YURTTA OLUP BİTENLER raz daha iyiye doğru gidildiğinin far- kına varıyordu. Haftanın ortasında İçişleri ba- kanlığının tebliğiyle siyasi faaliyetin yasak olduğu yeni particilerle, yeni partinin ortaya çıkmasından pek fazla endişeye düşenlere hatırlatılın- ca yeni çocuğun doğumu geriye atıl- dı. Ocakbaşı sohbetleri gene başladı ve Üçüncü Partinin faaliyeti daha ziyade kurucuların veya kurucu ol- mağa hazırlananların eşlerine intikal etti. Kır saçlı maliyeci de gene evin- den bakanlığa, bakanlıktan evine muntazam gidip gelmeğe başladı. Sahte şövalye A ma bir kişi vardı ki bu, revnaklı günlerde ortaya çıkmadan yapa- madı. Aydın Yalçın o Kızıloğlunun tebliği karşısında vurulmuşa döndü. O kadar beklediği günlerin gelip çattığına kendisini inandırmıştı. Li- der olmanın arifesindeydi. Tabii, ka- bahati C.H.P. nde buluyordu. Pişmiş aşa o su katmıştı. Yalçın hakiki bir silâhşör oldu- ğunu ispat için tebliğe rağmen ko- nuşmak cesaretini gösterdi. Ama ertesi gün, gazetecilerle sohbet ve- ya basın toplantısı yapmadığım ge- ne gazeteciler vasıtasıyla efkârı u- mumiyeye bildirince, üstadın kılı- cının tenekeden olduğu meydana çık* tı. Yalçın ve Belbez haftanın başın- daki salı günü başkentten İstanbula uçtular, İstanbulda yapılacak İş Ban kas. İdare Meclisi toplantısında ha- zır bulunacaklardı. Yalçın, Amerika- dan dönünce bir de İdare Meclisi ü- yeliği kapmaya muvaffak olmuştu. Toplantıya girdiler ve çalıştılar. Saat 15 sıralarında Yalçın ve Bel- bez gazeteciler tarafından yakalan- dı. Basın mensupları iki kurucudan yeni parti hakkında bilgi istiyorlar- dı. Faaliyete devam edilecek miydi? Yeni parti ne zaman resmen kurula- caktı? Dehşetengiz başyazar, gaze- tecilerin suallerini hemen cevaplan- dırmayı ihtimal fanına yakıştırama- dı. Kendilerine, ertesi gün eski Hür. P. lilerden avukat Hasan Kangalın yazıhanesinde buluşmak ve mesele- yi orada konuşmak üzere randevu yerdi. Ertesi gün 4. Vakıf Hanın asma katındaki 40 numaralı i ğında ise Suphi Batur bardı. Batur toplantıya merak saikiyle karışmış- tı. Kangal arkadaşıydı. Toplantının, yazamadığımız sivasi 28 faslından Sonraki kısmı seansın ko- medi kısmıydı. Bir ara Aydın Yalçın kalktı ve Başyazarı bulunduğu Öncü gazetesinin İstanbul bürosunu ara- dı. Büronun telefonunu bilmediği için gazetecilerden sordu. Bir numara söylediler. Telefonu dikkatle çevirdi ve açılınca konuşmağa başladı: “— Merhaba Nejat bey!" ıdaki ses -öncünün İstanbul temsilcisinin adı Nejattır- . cevap verdi: rdi: "- Merhaba!" "— Ben Aydın Yalçın" Karşıdaki ses bir iki saniye du- rakladı. Anlamamış gibiydi. Tekrar konuştu: "— Hangi Aydın Yalçın" Bu defa şaşırma sırası dehşeten- giz başyazara gelmişti. Nasıl olur da kendisini tanımazlardı? Ama ih- timal vermemiş olacak ki: “- O söylediğiniz iş için Nilü- ferle konuştum" Karşıdaki ses adamakıllı şaşır- dı. Bir iki saniye süküttan sonra: "- Hangi Nilüferle?" "— Canım, hangi Nilüferle ola- cak, Nilüfer Yalçınla. Karım yahu, tanımıyor musun?" Telefonun karşısındaki ses ada- makıllı şaşalamış olacak ki Aydın Yalçın birşeyler olduğunun farkına varabildi ve konuştuğu yerin neresi olduğunu sormak aklına geldi: "- Affedersiniz, neresi orası?" Karşıdaki ses rahat bir nefes aldı ve cevap verdi: “- Hal müdürlüğü..,." Gazeteciler gülmemek için ken- dilerini zor tuttular. Hattâ bâzıları tutamadılar. Odanın içi kahkahalar- la doldu Ve daha sonra ağır ağıt kal- kıp dağıldılar. Bir macera İş burada bitmedi. Gazeteciler top- lantıyı gazetelerine yazacaklar- dı. Nitekim aceleyle notlarım önleri- ne koydular ve haberi yazıp yazı iş- leri müdürlerine götürdüler. Aynı gece saatler 23'ü gösteri- yordu ki 0021 numaralı gri bir jip Cemal (Nadir Sokağının köşesini hız- la döndü. Biraz ilerledikten sonra Akşam gazetesinin binası önünde durdu. Jipten atlayan polis aceleyle merdivenleri çıktı ve elindeki zarfı Yazı İşleri Müdürüne verdi. Zarf, Emniyet Müdürlüğünden geliyordu. Bir rica mektubu gibiydi ama, resmi yazıydı ve altında Vasıf Erüstünün imzası vardı. Resmi ri- ca, Aydın Yalçının Kangalın yazıha- nesinde yaptığı toplantıdaki sözlerin- den bahsedilmemesini belirtiyor, bu toplantının İçişleri bakanlığının teb- liğine aykırı olduğunu ve şayet ya- yınlanırsa bakanlığın takibata geçe- ceğini ifade ediyordu. Buna bir ya- yın yasağı denemezdi. Bu bir emir de değildi. Ama, bir rica da alamaz- dı. Olsa olsa bir tavsiye olabilirdi! , Haberi bazı İstanbul gazeteleri kullandılar. Bâzıları, da tavsiyeyi tu- tarak kullanmaktan imtina ettiler. Ama en güzeli, bir gün sonra olanıy- dı. Aydın lider basın toplantısı yap- madığım, böyle bir maksadı olmadı- ğını, sâdece arkadaşını görmeğe git- tiğini söylüyordu! Böylece iş, fasl-ı bahara kalmış Idu. "HÜRRİYET İÇİN" Bugüne kadar çıkan 21 Mayıs İnkılabına ait kitapların en mükem- meli, en çok okunanı, en çok satılanı. Bu eserde: GENÇLİĞİN kanlı mücadelesine alt tam ve teferruatlı bilgiyi; MUHALEFETİN gizli kalmış meclis görüşmelerinin en önem- lilerini bulacaksınız. 27 Mayısı bizzat yaşamış Harp Okulu S. Tabur Kumandanı KUR- MAY BİNBAŞI AVNİ ELEVLİ'nin kaleminden okuyacaksınız. Asker! harekâtı tarihi bir doğrulukla yine bu eserde bulacaksınız. Mevcuda azalmaktadır. HÜRRİYET İÇİN "27 Mayıs 1960 Devrimi" Bayilerde arayınız! Ödemeli isteme adresi: Avni Elevli Mahallesi, Sağ sokak. No: 14, Kat: 4 Bayazıt - ANKARA AKİS, 5 ARALIK 1960