YURTTA OLUP BİTENLER bırakacak insanlar değiliz. Bizim kı- iz haberler yolluyor- . Tabii bu neviden haberler ba- mevzuu kimseler üzerinde zerre- ce tesir icra etmiyordu ama, Mende- resin yaverleri (o vazifelerini yapmış olmanın hem huzurunu, hem de gu- rurunu duyuyorlardı. Suni ordu Hazırlanan ve planları ele geçen tasavvura göre yedi jandarma ta- buru Demokrat bir çete halinde ha- zırlanıp bu çete mensuplarının eline Ordunun bile malik olmadığı silahlar verildikten sonra başkentteki nor- mal askeri birlikler uzaklaştırılacak- tı. Tabii bu arada, meşhur Harbiye- nin de icabına bakılacaktı. Talebeler tün Jandarma subayları içinde men- faat gördüğü için sütü bozulmuş pek az kimse vardı ve hükümetin böyle bir hareketine bizzat jandarma su- bayları mani olacaktı. İşin doğrusuna bakılırsa Celâl Ba- yarın hesabı tamamile yanlış değil- di. Cumhurbaşkanı para vermek su- retiyle Jandarma Muhafaza Tabur Komutanı Münir Kiperi -halen mev- kuftur- kendi tarafına çekmeye mu- vaffak olmuştu. Nitekim 27 Mayıs günü Cumhurbaşkanını teslim alma- ya giden General Burhaneddin Uluç Köşkün bahçesine girdiğinde Muha- fiz Alayının mevzi almış bulunduğu- nu görmüş ve dikkat kesilmişti. Ge- neral Burhaneddin Uluç Muhafız A- layı komutanını çağırmış ve kendisi- ne vaziyeti anlatmıştı. Alay komu- tanı anlatılanı süratle anlamış ve ona Samet Ağaoğlunun evinde yakalanan silahlar i Haramilerden biri kampa gönderilecekti. Son sınıf ta- lebelerine gelince onlar derhal kıta- larına sevkedilecekler, oralarda icap- larına bakılacaktı. Bu haftanın orta- larında Ankarada dolaşan şayialara göre Harbiye talebelerini kamplara götürecek tren yan yolda havaya u- çurulacak, teğmenler gönderildikleri kıtalarda kurşuna dizilmek, suretiyle idam edilecek, böylece Üniversiteli gençler ve onların “cübbeli kukla- lar"ı yani profesörleri temizlenecek- ti. Tarım bakanlığının altına depo e- dilmiş bulunan silâhlar Demokratlar- dan müteşekkil yeni jandarma tabur- larına verilecekti. Jandarma kuvvet- lerinin bağlılığına oOCelâl Bayar çok Halbuki işin aslında Türkiyedeki bü. 12 göre vaziyet almayı kabul etmişti. Fakat komutanı endişeye düşüren Jandarma taburunun o vaziyetiydi. Kendisi Ordunun hareket tarzına ka- tıldıktan sonra Jandarma Muhafaza Tabur komutanına da ateş açmama- sı için emir vermişti. Fakat Münir Kipere emniyeti yoktu. Münir Kiper pek âlâ hem Köşke gerekli haberi u- çurabilir, hem de ateş edebilirdi. Ta- bur komutanı Kiper ateş ettirmedi -veya ettiremedi- ama elinden gelen fenalığı yapmaktan geri kalmadı. Köşkte hazırlanan plâna göre Muhafız Alayı komutanına bir şey olduğu takdirde okomuta başyavere geçecekti. o İhtilâl gecesi (başyaver Tayyardı. Münir Kiper hâdiseden ha- berdar olur olmaz başyaveri vaziyet- ten haberdar etmişti. Başyaver de hususi kalem müdürü vasıtasıyla Cumhurbaşkanını kaldırtmış ve bir- liklerin harekete geçtiğini kendisine, bildirmişti. Tahminlere göre Münir Kiper vaziyetten Jandarma Genel Komutanı Tahsin Çelebicanı da ma- lâmattar kılmış ve Çelebican hususi telsizle Eskişehirde yarı sızmış vazi- yette uyuyan Menderese haber sal- mıştı. Bu bakımdan o gece sabaha karşı Eskişehirden Kütahyaya doğru yola çıkan sabık Başbakan Münir Kiperin verdiği, daha doğrusu saldı- gı haber sayesinde o firara teşebbüs etmişti. 27 Mayıs hareketi ispat et- misti ki Jandarma camiasında bir başka Münir Kiper mevcut değildir. Nitekim Kipere rağmen General Bur- haneddin Uluç Çankaya Köşküne gir- miş ve Bayarı teslim alıp -Bk. AKİS s. 301- vazifesini başarmıştır. Fakat bu plan meydana çıkınca ve ona eklenen başka tasavvurlara mevcudiyeti haber alınınca yeni İkti- dar eski D.P. Meclis Grubunun azala- rını tevkif mecburiyetini hissetti. El- den ele bir takım "imha projeleri" dolaşıyordu. o İstanbulda ( tedavülde olan plâna göre I numara İsmet İnö- nüydü. 3 numarayı ise bu mecmua- nın başyazarı işgal ediyordu. Söyle- nildiğine göre İnönünün katlinden, sonra üç günlük milli matem ilân e- dilecekti. Bu emirlere ait teypler ele geçmişti. Pek çok kimse böyle bir halin vukuunda okunacak nutukları niçin daha evvelden tele alınmış bu- lunduğunu anlayamadı. Ancak emir alanların bu emirlerin tesbitini iste- çecek İhtilâl birliklerinin okomutan- ları da hareketin başında bulunan Cemal Gürselden yazılı emir istemiş- ler ve Gürsel bu emri vermekten zer- rece çekinmemişti. Şu satırlar yazıl- dığı sırada Harbiyede hâlâ metane- tini muhafaza eden tek şahıs Bayarın Harbiyenin imhası, İnönünün ve yar- dımcılarının öldürülmesi için gerekli emri vermiş olması kuvvetle muhte- meldir. Az laf, çok iş Br iktidarın mesulleri, ileri gelen- leri, onun sayesin görülmemiş servet sahibi olmuş kimseler işte bu şekilde adaletin tecellisi gününü bek- lerlerken bu haftanın başında Anka- rada yeni hükümet ilk toplantısını yaptı ve çalışmalar başladı. Doğrusu istenilirse Cemal Gürselin başkanlı-. gındaki heyetin çalışma tarzı Men- deresin tutumundan biraz farklı ol- du. Menderes ve arkadaşlarının "Az iş çok laf" prensibi yerini "Az laf, çok iş" e bıraktı. Orgeneralin radyo- da yaptığı bir kaç konuşma daha zi- AKİS, 5 HAZİRAN 1960