DÜNYADA OLUP BİTENLER Afrika Yeni bir devlet daha B- haftanın ilk günlerinde, Batı Af- rikanın Atlantik sularını yalayan kuzey kıyılarında, yeni bir Afrika devleti doğdu. Bu devletin resmi adı, Moritanya İslâm Cumhuriyetiydi ve yüzölçümü Meksikanınkine yakın ol- duğu halde, nüfusu 600 bine zor yak- laşıyordu. Moritanya, 1960 yılı içinde Fran- sız Afrika Birliğinden ayrılarak ba- ğımsızlığım kazanan onüçüncü dev- letti. Ancak, geriye kalan oniki dev- letten hiçbirinin doğumu Moritanya- nınki kadar güç olmamıştı. Güçlük Fransanın buraya bağımsızlık mek istememesinden gelmiyordu. Tam aksine, Fransa başlangıçtanberi Moritanyaya bağımsızlık vermeye is- tekli görünüyordu. Fakat Moritan- yanın bağımsızlığı söz konusu olun- ca Fas buna şiddetle itiraz etmişti. Rabat idarecilerine göre Moritanya tarihi bağlarla Fasa bağlıydı ve Fransız hakimiyetinden kurtulduğu gün Fas topraklarına katılması ge- rekirdi. Fasın bu iddiası Araplar a- rasonda bâzı taraftarlar bulmuştu. Meselâ Irak, Yemen ve Lübnan Fası haklı buluyorlar ve Moritanyanın bağımsızlığım bu toprakları hâlâ Fransız hakimiyeti altında tutmak isteyen Fransanın bir oyunu olarak karşılıyorlardı. Diğer yandan, Fasın ileri sürdüğü tarihi haklar Asya-Afrika devletle- rinin büyük bir çoğunluğuna makul görünmemişti. Bunların başında Tu- nus geliyordu. Tunusa göre, bir za- manlar Moritanya topraklarına sahip olmak şimdi bu toprakları istemek i- çin bir hak teşkil etmezdi. Moritanya halkının bağımsızlık istediğine şüphe yoktu ve Fas, milletlerin kendi mu- kadderatlarına sahip olmak hakkına saygı göstermeliydi. Tunus ile Fas arasındaki bu gö- rüş ayrılığı yalnız iki devlet arasın- daki münasebetlerin gerginleşmesine yol açmamış, aynı zamanda Fasın is- teği üzerine, mesele geçen hafta Bir- leşmiş Milletler Siyasi Komisyonun- da görüşülürken iki devlet temsilci- lerini sert bir tartışmaya sürükle- mişti. Siyasi Komisyon bu görüşme- ler sırasında Fasın iddialarım din- lemeye pek istekli görünmediğine gö- re Moritanyanın bağımsızlığı üzeri- ne bundan sonra bir gölgenin düş- mesi beklenemezdi. Beliren görüş ayrılıkları F“ ile Tunus arasındaki bu çekiş- me, Moritanyanın bağımsızlığı AKİS, 5 ARALIK 1960 bakımından büyük bir tehlike olma- makla beraber, son günlerde beliren bir gerçeği bir kere daha ortaya ko- yuyordu: Bağımsızlıklarını kazandık lari güne kadar Avrupa devletleri karşısında birleşen Afrikalılar, bu gayelerine, ulaştıktan sonra birlikle- rini kaybetmeye, kendi aralarında bölünmeye başlıyorlardı. Bunun ilk örneği Kongo meselesinde görülmüş- tü. Bütün Afrika devletleri (oOKongo- nun sömürgeci devletlerin tahakkü- münden kurtarılması konusunda bir- leştikleri halde, bu devleti Lumum- ba'nın mı, yoksa Kasavubu'nun mu temsil etmesi gerektiği omeselesinde ikiye bölünüyorlardı. Siyasi , tema- yülleri bakımından daha mutedil o- lan Fransız Afrikası devletleri oOKa- savubu'yu destekliyorlar, Afrikada otoriter ve merkeziyetçi idarelerin kurulmasını isteyen Gana, Gine ve Mali gibi devletler ise Lumumba'dan yana çıkıyorlardı. Bunlara göre Ka- savubu Batılıların adamıydı ve Ga- na, Gine ve Mali idarecilerinin Ba- tılılara karşı fazla bir sevgi duyma- dıkları kimsenin meçhulü değildi. Kongo konusunda ikiye bölünen Af- rika devletleri arasındaki görüş ay- rılığı bazan o kadar belirli bir hal a- lıyordu ki meselâ bir keresinde, Ka- merun temsilcisi, Birleşmiş. Milletler Genel Kurulunda Ganalı meslektaşım Sovyet ajanı olarak vasıflandırmak- tan bile çekinmemişti. Aşırılar birleşiyor A frikalı devletler arasında bu bö- lünme devam edecek olursa mu- tedillerin ve aşırıların kendi arala- rında yeni gruplaşmalara doğru gi- decekleri şüphesizdi. Nitekim bu haftanın başında Mali'ye yaptığı bir ziyaretten dönüşte, Gana Devlet Baş- kam Kwame Nkrumah Mali ile Ga- na arasında daha sıkı bir iş yapılmasına karar verildiğini, yakın bir gelecekte iki devletin müşterek bir Parlâmentoya sahip olacaklarını açıklıyordu. Bu durum karşısında Afrikanın geleceği ne olacaktı? Dünyanın her tarafında hüküm süren geçimsizlik- ler oraya da mı atlıyacak, soğuk harp yeni bir kıtada daha mı hüküm sür- meye o başlıyacaktı? Aslında bu- nun aksini düşünmek hayalperestlik olurdu. Avrupa devletlerinin asırlar boyunca siyah insanlar üzerinde yap- tığı tahakküm, ne yazık ki, Afrikada çoktan aşırı görüşlerin tohumunu at- mıştı. Sovyet idarecileri de bu görüş- leri istismar etmeyecek kadar akılsız olmadıklarına göre, iki dünya düzeni arasındaki çekişme elbette günün bi- rinde burada da başlıyacaktı. Şimdi Batılılar için yapılacak tek şey kalıyordu: Afrikayı içinden bölen görüş ayrılıklarının kaynağının Af- rika halkının sosyal ve iktisadi ge- riliği olduğunu anlıyarak onlara hiç- bir karşılık beklemeden yardım elini uzatmak ve halâ Batılı düzene bağlı kalmak isteyen mutedillerin durumu- nu böylece kuvvetlendirmek.. Unut- mamak gerekir ki Batılılar yapacak- ları bu yardımın karşılığım Afrikada bulundukları zaman içinde çok fazla- sıyla almışlardı. Bu gerçeği unutup TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZİRAAT BANKASI Kuruluş tarihi : 1868 Sermayesi: TL.750.000.000 T.C. Ziraat Bankası 600 aşan Şube ve A janslariyle yurdun her tarafında hizmetinizdedir. Tasarruf hesaplan için en geniş ve zengin ikramiyeler Vadeli tasarruf hesaplarında her 50, vadesiz ta- sarruf hesaplarında her 100 liraya ayrı bir iştirak numarası verilir. 29