızmasının imkâ- nı da yoktu. Zira çalışmalar için pek parlak ilerliyor (o denilemezdi. Gerçi 16 Yüksek Seçim Kurulu üyeleri kendi- lerini işlerine tamamen vermişler, el- lerinden geleni yapıyorlardı ama, tat- bikattaki güçlükler işin gecikmesine sebep oluyordu. Referandumun, tem- muzun 9'una yetiştirilme temennisi Kurulun iki ayağını bir pabuca sok- muştu. Yapılan hesaplar -kâğıt üze- rinde- seçmen kütüklerinin 2 temmu- za kadar hazırlanabileceği merkezin- deydi. Yalnız, hesap yapılırken âza- mi sürat gözönüne nmış, işlerin şu veya bu şekilde aksayabileceği dü- şünülmemişti. İşler (| sıkışınca, Yüksek (o Seçim Kurulu paçaları sıvamak mecburiye- tinde kaldı. İlk iş olarak, matbu kâ- ğıtların gönderilmediği illere gerekli pının ardında hemen her gün, her saat -uyku ve yemek saatleri hariç- iki adama rastlamak mümkün olu- yordu. Seçkin ve Yargıtay 6. Ceza Dairesi (Başkanı Kâzım Akdoğan -Yüksek Seçim Kurulu üyesidir- gün- lerinin büyük bir kısmını bu odada geçirmekteydiler. da asli işlerini hemen hemen bir ta- rafa bırakmışlardı. İstedikleri, işle- rin, yarı resmi olarak ilân edilen Re- ferandum tarihine yetiştirilmesiydi. 31 numaralı odanın yanındaki o- dada bir başka adam daha masasının üzerindeki kâğıtlardan başını kaldı- ranı ıyordu. Binbaşı Galip Serdaroğ- lu, M.B.K. nin. Yüksek Seçim Kuru- luna yardımcı ve müşavir olarak Yüksek Seçim Kurulunun ilân tahtası Yazboz malzeme yollandı ve kütüklerin tan- zimine süratle başlanılması bildiril- di. Bu arada bazı illerden sevindirici haberler de gelmiyor değildi. Meselâ İstanbul, son derece iyi gidiyordu. Kütüklerin tanzimiyle vazifeli Üçer kişilik ekipler, iki milyonluk şehrin büyük bir kısmının işini bitirmiş bi- biydi. o Başkentte de Ankaradaki kütük hayli ileriydi. Kurulun zora kaldığı bölgeler daha ziyade doğu illeriydi. 31 numaralı kapı Şıhhi durumu pek iyi olmamasına ve ziyadesiyle (yorulmasına rağ- men Kurul Başkanı Recai Seçkin, enerjisinin yetebildigi (Okadar çalışı- yordu. Üzerinde 31 rakamı yazılı ka- tahtası o değil gönderdiği bir Kurmaydı. Serdarog- lu, bazı meseleleri M.B.K. nin düşün- cesine göre plânlıyacaktı. Geride bıraktığımız haftanın or- öğleye doğru bir ara aralandı. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Ba- kam Fahri özdilekti. Özdilek, Yük- sek Seçim Kurulundan durum hak- kında bilgi almağa gelmişti. ve Hükümet Başkanı General Gürsel çalışmalarla bizzat ilgileniyor ve sık sık bilgi istiyordu. Özdilek. 31 numaralı kapıdan gir- diğinde Başkan Recai Seçkini bula- madı. Odada Kâzım Akdoğan vardı. AKİS, 19 HAZİRAN 1961