Adam Anlatıyor önümüzde belirdi. Şoförümüz sıyrılıp çıkmak için sola kırdıysa da. Trafik Müdürlüğüne aid araba kasden bi- raz daha üzerimize gelerek bizi aynı istikametteki tro- tuvara sıkıştırdı. Trafik Müdürlüğüne aid araba, ara- mızdaki 30-40 santimlik mesafeyi de, geri geri gelerek tamponunu bizimkine yapıştırmak suretiyle sıfıra in- dirdi ve otomobilimizi tamamen muattal bıraktı. Tra- fik Müdürlüğüne aid otomobil, meharetini göstermişti. O zaman sol tarafımızdan salyaları akan, ağızları al- kol kokan, gözleri dönmüş bir alay serseri üzerimize hücuma başladı. "Ön, arka ve üstüne çıkanlar, ellerindeki cisimler- le otomobili bozmak ve parçalamak istiyorlardı. Kapu- ta ve bagaj kapağını açmağa kalkıştılar, muvaffak olamadılar. Anteni kopardılar. Şiş batirip lâstikleri pat- latmağa yeltendiler. oŞimşek süratiyle İçeri dalan bir el 15 senelik şoförün Fethinin gırtlağına yapışarak var kuvvetiyle sıkmağa başladı. Fethi, can havliyle eli bütün gücüyle ısırarak canını kurtardı. El çekilmek mecburiyetinde kaldı ve derhal camı kapattık. Birkaç saniye sonra bir başka el, parmaklan arasındaki kos- koca bir kaya parçası ile benim tarafıdaki cama i- di. Çarpmayla aynı anda elimi cama dayadım. Cam pa- ramparça olda ve tabiatıyla kırıklar elimi kesti. O za- mana kadar hiç istifini bozmayan, soğukkanlılığını akıllara durgunluk verecek derecede muhafaza eden ve tek kelime konuşmayan Sayın İnönü elimin kana- dığını görünce ikidi. Halimi hatırımı sordu, cebinden çıkardığı mendilini, elimi sarmamı istierek verdi. Ar- kasından da camı kırık pencereden zıvanadan çıkmış güruha ve elleri kolları bağlıbekliyen polislere bir müddet baktı ve tekrar eski halini aldı. "Sayın Gülek, fevkalâde heyecanlı ve asabiydi. Kül gibi olmuştu. Boyuna küfür ediyordu. "Tecavüzler arkası arkasına yenilenirken, Otomo- bilimizin sağ tarafına bir arkadaşıyla gelen Trafik Müdürü, Paşanın kendisine teslim edilmesini ısrarla is- tiyordu. Biz de kendisine mükerreren yolumuza kesti- gi, akıbetinden mesul olacağı. Paşa Hazretlerinin Tra- fik Müdüriyetine aid arabaya teslim edilmiyeceği ce- vabını veriyorduk. Fakat o bana mısın demiyor, hâlâ ısrar ediyordu. Maksatlı tertip belliydi: Aldığı talimat üzerine. Sayın İnönüyü Trafik Müdürlüğüne aid araba- ya geçirirken kalabalığın arasında yok ettirecekti. "Gerlmizdeki otomobillerden çıkan C.H.P. li arka- daşlar müdahaleye başlamışlardı. Bir aralık, Zeyttn- burnn teşkilâtımızdan Hüseyin ve Ekremin otomobili- mize musallat olanları zararsız hale getirdiklerini gör- düm. Aynı anda bir subay yaklaşarak Trafik Müdür- lüğüne aid arabaya derhal çekilmesini söyledi. Araba, kıpırdamadı . Bunun üzerine subay, kumandasındaki az sayıdaki ere süngü tak emrini verdi ve fiilen müdaha- AKİS, 5 ARALIK 1960 Ali Sohtorik lede bulunda. Trafik Müdürlüğüne aid arabayı torla bertaraf ederek yolumuzu açtırdı. . "Böylece korkunç tertibin içinden Sıyrılarak tek- rar yolumuza koyulduk. 3-4 dakika devam eden o me- şum karamboldan sonra Sayın Gülek, Üçüncü teklifini yaptı ve derhal Taşlığa gitmemizi istedi. Ben gene iti- raz ettim. Programda. değişiklik oyapamıyacağımızı, yüzbinlerce vatandaşın Paşayı beklemekte olduklarını belirttim. Biz münakaşa ederken Sayın İnönü ilk defa filerini beyan etti. 'Hayır' dedi, 11 Merkezine de Uğru- yacağız... Paşanın müdahalesi üzerine münakaşa kesil- di. "Topkapı methalinden İl Merkezine kadar muaz- zam bir topluluk. Sayın İnönüye görülmemiş şekilde tezahüratta bulundu. İl Merkezinde yarım saat kadar kalındı. Polis, kordon altına alınan Sultanahmet Mey- danına sızabilen halka, coplar ve göz yaşartıcı bomba- larla saldırıyordu. İl Merkezi önünden, gene görülme- miş tezahürat arasında Taşlığa gidildi.