YURTTA OLUP BİTENLER “Amerikada Türk gençliğinin nümayişi | Gönüller o ferahladı nu söylemişlerdi. . O akşam Cemal Gürsel bir basın toplantısı tertiple- renle Selim Sarper de katılmışlardı. Gazeteciler Başkumandana kendile- rini en ziyade alâkadar eden Bakanı, Basın-Yayın ve Turizm Bakanını sormuşlardı. Orgeneral kendisini pek hatırlayamamış, fakat iyi bir arkadaş olduğunu söylemişti. Sonradan Züh- tü Tarhanın eski bir hukukçu olduğu meydana çıktı. O kadar ki bu yüz- den, hükümetin ilânının ertesi günü gazeteler bütün yeni Bakanların bi- yografilerini vermek imkânını bula- madılar. Meselâ Zühtü Tarhana ait malümat elde edilememişti. Vaziyet ancak iki gün sonra aydınlandı ve o zaman herkes yeni hükümet azaları- nın kim olduğunu öğrenmek fırsatı- nı buldu. Böylece yeni hükümetin kurulma- sı, tam bir ihtilâl havası içinde cere- yan etti ve daha evvelce Milli Birlik Komitesinin azaları tarafından tes- bit edilen listeler oarasında yapılan bir seçimle meydana gelen hükümet, pazartesi günü işlere el koydu. Hükümetin lüzumu İhtilal başarıya ulaştıktan sonra bir ara hükümet vazifesini kimlerin görmesi gerektiği hususunda tered- dütler hasıl olmuştu. Milli Birlik Ko- mitesi işbaşındaydı. Onun yanında ayrı bir sivil hükümete lüzum var mıydı? Meselâ müsteşarlar yakında yapılması kararlaştırılan seçimlere kadar işleri tedvir edemez miydiler? Fakat sonradan, milletlerarası mü- nasebetler göz önünde tutularak 13 bir hükümetin Başkumandan Cemal Gürselin (obaşkanlığında (kurulması daha uygun görüldü. Hakikaten en iyi formül de buydu ve hükümet sa- dece içerde değil, dışarda da gayet müsbet intiba bıraktı. Gerçi bazı ba- tılı gazeteciler Hükümetin kurulma- sı üzerine Milli Birlik Komitesinin vücuduna lüzum kalıp kalmadığı su- alini evvelâ kendi kafalarında çevir- diler, sonra temas ettikleri şahsiyet- lere bunu sual halinde sordular. Ga- zetecilere en iyi cevabı İsmet İnönü verdi ve bir ihtilâlin temel uzvu olan bir komitenin ihtilâlden sadece beş gün sonra kalkabileceğinin düşünüle- meyeceğini bildirdi. Zaten Komite ile Hükümet bu hafta içinde kendi ara- larında iyi bir işbirliği kurdular ve mümkün çatışma ihtimallerini orta- dan kaldırdılar. Bir bakıma hükümete ait işleri kabine, devlete ait işleri Ko- mite tedvir edecekti ve her iki organ birbirleriyle sıkı temas halini daima muhafaza edeceklerdi. Hükümet toplantıları bütün haf- ta devam etti. Bakanlar bir yandan bakanlıklarıyla alâkalı meselelere el koyarlarken diğer taraftan hükümet politikası (o sayılabilecek (o hususlarda da kararlar alıyorlardı. Memleket es- ki iktidar tarafından seneler senesi o şekilde idare edilmişti ki yeni Bakan- lar bir çiftlik idaresinin mutlaka da- ha muntazam olduğu hususunda ara- larında ittifaka vardılar. Hele son zamanlarda her şey sadece sabık Başbakanın emirleri ve şahsi kapris- leriyle halledilir hale gelmişti. "Lü- zum", ancak "Menderesin gördüğü lüzum" olduğu takdirde bir mâna ifa- de, ediyordu, ve öyle lüzumlardan baş- kaları gerçekleşmiyordu bile.. Hubu- bat fiyatlarının ilânı zamanı gelip çatmıştı. Dış tediye vaziyeti parlak olmaktan uzaktı. Bütün bunlar de- vam eden hükümet toplantılarında ele alındı. Her şey Ordunun hakika ten tam zamanında işlere el koydu gunu gösteriyordu. Memleketi De mokrat iktidar, daha doğrusu Men deresin keyfine esir olan Hükümet ve D.P. Meclis Grubu tam bir keşme keşin içine getirip bırakmıştı. Bu yüzden yeni Bakanlar bu hafta gün de onbeş, hattâ yirmi saat çalışmak zorunda kaldılar ve üzerlerine aldık- ları vazifenin ehemmiyetini, daha iyi anladılar. Allahtan hiç biri işten yı- lan kimseler değildi ve çalışmak bu şartlar altında hayli tatlı geliyordu Zira etraflarını saran herkes onlara yardımcı oluyordu Müsbet tepkiler İbülâlin âdeta ertesi günü yeni ida- renin teknisyenlerden (müteşekkil sivil bir hükümet kurması dost baş kentlerde son derece iyi karşılandı Zaten, aslına bakılırsa bu dost baş kentlerin resmi çevrelerinin eski İk- tidara karşı gerçek bir sempati duy- madıklarına şüphe yoktu. Fakat Ba- yar ve arkadaşları yuvarlanır yuvan lanmaz eski idarenin kötülüğünü ilk terennüm eden devlet başkanı İranın meşhur Şahı Muhammed Pehlevi oldu Bir Avrupa seyahatinden memleketi ne dönmekte olan Şah hazretleri Ye- şilköydeki kısa tevakkufu esnasında Ordunun hareketinden duyduğu mem- nunluğu belirtti, bunun faydalarını ve sağlayacağı menfaati, hayırı say dı döktü! Ama, asıl sevinç duyan anglo Tevkif edilen D.P. İstikamet o Davutpaşa (o Kılıc)