tiyacı aynen bakidir. Bu tempoyla fabrikanın dünyaya gelmesi için na- mütenahi şene beklemek lazımdır. 13 — Denizli Mensucat sanayii T..A. Şirket 1957 de kurulmuş- tur. 56,0 milyon liraya yon lirası döviz olmak üzeri milyon liraya ihtiyaç vardır. Fabri- ka halen kuru bir binadan ibarettir. Makineler İtalyan firmalara sipariş edilmiş olup, formalitelerin ikmali- ne çalışılmaktadır. Diğer — tesisatın siparişine gayret edilmektedir. 14 — Nevşehir iplik ve Mensucat Ş.: Şirket 1957 seçimlerinden evvel dunyaya gelmiştir. 67,5 milyon liraya mal olacaktır. Vaktinden ev- yon lira olan tesisler için bu durum- da 1958 sonuna kadar hiçbir öde- me yapılmamıştır. Fabrikanın ka- pısının açılması için namütenahi se- neye ihtiyaç vardır. 15 — Mensucat Boyaları Ş.: Bu da klâsik 1957 şırketlerındendır İzmit Dil iskelesi civarında ması düşünülen ve 32 milyon lira- ya mal olacak tesislerden daha hiç bir eser yoktur. Sadece fabrikanın yerı seçilmiş arsası bile alınamamış- 1958 sonuna kadar hiç bir öde- nış yapılmamıştır. 16 — İçel Selüloz ve Kâğıt sana- yil A. Ş.: 1957 yılı şirketlerindendir. Ödenmemiş sermayesi 8 milyon 1li- ra olan şirket. 39,4 milyon lirası dö- viz olmak üzere 194,44 milyon lira- ya mal olacaktır. Aralık 1958 e ka- dar hiç bir ödeme — yapılmamıştır. Fabrikanın kurulacağı yer seçilmiş e 362 dönüm arazi satın alınmıştır. Cezbe içinde kalkmmanın 1şte ib- ret verici neticeleri.. r ibret verici neticeler ki hıç bir tefsıre ih- tiyaç bırakmamaktadır. HEEBKES ÖOKUYÜOR AKİS, 7 MAYIS 1959 Yeni Bir Sürpriz Karşısında mıyız. Hıfzı Oğuz BEKATA 1Agustos kararları, normal mali ve iktisadi hayatın bir neticesi de- ğildi.. Hük ümetin anormal gidişinin tabii neticesidir. Bu itibarla 4 Ağustos kurarları, 4 Agustos 1958 tarihine kadarki Hükümet icra- atını — sebebiyet verdıgı ağır tedbirlerdir. Başından beri içine girilmiş bulunan bir sistemsizliğin. Hükümeti zorlayarak, almağa, mecbur ettıgı bu kararlara, tam bir gönül rahat- lığıyla ümit baglanamayışının mânası burada aranmalıdır Nitekim bu kararlar, Hukumetın kendi arzusile alınmış sayılamaz. çüsünde de değildir. Ve nıhayet es— ki zihniyetin tamamen tenkidi prensıbıne dayanmasına rağmen icraatın tatbikçileri tarafından realize edilmek gibi bir talıhsızlıge de maruzdur. 4 Ağustos kararları âni, sert ve ölçüsüz olmuştur. Bu kadar büyük hâdiselerin zaruri hazırlık devresi geçirilmeden, eğerinin, üçte ikisi kesilip atılmıştır. Bunun işindir ki, hâdiseyi basit bir para ameliyesi olarak mütalâa edemeyiz. Zira, hayatı derecede muhtaç hâle geldiğimiz dış kredinin temin edilebilmesinin bir şartı olarak bu yola gidilmiştir. A- çık ifadesiyle, iktidar buna zorlanmış ve mecbur olmuştur. Bir milli paranın değerinde üçte iki düşüklük yapmak gibi b ameliye ancak harb ve benzeri gibi hâdiselerden ileri gelebilir. r Böyle olunca, Avrupa İktisadi İş Birliğinin ve Milletlerarası Para Fonunun huzurunda Türk parasının başına gelen, alelâde bir ameliye değil; bir ameliyattır. Gerçeklen hâdise, milli Ekonomimizi ve maliyemizi altüst eden bir mahiye) almıştır. Hükümetin birbirini kovalayan hatalarının, pa- ramızın başına getirdiği bu emrivâki yüzünden memleketin katlanma- ğa mecbur kaldığı meselelerin bir kısmını sadece hatırlamak yeter. Hükümet dilediği kadar başka ad takmak istesin; Türk parası, degerının uçte ikisi düşürülerek, agır bir devaluasyona tâbi — tutul- muştu. Bu yüzden vatandaş, bütçe içi ve dışı olmak üzere, iki buçuk milyar lirayı geçecek yani bir vergi ödemek mecburıyetındedır Aynı za- manda, yabancılara olan borçlarımız, yine bu sebeple suni olarak, iki buçuk milyardan fazla, artmıştır. Memleketimizin mali ve iktisadi ha- yatı, intibakı çok zor, büyük bir sarsıntı devresine girmiştir. Bütün bunlara rağmen, böyle ağır bir devalüasyondan evvel, de- valüasyon esnasında ve sonra alınması tabit ve zarurt olan tedbirle- rin hiç biri önceden düşünülmemiş ve alınmamış olduğu içindir ki. bu ameliyeden umulan ferah neticelere ulaşılacağı itimadı da umumi değildir. Gerçekten, dış ticaretimiz umulan canlılığa bir türlü kavuşamadı. - Birinci üç aylık İthalât kotası, muvaffak olmuştur, denilemez. İkinci üç aylık kota gecikmiştir. Tatbikat da henüz aydın ve tatmin edici değildir. Üstelik ithalâtın aynı tempo içinde bu yıl ve gelecek yıl devamı teminata bağlanamamıştır. İhracatımız ise 1918 den beri en düşük sevmeye 1958 de inmiş- tir. 1959 yılı da ümit kırıcı görünüyor. Yani İthalâtın tabii karşılığı yoktur ve bu ayarlanamamıştır. İç istikrar tedbirleri iyi tanzim edilememiştir. Bugünü sağlam ve geleceği emin neticeler elde edildiği de iddia olunamaz. Şu halde ve eğer yapılan bunca fedakarlık gemici bir ferahlık ve sonu gelmeyen bir ümitten ileri gidemezise, işte asıl o vakit buhran bütün meseleleriyle karşımıza dikilecektir. Demek oluyor ki, memleketin yeni bir sürprizle karşı karşıya kal- maması. Hükümetin bu kuvvetli ihtimale bir an önce ve büyük bir ciddiyetle baş eğmesine bağlıdır 19