YURTTA OLUP BİTENLER Hükümet Zirve toplantıları Geçen hafta Ankara çoktan beri alışıl- mamış bir hâdiseye şahit oldu. Bu Çoktan beri görülmemiş, işitilmemiş ve alışılmamış hâdise, Bakanlar Ku- rulunun ve Ufak çapta bir kabine sayılabilecek olan — Bakanlıklararası Koordinasyon Heyetinin hafta için- de sık sık toplanmasaydı. Hummalı kabine faaliyeti Balı günü, kanın Ankaraya gelmesiyle başladı. O gün Başbakanlığın siyah Cadillac'a doğru Yeşilköy hava meydanı pis- tine girdi. Otomobilin içinden Men- deres ve Dr. Namık Gedik çıktı. Arkadan gelen, fakat piste — kadar girmeyen mobillerin — içinde Dr. Mükerrem Sarol ve Türk Hava Ya- ları Umum Müdürü Ulvi Yenal var- ı. SEÇ isimli "Viscount uçağı, nor- mal plan seferlerinden birini yap- mak üzere meydanda hazırdı. Men- deres uçağa en- son binen yolcu ol- du. Gerçi yolculardan , şişman bir zat, Menderese yol Vermek istedi a- ma. Başbakan eliyle "önce siz bi- nin" diye işaret ederek geride kaldı ve uçağa herkesten sonra girdi. iddetli rüzgârın dağıttığı saçla- rını eliyle toplamaya — çalışan Dr. amık Gedik de Ankara yolcuları arasındaydı. Ankarada ciddi çalışmalar, Spa- ak ile yapılan nezaket görüşmeleri ve ziyafetten sonra, Çarşamba sa- bahı başladı ve Menderesin yeniden İstanbula döndüğü Cumartesi günü öğle sonrasına kadar sürdü. Bu müd- det zarfında beş boş koltuklu kabi- ne, tam mevcutlu olmasa bile iki de- Polatkan, şekkil Koordinasyon Heyetinin mü- teaddit toplantılarına riyaset etti. Son bir kararla Koordinasyon He- yetine dahil edilen İmar Bakam Me- deni Berk de toplantılara katılıyor- n “ikti- atisinde bulundu. Koordınasyon He- yetinin Başbakanlı en son toplantı- sı. Menderesin Dr. Mükerrem Sarol ile birlikte bir Viscount — uçağı ile İstanbula hareket, ettıgı Cumartesi günü sabahı yapı Alt kademe toplantıları Koordinasyon Heyeti, Başbakanın riyasetinde hummalı görüşmeler yaparken iktisadi bakanlıkların tem- silcileri de Dışişleri Bakanlığının ha- kadar sıcak bir salonunda da- ha az hummalı olmayan toplantılar yapıyorlardı. Salı günü başlayan ait kademe toplantılarına — Cumartesiye kadar her gün öğleden sonra devam edildi. Normal olarak saat 16 da başlayan toplantılar, akşam 20 ye kadar sürüyordu. Hasan Işıkın başkanlık ettiği alt 4 kademe toplantıları, Avrupa İktisa- di işbirliği Teşkilâtı Heyetinin An- arayı Ziyareti dolayı sile yapılıyor- du. Bu ziyaretler son dış yardım an- laşmasının şartlarından biriydi. An- laşmaya göre, Türk Hükümeti her üç ayda bir Avrupa İktisadi İşbir- liği Teşkilâtına sunulmak üzere ik- tisadi durumun seyrini gösteren bir rapor hazırlıyacak, teşkilât — müte- hassısları da yerinde çok daha de- rin ve teferruatlı incelemeler yapa- caktı. Nitekim toplantılara Cuma günü katılan Kanadalı mütehassis ahn, bunu açıkça ifade ediyordu: "Stabilizasyon programının tatbikin- den itibaren bir sene geçti. Progra- mın nasıl işlediğini yerinde görmek lâzımdır. Çünkü Vrupa Iktısadı İş- birliği teşkilâtına -O. C. E. men- Ataman - Zorlu - Erkmen Koordinasyon sup memleketler, Türkiyeye verdik- leri kredilerin nasıl kullanıldığını bilmek isterler. Bu vazifede bulun- mam dolayısile ben de onlara bilgi vermek zorundayım.' İşte Kanadalı mütehassıs Cahn, Fransız mütehassıs Bertrand Ingı— liz mütehassıs Brayno, C. E."