YURTTA OLUP BİTENLER kişehirde meşhur Komisyonun faali- yetine son verdiği yalanını söylemesi hep oyalamaydı, hep hazırlanan kor- kunç plânların kamuflajı teşebbüsü idi. Bayar, plânlarını gizlemek lüzu- munu duymayacak kadar hunhar ve akılsızdı, Menderes ise muvazenesiz- di, fakat ondan çok daha zekiydi. A- ralarındaki tek fark bundan ibaretti. Koraltana gelince, Köprülü ona kar- şı istihzayla karışık bir acıma hissi duyardı. Köprülü, son derece tenpe- rest ve tamahkâr olan sabık Meclis Başkanının gidici olduklarım bir ne- vi hissikablelvukuyla hissettiğine ka- iniydi. Fakat, bunun doğru olduğunu isbat etmek ve kendi kanaatini kabul ettirmek kaabiliyetinden mahrum o- lan Koraltan, mevkiine yapışmağı herşeye tercih ediyordu. Böyle buh- ranlı anlarda, Köprülüye göre, Koral- tan daima Bayarın papağanı kesilir, Bayar ne derse onu sadakatle tekrar etmekten başka hiçbir şey yapmaz- dı. Bu sebeple Köprülü, Koraltanın mutedil bir siyaset taraftarı olduğu- na dair çıkan söylentilere de hiç iti- bar etmedi. Yağma Hasanın böreği Aslına bakılırsa dördüncü kurucu- diger üç kurucunun akibet der bm onun ahlakıyla öieki lerin ahlakı arasındaki fark (oldu. Hakikaten, İhtilalin başarı kazan- masının hemen akabinde girişilen "servet tesbiti" işi ortaya öyle mari- fetler çıkardı ki bütün parmaklar a- ğızda kaldı. Sabık oOCumhurbaşkanı Bayar 103 milyon liralık bir serve- te sahip bulunuyordu. Tabii bu, üsta- dın Türkiyede muhafaza buyurduğu paraydı. 103 milyon!., Bunun nasıl e hususunda kimsede e kadar tereddüt uyanmazdı. Zi- ra “Cumhurbaşkanlığı tahsisatı ayda 15 bin liraydı. Bu, senede 180 bin li- ra ediyordu. Bayar on senedir Cum- hurbaşkanıydı. Demek ki bu on yıl- da metelik sarfetmemiş bulunsa elin- de 2 milyon liradan az bir para bu- lunacaktı. Bunu işletmiş olsa ve bü- yük ticari dehası sayesinde bire on kazansa gene de serveti 30 milyonu geçmeyecekti. Açıkta 83 milyon li- ra kalıyordu ki bu, Bayar ve Mende- res rejimlerinin nasıl bir rejim oldu- ğunu ortaya koyuyordu. Bu hafta el- lerde dolaşan bir vesikaya nazaran son hükümetin azalarının topyekün parası 700 milyonun üstündeydi. Sa- dece Örfi İdare Komutanı Namık Ar- güçün 256.000 lirası tesbit olunmuş- tu. Tabii bu paralar bloke olunmuştu. Bu hafta içinde D.P. ileri gelen- lerinin evlerinde de arama yapıldı. Haftanın sonlarına doğru Kavaklıde- re semtindeki bir dairenin aranması sırasında ele geçenler arasında insa- nı kahkahadan bayıltacak "hatıra- lar" vardı. Doğrusu istenilirse daire bir Bakanın değil, bir sosyete hanı- mının, Ankara ve dünya sosyetesi- nin pek yakından tanıdığı zarif Ve- samet Kutlunun dairesiydi. Daireden sadece Fatin Rüştü Zorluya ait ve- Rüştü Zorlu tarafından hatıralar çıktı. e Başbaşa resimler, ithaflı fotoğraflar ve birbi- rinden hisli aşk mektupları! Hususi kibrit kutularının üzerinde Zorlu ile Kutlunun başbaşa portreleri ovardı. Bunların dışında, Vesamet Kutluya ait dairede fazla mücevherat bulun- madı. Fakat zarif sosyete hanımının Türkiyeden Ziyade hudutlarımız dı- YAZISIZ şında vakit geçirdiği, İsviçrede ika- met ettiği, Londrada bir kata sahip olduğu bilindiğinden buna şaşan ol- madı. Fatin Rüştü Zorlu ne zaman "siyasi sebepler" le yurt dışında bir seyahata çıksa Vesamet Kutlu der- hal orada arzı endam ediyor, bazı otellerin kayıt defterine isimleri "Bay ve Bayan Zorlu" diye geçiyor, zaten Zorlunun yanında götürüp ge- tirdiği gözde hakikatler açıklandığında Fatin Rüş- tü Zorlunun bol dövizle niçin sık sık dünya başkentlerini dolaştığı, ikide bir Parise kadar uzanıverdiği (o her- kesin malümu haline geldi. Bir dev- rin bütün kirli çamaşırlarının orta- ya serilmesi muamelesi böylece baş- lıyordu. Fatin Rüştü Zorlunun ken- di evrakı arasında ise daha "istifa- deli" bazı vesikalar çıktı. Bunlar, membaı meçhul ama meblâğ itiba- riyle göz kamaştırıcı (omakbuzlardı. Pariste ikamet eden bir Selim Os- manla sabık Dışişleri Bakanının mü- nasebetleri servetleri tahkikle o vazi- feli kimselerin (o şiddetle (dikkatini çekti. Bu Selim Osmanın Emin Kala- fatla da münasebeti olduğu anlaşıl- dı. Haftanın sonlarında Fatin Rüştü Zorlunun, İparlar tarafından getiril- miş bulunan bir şilep filosu -düşünü- nüz: şilep filosu!- ile alâkası araştı- rılıyordu. Sarılan evler Bakan evlerinin nasıl | araştırıldığı hususunda İnönünün de oturduğu meşhur Ayten sokağın sakinleri bu AKİS, 5 HAZİRAN 1960