KİTAPLAR Eski Türk Sanatları (Halük Y, Şehsuvaroğlunun tarihi sohbetleri, Varlık yayınları 747, Bü- yük cep kıtapları Sserisi 158 İstanbul Ekin Basımevi 1960, 96 sayfa 200 kuruş.) Haluk Şehsüvaroğlu yaşayan ta- rihçilerimiz arasında bilhassa üs- lübundaki zerafet ile temayüz etmiş- tir. Son derece tatlı ve sürükleyici bir anlatış tarzı "Tarihçi Gözüyle A- tatürk" adlı eseri bu hususu isbat et- mişti. Eski Türk Sanatları adlı kitap bir seri sohbet yazısından meydana gel- miştir. Ancak bu sohbetler öyle soh- betlerdir ki, her yazıyı okuduğunuz- da tarihimize ait bilinmeyen veya pek az bilinen bazı hadiselere ışık tu- tulduğunu görürsünüz. Şehsüvaroğ- lunun sohbetleri, mahalle kahvesınde oturmuş bir ihtiyarın anılarından meydana gelmiş lâf kalabalıkları de- ğildir. Şehsüvaroğlu her ne kadar kitabındaki yazılara tarihi sohbetler demişse de, bu kitabın daha doğrusu makalelerin hazırlanmasında ciddi bir tarihçi olarak hareket etmiştir. Şehsüvaroğlunun daha önce gaze- telerde de yayınlanmış olan makale- lerini bir araya getiren Varlık Ya- yınevi temenni edilir ki bundan son- güzel sanatların muhtelif dalları, için yaptığı yayın serilerinin arasına bir de tarih yayınları serisi koysun. Osmanlı devri tarihi, bilhassa sa- nat tarihi hakkında son derece ente- resan ve araştırma mahsulü bilgileri bir araya getiren "Eski Türk Sanat- ları" adlı kitapta yer alan 18 maka- lenin adları şunlardır: Eski saatle- re dair, Tarihi Şahsiyetlerimizin de- ğerli portreleri, Londra Müzelerinde Fatihin ve Kanuninin portreleri, De- niz Müzesindeki muhteşem kadırga, 19. Asırda Boğaziçinde sahilsaraylar, 19. Asırda tasvir sanatının İstanbul- da yayılması, Topkapı Sarayı resim galerisi, Eski çekmecelere dair, Mu- sikimize dair, mehterhane ve serhad türküleri, Boğaziçi yalıları, Mühür- cülük sanatımıza dair, kaşıklara da- ir, Eski yüzükler, Kaleme dair, Şair Leyla Hanım... Makalelerin adlarından da anlaşı- lacağı gibi Şehsüvaroğlu, Güzel Sa- natlar alanında — atalarımızın mey- dana getirdikleri eserleri tarihimizin tozlu vesikaları arasından bulup gün ışığına çıkarmakta, — resim, heykel. AKİS, 29 MART 1960 müzik, mimari gibi sanat kollarında- ki eski Türk çalışmalarını okuyucu- lara sunmaktadır. Meselâ İstanbul deniz müzesindeki 40 metre boyunda 5.70 metre genişli- ğinde ve 240 metre derinliğindeki gerçekten muhteşem — kadırgayı te- sadüfen görüp duyan bir insan elbet- teki bu 140 tonluk teknenin tarihini merak edecektir. 144 kişilik kayıkçı- lar takımı ile gunumuzun tenezzüh motorlarının sürati ve akik taşları ile süslenmiş kadırga neyin nesidir? Bu bir zamanlar sıt- maya iyi geldiği inancı ile tahtaları küçük küçük parçalar halinde halk arasında ilâç diye kullanılan gemi ne zaman yapılmıştır? Nerelerde ne di- ye kullanılmıştır? Müzeye nereden gelmiştir? Kaç defa tamir görmüş- tür vs.. Bütün bu suallerin cevabı Şehsüvaroğlunun Eski Türk Sanat- ları adlı kitabının 25. sayfasındaki Bir sohbet havası içindeki bu yazı bır tarih anahtarıdır. Kitapta yer alan diğer yazılar da teker teker başlıklarından anlaşıla- bileceği gibi. hep böyle enteresan mevzulara dokunmaktadır. Kısaca söylemek gerekirse Haluk Şehsüvar- oğlunun Eski Türk Sanatları adlı ki- tabı "mutlaka" okunması gereken "umumi bilgi" kitaplarından biridir. Seçilmiş 1001 Bilmece (Hazırlayan: Ferhat Sılacı, Altın Eserler Yayınevi, Apa Ofset Basım- evi, İstanbul 1960. 144 sayfa 300 ku- Yruş.) erhat Sılacı folklor araştırmaları yapanlar — arasında adı duyulan bir kişidir. Ancak Seçilmiş 1001 Bil- mece adlı kitabını baştan aşağı cid- di olarak tarayıp, okuduğunuzda, Sı- lacı için ciddi bir araştırıcı demek çok zor. Üstelik Ferhat Sılacı çok da iddialı. Kitabının başına yazdığı ön- sözde, "Şiirleriyle, resmiyle, heyke- liyle.... Modern sanat anlamak mı is- tiyorsunuz, kitabımı her halde oku- malısınız" diyor. Kitabı okuyorsunuz, bırakın modern sanatı anlamayı, mo- dern sanatla alâkalı en ufak bir nok- ta bile bulamıyorsunuz. O zaman da ister istemez yazarın — araştırıcılığı hususunda şüpheye — düşüyorsunuz. Hele kitapta yer alan bazı bilmeceler var ki, bunları ömrünüz boyunca duymamışsınız. Bu işle uğraşanlara soruyorsunuz, onlarda duymamışlar. O zaman gayrı ihtiyari acaba bu bil- meceleri kitabın yazarı kendisi mi imal etti diye düşünüyorsunuz Ferhat Sılacı bilmecelerini alfabe- tık sıraya göre düzenlemiş. Yani ce- "a" harfi ile başlayan bılmece— lerle başlayan kitap "z" harfi ile ve- rilen cevaplara kadar uzayıp gidiyor. Bu bilmecelerin içlerinde çok güzel- leri de olduğunu itiraf etmek lâzım. Seçilmiş 1001 Bilmeceden verilecek bi daha yakından verecektir. tü helal - Boğazladım kanı yok" Sıra sıra durmuşlar - Hak yoluna girmişler - Vakti gelmış ermişler - Sararmışlar solmuşlar"" "Karadır katran degıl - Sarıdır safran değil - Kanathdir kuş değil - Boynuzludur koç değ "Taştandır demırdendır - Yediği d hamurdandır - Bütün dünya ayı doyu- rur - Kendi doymaz nedendir "Sakalı var sözü geçmez - Pek u Zağı gözü se - Kara nohut eker gider - Taştan taşa seker gider - deyip Akça suyun içerler -Şeytan geçerler "Sıra sıra söğütler - Birbirini öğüt- ler - Dil bilmez kelâm söyler - Bunu bilsin arifler" "Dışı katık - İçi kütük" Adı "Seçilmiş 1001 Bilmece" olma- sına rağmen içinde 821 bilmece bulu- nan kitaptan yukarıya alınmış olan bilmecelerin — karşılıkları — sırasıyla şunlardır: Arı, Buğday, Çekirge, De- ğirmen, Keçi, Telgraf, Zeytin. Modern sanatlara değil ama, bil- meceye meraklı olanlar bu kitapta daha bu tip bir hayli gerçekten güzel bilmece bulabilirler. HERKES OKUYOR 29