M U S Besteciler Besteci furyası urk bestecilerinin eserlerinin kon- sahnesine çıkmadığından şi- kayet edenler, tıka basa değilse bi- birçok Türk eseri çalındı. rı halka dinletilen besteciler arasın- da, profesyonellerle aşık atmıy ni- yeti olmadığını söyliyen bir "çırak" besteci bile vardı. Geçen haftanın ilk Türk eseri, İlhan Usmanbaşın yaylı sazlar için senfonisi oldu. Ankara Müzik Festi- valinin ilk orkestra konserlerinden birinde çalınması gerektiği halde bu eser, prova zamanı azlığı yüzünden Ankara Filarmoni Derneğinin ' kon- serine -bu derneğin 1953 yılından be- ri verebildiği yedinci konsere- akta- . Bu tehirden faydalanan Şef obert Lawrence, Cumhurbaşkanlığı Orkestrasının yaylı sazlar grupunu titizlikle çalıştırmış, senfoniyi kon- sere toplu icra bakımından genel o- rak doyurucu t s mayacak bir icrayla çıkartmıştı. teci Usmanbaş bu eserini, besteleme tekniğiyle alakalı sebepler göstere- rek, ehemmiyetli saymıyor ve yılından beri unutulup kalmış oldu- ğu çekmecenin bir köşesinde tozlan- mıya lâyık görüyordu. Senfonısınde Honegger tesirleri buluyı Honeg- er'in senfo nık düşün uşunun "sahte" lıgını ılerı sürüyor, bundan başka e- serdeki alaturka yankılarının, — sen- fonisinin hareket noktasına fonisinin, yaratıcılık hayatının bir intikal devri eseri olduğunu, birçok ıntıkal devri eserinin kusurlarını ta- lere, vasat dinle musik zev bestecinin ıfad esin kelım ler- le anlatılamıyacak olan ifadesini- me gibi yaratış hadisesiyle ve üslüba kıyasla daha yakından a- lâkalı çıkış noktalarından — hareket ederek karşı durabilir ve yaylı sâz- lar senfonisini Usmanbaşın neö-klâ- -, Çağının en mühim eseri olarak görebilir, hattâ romantik — temayül- leri olan bir dinleyici bu senfonisin- de Usmanbaşın klâsik objektiflik ve soğuk kanlılıktan sıyrılarak kendını ondokuzuncu yüzyıl s tiz- minin kasvetli, buhranlı duygularına bırakmış olmasını, esere tesir kud- retini sağlıyan bir vasıf diye kabul edebilirdi. Aynı konserde, Ayla Erduran ta- rafından, — değe 1 kemancının bu mevsim Ankarada verdıgı ilk kon- AKİS, 21 ŞUBAT 1959. İ Kİ Ayla Erduran Sildi süpürdü serin menfi intibaını düzelten sevi- yelı bir çalışla sunulan, — Mozart'ın , K. 271/a, re majör keman konsertosu da vardı. Bu eserin Mo- a ait oluşundaki şüpheyi ansik- lopedıler kaydediyordu. — Gerçekten, Ayla Erduranın çaldığı George Enes— co kadanaları -Enesco bir yirminci asır bestecisidir- eserin karakterine hiç de aykırı düşmüyordu Hiç ol- mazsa, Mozart'ın bıraktığı müsved- delerın günümüze daha yakın yıl- larda yaşamış bir bestecı tarafın— dan gözden geçırıldıgı soylenebılır— di. Bu konserto Moza değilse kimindi? Herhalde deha sahıbı bir bestecinin... Konserin ikinci kısmında — Dvo- rak'ın "Yeni Dünya senfonisi Vr,- rence idaresinde. Cumhurbaşkanlıgı Orkestra: asının çıkardığı en zandıran bir çalış ortaya çıkartma- sını biliyordu Türk Bestecileri Forumu nkara Müzik Festivali çerçevesi içinde yeralanikitane."Tü Bes cileri Forumu" konserınde al- Türk bestecisinin ksı; iki konserde de Milli K'tuphane salo- nunu hıncahınç do lduran bir dinle- yici topluluguna ıcralara icracılârdan memleketle- re seyahati, ya da konserlere eserle- ri yetiştirememeleri yüzünden, deği- şiklikler yapılmış, bazı eserler -Say- gunun piyano süiti. Ko- dal ının "Gar Şarkılar"1 — gibi- progı' amdan çıkartılmıştı Forumları akdim ve idare, eden musıkı tenkid- çısı İlhan Mımaroglu çan konuşmasında, ya ğil, Batı memleketlerınde bile, çağ- daş bestecilerin eserlerini icra. ettir- mekte karşılaştıkları güçlüklerden bahsetti Ve örnek olarak da besteci ihtiyacını resim ve kel sahasında tatmin etmesini gösterdi. Mimaroğlu konserlere aynı zamanda bestecı olarak da katılıyor, fakat bir atör" besteci olarak kabul edil- mesini istiyordu. Besteciliği yan meş- guliyet olarak ele aldığı — anlaşılan tenkidçimn ilk konserde, klarinet ve viyolonsel için "Gereksiz Parçalar"ı, ikinci konserde de tek “"klarinet için "Monolog" u çalındı. Hayrullah Duy- gu ve İlhan Usmanbaş tarafından başarıyla çalınan "Gereksiz Parça- lar", halk musikisi bıçımlerı -Mars. Balland Vals, Uzun Hava, Ça ça ça- üzerine mızahı bır fantezıydı ve "Mo- rullah Duygu- ulaşmış sayılabilirdi. Ancak kendini amatör sayması .her ne kadar kü- çümsenecek bir davranış değilse de- erde, besteci mesuliyetinden kurtu- labılmek için bir sığınak olmamalıy- dı. Ote yandan Üniversilteliler Mü- ğinin gelecek — yıllardaki ator bestecilere da- musiki hala- bır canlılık sağ- temenniyle şa- festıvallerde ha gen er verme tımıza bır hareket, laması bakımından yandı Şaşırtıcı bir eser Dınleyıcıye şok tesırı yapan eser, Baran '1 oldu. anslar, ağır zeybek gibi, horon gi- bı An,; d lu dansları dı. PBaran bu dansların sadece ritm ve harı u surlarından faydalanmış, piyanonun vurma çalgı gibi kullanıldığı ve tını 31