Demiryolları ve Ulaştırma — Bakan- lığı ileri gelenlerinin uykularını ka- çıracak derecede karışık safhalardan geçtiği bilindiği için, Sırrı Atalayın sual takriri elbette büyük alâka u- sandıracaktır Mesele, Ulaştırma — Bakanlığının ve Devlet Demiryolları idaresinin 1lo- komotiüerın dizelleştirilmesi — gaye- iyle adı sanı meçhul bir Amerikan fırmasıyla mukavele imzalamasından ve firmanın kendisine gösterilen emsalsiz , kolaylıklara rağmen taah- hütlerini bir türlü yerine getirmeme- sinden çıkmaktadır. Ama aslına ba- kılırsa hataların ilki ve en büyüğü 40 milyon dolarlık ihalenin bu firma- ya verilmesiyle yapılmıştır. Firma, Avrupanın meşhur eğlence ve sayfiye şehirlerinde pek çok rastlanan ve hiç bir hanedana mensup olmadıkları halde asalet unvanları taşıyan sahte prensler gibi şatafatlı bir isim taşı- maktadır: Panamerican Investment... Demiryolları idamesi, ihtimal bu parlak ismin zibesine kapılarak, hiç denecek kadar az sermayeli ve Üstelik Amerikada lokomotif imaliy— müessesesini temsil etmiyen — Pana- leketimizde kurulması mevzuunda bir mukavelenameyi tereddüt etme- den imzalamıştır. 29 Aralık 1956 tarihinde imzala- nan bu mukavele hükümlerine göre, Demiryolları idaresi, Amerikan şir- ketinin parlak vaadlarının altında kalmamış .ve büyük bir cömertlik göstermişti. İlk cömertlik, bu gibi iş- lerde ihaleyi alan firma tarafından ödenmesi usul ve teamül icabı ci- lan mukavele harç ve pul esmanı Devlet Demiryolları tarafından öden- miştir. Bu, yekünu 400 bin liraya ve şirket teslimatı geciktirdiği tak- muhtemel zarar- “teminat ak- yatırmasına lüzum dahi görülmemiştir. Hele ihtilâf vu- Amerikan mah- lu idaresi elini kolunu bizzat bağla- mıştır. Şirketin lokomotifleri ve di- ğer malzemeyi idareye Amerikan 1li- manlarında teslim esi rın gerek nakil vaktınde nakledilmemesinden cak bütün —mesuliyet ve zararların ıdareye ait olması hükmü ise göste- rilen "cömertlik"In bir başka misa- i. Sac öne düşünce... A merikan şirketiyle bir mukavele imzalanır imzalanmaz demiryolu münakalâtında derhal dizelli lokomo- edebiyatına girişilmişti. ki Demiryolları idaresi bütün veci- belerini sadakatla yerine getirirken şatafatlı isimli Amerikan şirketi va- AKİS, —30 HAZİRAN 1969 Sırrı Atalay Dizelci!.. desi gelip geçtiği halde taahhütlerini bir türlü ifa etme yanaşmıyordu. 1957 yılı sonuna kadar 14 lokomoti- fi teslim etmeyi taahhüt eden şirket, 1959 yılının ortasına-gelindiği halde ancak 5 lokomotif teslim edebilmiş- ti! Geriye kalan 85 lokomotıfın ne ims çıkmasına bağlı olduğu artık anlaşıl- mıştı. Ama bizzat imzaladığı muka- velenin hükümleriyle kıskıvrak bağ- lanan Demiryolları idaresi, bu durum karşısında tevekkülle boyun bükmek- ten başka hiç bir şey yapamıyordu. İşin bir, başka tarafı daha vardı: American nvestment, taahhüdünü yerine getirmiş bile olsaydı, beher lokomotif idareye takriben 300 bin dolara mal olacaktı. Halbuki aynı va- sıftaki lokomotiflerin beherini 220 bin dolara teklif eden tanınmış Al- man M. A. N. firmasının şartları ile Demiryolları ıdaresı alâ- kadar bile olmamıştı. Halbuki M. N. nin şartları kabul edılmış olsaydı Demiryolları idaresi ağır şartların altına girmekten kurtulduktan baş- ka, hem 6 milyon dolar kazanacak, hem de şimdiye kadar dızelleştırme programını tahak uk ettırmış ola- caktı. Üstelik, "Am American Investment fırması ile bır bağlantıya girmeyin" diye zamanında ıkaz vazi- fesini gören Washington Büyük El- çiliğimizin tavsiyesi de dınlenmış o- lacaktı. Şimdi ise, Sırrı Atalayın sual tak- riri karşısında alâkalılara düşen pay, ihmallere mazeret aramaktan iba- rettir. Bulunan bu —mazeretler, tat- min edici olmaktan —uzak kalırsa mesele yeni bir Meclis tahkikatı ta- lebine mevzu teşkil edebilecektir. Okuyucu mektubu Basın hakkında tıdal timsali Inonuye itidal tav- sal teşkil eden hâdiselerinin, bu asrın çocuğu olarak şahidi olma- kaldı mı ? Aslan bir gün bir olmuş ve tekkede İ m eyhe mürid senin, şeyh bozu kaçın da maskarası olmadık ya t Paşa, aslandan daha Ugru da erişirsek bunun şerefi İsmet Paşa gibi davrananlara mı, yoksa ken- m yenlerin teslimiyetini mı ait olacaktır' Ömer Baştimar - Akhisar taşıyanlara * man — yarabbi! İlk sayısından beri okuduğum İS'in doğru verme prensibine ne kadar bağlı olduğunu bilmese kim gazete sahiplerinin gırıştıkle— Ti pazarlıgı açıklıyan yazınıza -tâ- biri rün ifti " di- Yyece amoklesın kılıcının a bizim Zzav llı ıdrakımız olup b tenleri anlamakta z kalıyor. Fa, lursa lsu n ataları- rum: “"Cesur bir defa ölür, kor- kak ise bin def.. Necati Ulker - İstanbul * N e pahasına olursa olsun, do; haber vermek basının vazi- fesıdır diyorsunuz. Amenna... Fa» kat kendinizi duşunmuyorsanız hiç, değilse bizleri düşününüz: Kapalı olduğunuz günlerde ne okuyacagı— mızı doğrusu şaşılıyor Rıza Gunder - Ankara