KADIN İstanbul Kadın gazetesinin çayı Neşelı sesler, kahkahalar Urdan durdu. Hiltonun Roff-bar'ında çıt yoktu ve herkes adeta nefes alma- dan, Behçet Kemal Çağların meşhur Atatürk şiirini kendi ağzından dinli- yordu oştukça coştu. Hemen bütün hanımlar aglıyorlardı Elbetteki bu, yalnızca kalbleri dolduran bir Ata türk sevgısınden ileri gelmiyordu. Ha— nımlar, Hiltona İstanbulun muhtelif semtlerinden geçerek gelmişlerdi. Ve Atatürkü her anışta simdi — Beyazıt meydanındaki çarşaflı genç kızı, her köşeden, tuhaf tuhaf kadınları süzen kara sakallı, kara bakışlı yobazı ha- tırlıyor, şuur altına attıkları derdin tazelendiğini hissediyorlardı. Birleş» mek, birşeyler yapmak yobazı sus- turmak cahili aydınlatmak gerekıyor du. Buna iman eden hanımların mik- tarı, gün geçtikçe artıyordu. Roof- bardaki toplantıyı kadınlar tarafın- an, n dâvalarını savunmak ga- yesi ile çıkarılan Kadın Gazetesinin tertiplemiş olması da heyacanı artı- rıyordu. Kadın ikinci yaş gününü zetenin kurucusu İffet Halim Oruz gazetenin — gayelerini — anlatıyordu. Gazete, dın dâvalarını korumak, kadın teşekkullerı İla müşterek ça- lışmalar yaparak, Türk kadınlarının Ataturk inkılaplarına olan bağlarını umi efkâra ilân ederek, Beyazıt Meydanındakı kara çarşaüı genç kı- zın zihinlerde. Türk kadınları- hak- kında beliren istifhamları — ortadan kaldıracaktı. İffet Halim Oruz. sözlerine "Ata- türk senin izindeyiz" — gözleriyle son veriyor Kadn gazetesi şimdi bir anonim kadın şirketi tarafından çıkarılıyor- du. Her yıl bir parça daha tekamül eden gazetenin, Türk kadınlığına bü- yük faydalar sağlıyacağını kabul et- mek gerekirdi. Ka dın gazetesı mensupları o gün fevkalâde bir teşkilâtlanma kabiliye- ti gösterdiler. Zarif bir şekilde mavi boncuklar içinde verilen piyango bi- leti numaralarından çok şık davetiye- lere, güzel hediyelere sürprizlere ka- dar herşey mükemmeldi. Bir anda, davetlilere dağıtılan Kadın Gazetesi elden ele geçti ve yalnız Roof barı değil bütün Hiltonu istilâ etti. Bütün bunları hayranlıkla seyreden bazı er- kekler içlerini çekerek şu itirafta bu- lundular Dünyayı kadınlar idare etmeliy- Miş. Güzellik Dert çok eskidir E fsane birgün bir meleğin Allahı ziyaret ederek kadınlar için yardı- AKİS, MAYIS 1959 İşin Güç Tarafı T ürk Kadınlar Birliğinin son ba- sın toplantıları bu teşekkülün kadın dâvaları konusunda, bir ham- le yapmak istediğini göstermiştir ki bu, Birliği, birçok bakımlardan bu güne kadar tenkid etmiş olan- ları bilhassa sevindirmiştir. Birlik ürk kadınını lâyık olduğu seviye» ye yükseltmek için bir kültür panyası açmak kararındadır. Ce- haletin her türlü fenalığın ve felâ- ketin yuvası olduğu muhakkaktır. Yalnız okuma yazma kursların n değil hatta, dikiş kurslarının dahi Türk kadınını bugünkü gerici te- mayüle karşı silâhlandırmaya yar- dım edeceğinden şüphe edilemez: Giyimin medeniyetle daima yakın bir ilgisi olmuştur. Yine bu basın toplantılarında, Birlik üyeleri, u- cuz manto imâlatına giderek ve Türk kadınını her vesile ile aydın- latma yolları araştırarak, karaçar- şafla mücadele edileceğini açıkla- mışlardır. Birlik senelerden beri kendisinden beklediğimiz bu hiz- metleri tahakkuk etirebilecek mi- dir? Hâdiselerin inkişafını bekler- ken, bir nokta üzerinde durmak is- tıyoruz Öyle zannediyoruz ki, bu faaliyetleri göze — alabilmesi için Tü adınlar Birliğinin, herşey- den evvel cesarete ihtiyacı vardır. Yobazın tehdit mektuplarının Bir- lik üyelerini korkutmayacağını bi- liyoruz. Fakat siyasete karıştırıl- mak kaygusu yok mu, işte seneler- den beri T. K. B. inin bütün hare- ketlerın ? hâkim olan kaygu budur. Son basın toplantısında ise, bu kay- mini istediğini söyler. Melek, İsrael kadınlarının hep birden ağlaştıkları- na şahit olmuştur. Zaman kadınların aleyhine işleyen korkunç faktördür. Irmak kenarında o zaman ayna yok- tu- yüzlerindeki ilk kırışıklıkları ve maçlarındaki ilk beyazları — seyreden kadınlar korkunç bir paniğe kapılmış lardı. Neticede kendi kendilerine kar- şı itimat hislerini kaybettiler. Melek Allahtan, onlara ebedi güzellik sırrı- nı vermesini ister. Yine Efsaneye gö- re. Allah bu meleği kadınlara güzel- liklerini muhafaza etmek için bir ta- kım usüller öğretmekle vazifelendir- miştir ve melek, altun borozanını ça- larak, İsrael kadınlarını — toplamış, onlara ebedi güzellik sırrını tevdi et- miştir. O günden bu güne, güzellik sırrına vakıf olan kadınlar çirkin kadının dünya yüzünde bulunmadı- ğına kanaat getirmişlerdir. Meleğin Israel kadınlarına Öğret- tiği usullerin neler o u bilmek için kâhin olmaya J1üzum — yoktur Zira kadınlar tarihin her devresinde aynı metod ve usulleri -değişik de- ğil fakat daha tekâmül etmiş bir şe- ilde kullanmışlardır.. Jale CANDAN gu iyice açığa vurulmuştur. Elbet- teki inkılâplara hizmet gibi pek bü- ük bir vazifeyi başarabilmek için bir mücadeleyi göze almak lâzım- . Bu mücadeleye karşı koymak istiyenler, ilk hamlede her şeye baş vuracaklardır. Meselâ partisine pek merbut olarak tanıdığımız bir Naz- lı Tlabar C. H. P. ye hizmet etmek- le suçlandırılacak veya bir açık göz ç kıp Birlik üyelerine, iyi niyetle- rinin, basın ve muhalefet tarafın- dan istismar edilerek dejenere edil- diğini telkin etmeye çalışacak, on- lara biraz daha beklemelerini tav- siye edecek hatta yakında bazı ted- birler alınacağından söz açacaktır. Bu arada muhalefetin veya basının da bilerek veya bilmiyerek, davaya zarar verecek tefsirlerde bulunması mümkündür. Meselâ yine bir Tla- barın siyasi hüviyeti ile Türk Ka- dınlar Birliği başkanı hüviyetini , karıştırmak gibi.. Her ne olursa olsun, dâvaya i- nananlar dâvanın zorluklarını gö- ze almak zorundadırlar. Zaten on- lar, bir defa efkârı umumiyeyi si- yasi tarafsızlıklarına ve iyi niyet- lerine inandırdıktan sonra, ne si- yasi partilerden çekınmelerı için . bir sebep vardır, ne basından ne de hatta itham ve iftiradan.. Kadın dâvalarına hizmet etmek gayesin- den başka bir gaye ve tanımıyan fa- kat bu yolda hıçbır şevden sakut- mıyân bir adınlar Birliği on üç milyon Turk kadınını peşin- den sürükleyecek ve herkesin say- giısını kazanacaktır. Aradan asırlar geçmiş, bir fransız yazarı, Leon-Paul Fargue,. -artık an- cak çirkin olmak 1stıyen kadın çirkin olacaktır- demiştir 1959 en muazzam endustrısı olan güzellik endüstrisinin ortaya attığı, sevimli dövizler, kadınlara yuz yıllardır ara- dıkları emniyet hissini- kolayca aşı- lamıştır. Bugün dünyanın her tara- fında, binlerce güzellik enstitüsünün kapısında yanıp sönen ışıklar milyon- arca kadına şu sözleri telkin etmek- tedir: Çirkin kadın yoktur. Yalnız tembeller çirkindir. Siz de isterseniz . guzel olabilirsiniz. Güzellik malzeme- si satışı yapan bir magazanın rekla- mı ise aynen şudur. -Burası fikir ve buluş deposudur. Sattığımız şey ise ümittir.- Amerikanın 1959 senesinde ortaya attığı sevimli — dövizler, ka- dındaki, kendini beğendirme, hoşa gitme arzusuyla birleşince ortaya, güzellik endüstrisinin tekâmülü me- selesi çıkmıştır. Bu — gün dünyanın ' dört bir tarafında Asırlar önce, Ke- lesin İsrail kadınlarına ogrettıgı u- sulleri tekâmül ettirmiş pek çok sa- yıda güzellik enstitüsü — mevcuttur, 25 senesmle ise Amerikanın