OLUP BİTENLER. O. E. C. E. Heyetine klüp 47 de verilen yemek Suallere çetince demir leblebi giden ender, D.P. milletvekillerinin i- se, seçmenlerle - konuşmaktan çok onlara gözükmemek için gayret sar- fettikleri gözden kaçmadı Meselâ D.P. nin en dayanıklı kâ- lelerınden biri olduğundan kimsenin şüphe etmediği Bursada bile, P. milletvekilleri seçmenlerının karşı- sına çıkmak cesaretini gösteremedi- ler. Yalnız biri müstesna: — Hulusi Köymen Geçen haftanın başında Pazarte- si günü Bursa Esnaf Birlikleri bina- sında tertiplenen toplantıya — bütün ursa milletvekilleri davetliydi. Dâ- vete icabet eden bir tek Hulüsi Köy- men oldu. Kapalıçarşı — yargınında dükkânları yanan ve hâlen Belediye tarafından temin edilen dükkânlar- da maişetlerini temine çalışan esnaf, basta dükkân kiraları olmak üzere herşeyin ateş pahasına çıkmasından Şikâyetçiydi. Derelerini — dinlemeleri için 15 milletvekilini çağırmışlardı. Fakat bulutlu havadan yağacak yağ- murun şiddetini anlayan davetliler- den 14 ü selâmeti ortada gözükme- mekte bulmuşlardı. Toplantıya gelen tek milletvekili olarak Hulüsi Köy- en bütün esnafı cesaretine hayran bıraktı. Ama bu hayranlık, artık son haddine varan sıkıntı ve dertlerin sayılıp dökülmesine mâni — olmadı. Üstelik Hulusi Köymenin cesaretin- den de büyük bir başlca kusurunu or- taya koydu. Cesur milletvekili, va- adların arkasına saklanacağı yerde, tik ve doğru bir şekilde konüşuyor- du. Ama bu sözler, yaralarına mer- hem arayan esnafı büsbütün kızdır- dı. Birlik Başkanı Memduh Üreyen, kiraların — indirilmesini 1st1yordu Köymenin cevabi açıktı: "Belediye de borç içinde ve sıkıntıda" idi. Ya- pacak hiç bir şey yoktu 8 Manisa ve havalisinde — dolaşan Samet Ağaoğlu da temas ettiği seç- menlerinden iç açıcı sözler dinleme- di. Turgutluda Ismaıl Ölmezgüneş adında bir D. P. Genel İdare Ku- rulu üÜyesi Agaogluna zamları sor- du, aldığı cevap ]urnalcı muhale- fet, yalan yazan basın" temi üzerin- de uzun bir konuşma oldu. Gerçi Ağaoğlu da bu bahsin — açılmasına sinirlenmişti ama Öfkesi, pek tabii zamlar karşısında Vatandaşın duy- duğu üzüntü derecesine ' varmadı Bir taraftan zamların yukselttıgı şi- kâyetler, ote taraftan "yakında seçim var" lâfiı arasında kalan D. P. teşkilâtı ne yapacağını şaşırmış- ti Agaoglu "1961 den evvel seçim yok" diyerek bu ağır endişeden teş- kurtarmaga çalışmayı da ih- mal etme Boş ilâç gişesi T eşkilâtı bu tereddütlerden kurtar- manın lüzumuna inanan sadece Samet Ağaoğlu değildi. Bizzat D. P. Genel Başkanı Adnan Menderes de teşkilâta bir kuvvet şurubu içirerek, eski canlılığına değilse bile biraz ra- hata kavuşturmak lâzım — geldiğini düşünüyordu. D. P. başkanlarının ıştırakı ile İstanbulda bir toplantı sı fikri, işte böyle bir endi- tu. Ama il başkanları toplantısı fikrinin yağı da kızgın D, çarkına dokunur dokunmaz te- bahhur etti ve bu toplantıdan da bahsedilmez oldu. Bütün mesele her şeyin bir tek beyinde şekıllendırıl— mesinden çıkıyor ve saat "beşe beş" kalana kadar kimsenin hiç bir şey- den haberi olmuyordu. Bu "beşe beş kala karariarı"nm en taze — misali Giresun limanının açılış töreni hâdi- sesiydi. Törene yüzlerce insan davet edilmiş. Ege vapuru telsizle çağın- larak sefer programı altüst edilmiş. t ve son dakikada Anadolu Ajansı, hiç bir sebep göstermeğe lüzum görme- den "Giresun 1limanının — açılışının Temmuz içinde bir güne bırakıldığı- nı" bildirivermişti. habersizlik D. P. kademelerindeki hareketsizli- ğin bir sebebiydi. Diğer ve daha te- sirli sebep ise vatan sathına yayılan e her zamankinin kat kat üstünde büyük bir sempati ile rşılanan C, H, P. mılletvekıllerının yarattıgı ümit ve itimat havasıydı. C. H. P. dâvalarını imanla anla- tıyor, hayat pa halıhgının ümitsizlik ve kedere boğduğu ütleler — onları şımdı daha iyi anlıyorl rdı. Bu halin yüksek kademelerini iyice hid- detlendırdıgı ve bu saflarda perişan- liğı adamakıllı arttırdığı muhakkak- tı. Nitekim İktidarın dehşetengiz başyazarı, geçen haftanın ortasında Perşembe günü Zaferin yerine çıkan Akşam Postasında Muhalefete ateş püskürüyor ve .milletin — gittikçe genişliyen idrak ve itimadında, dikiş tutturamamaya m mahkümdur. Bagır çağıra, bir gun kendılıgınden tüke- necektır diyı dev. ordu: "İşitiyoruz kı 1ndıyattan iba- ret goruşlerının menfi sürfelerini ö- teye beriye serpmek için, bu tatil- lerde gene çok faal olmak niyetin- deymişler! Ne âlâ ve ne bâlâ bir ar- zu... Yalnız, sürfelerle mucadelemın ziraatte bile bir çok usullerı olduğu nu unutmamaları lâzımdır." Bu gözdağı verme gayreti arka- sında karanlıkta tek başına kalmış bir çocuğun korkusunu — germemek imkânsızdır ve bu korkuyu taşımak- ta İktidarın dehşetengiz tek başına kalmamaktadır çinde bugünkü gidişten endışe du- yanların sayısı gittikçe artmaktadır. Gerçi bunların Grup içinde bir ha- Hulusi Köymen Doğru söyleyeni... AKİS, 30 HAZİRAN 1959.