YURTTA OLUP BİTENLER zaman nasıl çıkıp diyebilirlerdi ki, "Biz D. P. den farklıyız Biz verdi- ğüniz sözü tutarız". Sonra adamın Karşısına 1957 beyannamesini, se- çimlerde söylenilen nutukları, dan meydan yapılan vaatleri çıkarı- verirlerdi. C. H. P. millete, 2800 li- ranın — milletvekiline çok- olduğunu söyleyip durmuştu. Milletvekili maa- şının en yüksek derecedeki — devlet memuru maaşından fasla olamıyaca— ğı tezini müdafaa etmişti. zamdan gelen parayı mılletvekıllerı şahısları için kullanırlarsa, 'bunun, D. P. rmızı reyler sepete Ö- denekler cebe" Sıyasetınden ne far- kı kalırdı? C. H Meclisi üyeleri, toplantıya işte bu duşuncelerle ka- tıldılar ve onun için, milletvekilleri samları meselesinin birinci safhasın- n boylu münakaşaya hiç lü- zum duymadılar Fikirler, bu nok- sonra Turan Güneş ile Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu ve diğerleri teker teker geldiler. Turan Güneşin, er- kencıliği bilhassa takdir topladı. Gü- neş, hatırı sayılır derecede hastaydı; ateşi 39 u buluyordu. Gelenler, ma- sanın üzerine bol bol serpiştirilmiş Ulus ile diğer gazetelere sarıldılar ve bir müddet mütalâa halinde kal- dılar. Saat 10 olup da, İnönü yeri- ne oturunca gazete mütalâası bitti; toplantı başladı. İlk olarak Merkez İdare Kurulu raporu okundu. Rapor, intikal dev- resinin normal hazırlık çalışmalarım anlatıyordu. Kısaydı ve lüzumsuz lâf ihtiva etmiyordu. Müzakeresi uzun sürmedi. Üzerinde söylenen sözler, Merkez İdare Kurulunun — bundan sonraki çalışmaları hakkında temen- nilerden ibaret kaldı aha soma Kıbrıs meselesine geçıldı Ancak nakaşaya daldılar. Salonu bir uğul- tudur aldı. Emin üt bu hale ta- haanmül edemedi, Usul hakkında söz istedi. "Paşam siz kendi aralarında konuşanlara ihtar etmelisiniz. Müza- kereyi, takip imkânı ortadan kalkı- yor" dedi. Uğultu durdu. Fakat bi- raz sonra Paşanın sesi işitildi: "E- miri Paksüt, sana ıhtar ediyorum, Söz almadan konuşma.".. Gerçekten Paksüt, biraz önceki şıkayetını u- nutmuş, yanında ki ne fısıltı ile bir şeyler söylemek istemişti. Kendi is- teğini Paşanın bu derece dikkatle gözönünde tutması, önce Paksütü, sonra diğer üyeleri, neşeye boğdu. L nönü dahil, hiçbiri kahkahasını zap- tedemedi. Grupla işbirliği Parti Meclisi Cumartesi günü teş- kilat çalışmaları mahalli secim- ler "Vatan hazırlığı ve Cephesi" tada, daha toplantının başlangıcında bıııeşnııştı C. H. P. li milletvekille- rinin maaş farkları, mutlaka onların tasarrufundan çıkmah ve bir umu- mi hizmete yatırılmalıydı. Toplantı, Cuma sabahı da İnönünün başkanlığında Rahatsız bulunan Faik rutçu, Bütçe nutkunu hazırlamakta olan İsmai Rüştü Aksal ve trenleri rötar yaptığı için ,biraz geciken İs- tanbullu üyeler ile Kamil Kırıkoğlu hariç, Parti Meclisinin bütün üyele- ri oturum açıldığında hazırdılar İlk gelen Turhan Feyzioğlu olmuştu. Is- lahatçı profesör, anlaşılan, - Kasım ülekin muvaffakiyet sahasına da el atmış, erken kalkmanın Güleke mün- hasır bir haslet olmadığını göster- mek istemişti. Erken gelmede ikin- ciliği Mebrure Aksoley aldı, Gülek ancak üçüncü olabildi Celâl Doradan saat 10 açıldi. 8 C. H. P. Meclisi toplantı halinde Milli birlik, her şeyin üstünde Zürich- anlaşmasının mahiyeti henüz bilinmediği için, partinin” görüşünü tespite medar olacak fikirler ileri sürülemiyordu. Müzakereler, — daha çok ihtimaller üzerinde yürüdü. Yal- nız şu nokta üzerinde mutabakata Varıldı ki, H. Türkiyenin bir NATO devleti oldugunu hatırdan çı- karmayacaktır. Bilhassa İnönünün İ- zahatıyla vuzuha kavuşan bu görüş, partinin. Kıbrış mevzuunda varıla- cak neticelere vakıf olduktan sonra, takip edeceği politikanın ana pren- sibi olarak tespit edildi.. Diğer mevzulara geçilmeden ön- ce, üyeleri- dakikalarca güldüren bir de hâdise oldu. Mecliste konuşan ü- yeler öteden beri âdet edildiği üze- re İnönünün yakınına gidiyor, söy- liyeceklerini orada yüksek sesle soy- luyurdu. Bir ara İnönüden uzakta 0- turan üyeler,kendi aralarında mü- kampanyası üzerinde durdu, Bütçe müzakerelerinden sonra bir yandan sistemli bir gezi programı tatbik e- dilerek, bir yandan merkez çalışma- ları plana bağlanılarak — "bütün bu mevzuların ele alınması kararlaştı. Bu arada Martta İnönünün de bir yurt seyahatine çıkmasının çok fay- dalı olacağı neticesine varıldı. Pazar günü, milletvekili zamları meselesine sıra geldi:" Parti Meclisi, zamlarla doğrudan doğruya ilgili o- lan Meclis Grupunun yanında karar almağa değil, sadece meyzuu müta- laa etmeye yetkiliydi.Bir karâr ala- rak bunu Grupa tebliğ etmesi elbet- te bahis mevzuu değildi. Ama en yel- kili organ sıfatıyla görüşünü kendi 1çınde tespit etmesi elbette mümkün e lüzumlu idi. Görüşmeler başlayın- ca milletvekillerinin yapılacak zam- ma tasarruf etmemesi esası üzerinde AKİS ,21 ŞUBAT 1959