YURITA OLUP BİTENLER mete gelince, bu işlerle uğraşmak üzere bütün bir teşkilâtı seferber et- mek lüzumu ortaya çıktığından haf- tanın sonunda ayrı bir Tahkikat Ko- misyonu kuruldu, Patlıcanla efendi hikâyesi F akat bir zamanların bu çalımlı ve fütursuz beyleri, baştaki Beyfen- düşmanları haline giriverdi! oOAman yarabbi, "bunların ne mel'un olduğu" nu bu hafta içinde en yakınlanndan, onların el ve ayak yalayıcılarından dinlemek lâzımdı.. Bayar mı? Men- deres mi ? Filanca Bakan mı ? Daha on gün evvel bu isimlerin şakşakçı- lığını yapanlar bir anda değişiverdi- ler. Meğer kimler ve kimler Mende- rese bu yolun çıkmaz yol olduğunu söylemişti de "o deli herif" aldırma- mıştı ! Sadece bir takım gazetelerin yeni çehrelerine bakmak bile insanı iğrendirmeye yeter hale geldi. Bir taraftan eski efendilerine küfredenler bir taraftan da iktidarı elde tutanla- rı eskilerin durumuna düşürmek için faaliyete girişmişlerdi bile.. O kadar ki adeta Menderes isminin yerine Gürsel adını oturtmak, Menderesi de İnönü yerine küfürlere muhatap kıl- mak bir yeni sanat oluverdi. "Mahut telgraflar" şimdi aynı kimseler ta- rafından aynı tarzda, değişik adrese çekiliyordu. Ortada "Kalkınmamızın baş mimarı", "Saadetimizin banisi", "Işık saçan adam" veya "Nurlu İs- tikbalimizin kurucusu" elbette ki kal- mamıştı. Ama şatafatlı sıfat merak- lıları General Gürsel ile mesai ar- kadaşlarına (oOetiket (oyakıştırmakta birbirleriyle yarışa (girdiler. (o Şark kendisini belli ediyordu. Hani bu haftanın sonlarında manzara öylesi- ne kötüleşti ki Menderes ve arkadaş- larının her gün bir yeni hıyaneti, bir yeni hırsızlığı ortaya çıkıp ta herke- sin hiddetini 0 belki de bu mecmua -düşününü bu mec- mua!- eski İktidarı eski İktidarın en . C.H.P. İktidarı devrinde Falih Atayı sevmeyenlerin söyledik- leri "Siz bu İktidarın kötülüklerini, iktidar değiştiğinde Falihten dinle- yin" sözü adi bir iftiradan ibaret kal- mıştır. Atay, saygı duyduğu herke- se saygılı kalmakta devam etmiş, es- ki devrin haklı tarafları (aleyhinde tidarının muteber Havadis gazetesini görenler ve onun başyazarı Mümtaz 21 Faik Fenikin yazılarını (okuyanlar ağızları bir karış açık kalmaktan kendilerini alamadılar. Tabii oHava- dis, Bâbiâlinin havası değişen tek gazetesi b Ağızlarda bir nükte, Hürriyetin İktilâlden sayısını ogördükten sonra intihar etmiş Olduğuydu. Daha küçük beslemelerin hali ise daha da bulantı veriyordu. Aradan yirmidört saat geçmeden dönüşe başlayanlar bir an- da hürriyetin en koyu taraftarı, Menderes rejiminin baş düşmanı kı- lığına girdiler ve umumi efkârın kar- şısındaarzı oOoendam ediverdiler. Ba- kanlıklarda eski Bakanların en ya- kınlarının onların en büyük muanzı sonraki oturmasını bilen bir tek şakşakçı çık- madı. Bunları gördükçe muhtemelen Burhan Belge, emniyet altında bu- lundurulduğu yerde kendi kendisini yiyor "Ah, bu yeni İktidarı simdi dı- şarda olsam ben ne güzel över, fel- sefesini ne mükemmel şeklide ya- pardım”" diyordu. Piliç Osmanın açıklamaları akat manzara bu hafta içinde sa- dece trajik taraflarıyla kalmadı. Levhaya İlâve olunan bir kaç neşeli renk ayrı revnak verdi. Mesela meş- hur Şahane Klübün "Piliç Osman'ı. Osman Aytuğ Taksimdeki muhteşem Pamuk Palas apartmanının iyi dö- şenmiş 5 numaralı dairesinde sabı- “Osman Aytuğ arkadaşlarıyla birlikte i Şahane Klübün şahane tornistancısı oldukları ancak inkılâp hareketinin başarıya ulaştığı kati hal alınca or- taya çıktı. Dışişleri bakanlığında Zorlu aleyhinde en acı sözleri söyle- yenler ve onun marifetlerini birbir anlatanlar -gerçi bu marifetler doğ- ruydu ama..- "Fatinin sefirleri" ol- du. Dün Menderese laf söyletmekten- se hayatlarını vermeyi tercih edecek- lerini katiyetle söyleyenler ise "As- malı bu adamları!" hükmünü görül- memiş kolaylıkla veriyorlardı. Bu bir hafta içinde eski şakşakçı (o çevrele- rinde en ziyade duyulan söz "Ben onlara söyledim, birader!" sözü Ol- du. Daha insaflıların ileri sürdükleri mazeret ise "Ah, içim kan ağlıyordu ama, bilmezsin bana ne kadar baskı yapılıyordu" dan ibaret kaldı. Susup kalılardan şöyle şikâyet etti "— Allah bu günleri bize göster- di. Bu sayede hayatımı kurtardım. Son günlerde yapılan tehditler (o yü- zünden gece sokağa - o sıralarda ör- fi idare vardı ve gece sokağa çıkma yasağı kaldırılmamıştı- çıkamaz ol- dum. ün paramı, pulumu o elim- den aldılar. Ben D.P. liderlerinin çe- virdikleri bütün dolapları bilirim. - Pi- liç Osman son derece ketum bir zat- tır ve ağzından kolay kolay laf çık- maz-Bütün bunları bilmemin sebebi, kendileriyle pek samimi Oolmamdır. Sırlarını bildiğim için beni yurt dışı- na yollamağa kalkmışlardı." Piliç Osmanın itirafları hakikaten eğlenceliydi, Ethem Yetkiner kendi- sini çağırtmış ve "Hayatımdan bık- AKİS, 5 HAZİRAN 1960