- nin Türkiye masası şefi ve Para Fo- bir müşahidi bu maksatla Türkiyeye geldiler. Dışişleri Bakan- ağında yapılan toplantılarda Hasan Işık, Münir Mostar, Şefik İnan v.s. i yüksek dereceli - memurlardan müteşekkil Türk. Hükümetinin kur- may heyetinden izahat aldılar. Ya- zifeleri, vardıkları neticeleri bir ra- por haline getirerek Avrupa İktisa- di İşbirliği — Teşkilâtı — vasıtasiyle, Türkiyeye yardım yapan hükümetle- re bildirmekti. O. E. C. E. müte- hassısları herhangi bir meselede, ka- ra? alma yetkisine sahip — değiller- dir. Yalnız karar alma mevkiinde o- lan hükümetler, Türkiyeye karşı o- lan tutumlarını bu mütehassısların raporuna göre tayin edeceklerdi. Ya- ni mütehassıslar endirekt bir şekil- de katar alacak durumdaydılar. Bu bakımdan ziyaretleri son derece mü- himdi. Kabinedeki görüş ayrılıkları Koordinasyon Heyetinin alt kade- me toplantısına muvazi olarak, Başbakan —Menderesin, riyasetinde müteaddit toplantılar yapması da bu ziyaretin ehemmiyetini gösteriyor- du. Her şeyden evvel, bılvasıta ka- rar mevkiinde olan O. E. C. E. mü- tehassıslarını istikrar programının tatbikinde ısrarla devam edıldg hususunda ikna etmek lâzımdı. B ikna zarureti, istikrar programında sayısız gedıklerın açılması — dolayı- sile son derece ehemmiyet kazanı- yordu Bundan başka Türk Hakü- meti, ıstıkrararprogramınınsert hü- kumlerının yumuşatılmasını istiyor- du. Bilhassa kredı hudutlarının ge- nişletilmesi arzulanıyordu. Bu sebeple Koordinasyon Heye tinin Başbakanlıktakı toplantısı, Dı— şişleri - Bakanlığındaki — toplantınla bir devamı hâline geliyordu. Alt ka- deme temsilcilerinin, mütehassısların bitip tükenmeyen suallerine ne şe- kilde cevap vereceğinin, hangi nok- taları kuvvetli, hangi noktaları 1f göstereceğinin her an tesbiti ve koordine edilmesi zaruriydi. Bu koor- dinasyon içini Başbakanlıktaki Ko- ordinasyon Heyeti yapıyordu. İrti- bat isini. Dışişleri Bakanlığı Umum Müdürlerinden Hasan Işık üzerine almı mafih Koordinasyon Heyeti üyeleri arasında koordine bir görüş mevcut değildi. İktisadi mevzularda bakanların en ehliyetlisi olduğunu her vesileyle gösteren Sebati Ata- man, gerçeklerın olduğu gibi kabul edilmesine — taraftardı. — Türkiyenin karşılaştıgı guçlukler bütün çıplak- lığı ile O. C. E. Heyetine bıldırıl melıydı Zorlu ve Polatkan; ise işi tar_afından tutmaya mütema- yildiler. İstikrar programı tatbikatı- nın daha ziyade pembe tarafları gös- terilmeli, tâvizkâr bir tutum takınıl- malıydı. İki görüşü uzlaştırmak bir turlu mümkün olmadı adar ki Atamanın ısrarı, birleşmeleri imkân- sız sayılan Zorlu ile Polatkan bir- leştirdi! Koordinasyon Heyeti üyeleri ara- sındaki görüş birliği nihayet, Baş— bakanlık kapısında temin edildi, latkan n merdıvenlerde kolkola resim çektirdiler. — Bu, nevi zevahiri kurtarmak gayretiydi. iktisadi durum amafih asıl alt kademe toplantısına AKİS, 30 HAZİRAN 1959 çetin müzakereler sahne