YURTTA OLUP BİTENLER Cihad Baban Ey gaziler.., fırsatını bulacaklardı. İşte bu düşün- ceyledir ki Asım Eren -Velibeşenin mahkümiyetiyle neticelenen dava o- nun muvafakatiyle açılmıştır-, mu- vafakatini geri alması için yapılan bütün teşebbüsleri geri. çevirmiştir. Ne Cenap Yakana, ne de Zühtü Hil- mi Velibeşenin hapse gitmesini ha- kikaten istemediği halde, içlerinde çok yakın akrabaları ve Medeni Berk gibi — seçim ölgesi — arkadaşları da bulunan aracıların ısrarlarına, karşı durmak zorunda kalmıştır. Zi- ra birçokları gibi Asım Eren de, De- mokrat Partiye bunca hizmeti dokun- muş yaşlı bir yazarın hapse girmek üzere bulunmasının, âmme vicdanı- nın basın suçlularının affı bahsinde duyduğu derin ihtiyacı alakalıların da gormesıne yarıyacağına inanmak- tadır. Bir ay istirahat elibeşenin mahkümiyetiyle birlik- te Temyiz, Zaferin bir ay kapa- tılması hakkındaki kararı da tasdik etmiştir. Doğrusu bu bir aylık isti- rahate, benzi soluk Zaferin hakika- ten 1ht1yacı vardır. Hatta bu soluk benizliliği, Bahadır Dülgeri Zaferı ıslaha memur gazeteci milletveki çekemıyenler "Bahadır, Zaferin yu- zünü ağırttı"diye alaya bile almak- tadırlar. Hakikaten -küçük puntolar ve ufak klişelerle Zaferın görünüşü epeyce — beyazlam -gazetecilikte makbul değildir- ye iktidarın dehşe- tengiz organı yenileştirme hareketin- den yüz akı ile çıkmıştır. Ama geçen hafta olduğu gibi, bu yenileşme gay- retleri Başbakanın Zürich görüşmele- ri hakkındaki beyanatım bile küçü- cük bir çift sütunda göstermeğe ka- 16 dar vardırılınca gazetenin değil ama, idarecilerinin yüzlerinin kızartılma- sına elbette lüzum hasıl olmuştur. Fakat Zafer, her şeye rağmen, eğlen- dirici olmak vasfını -hem de her za- mankinden fazla, muhafaza etmek- ledir. Gazetenin en fazla ciddiyetle hazırlanan altıncı sayfasındaki ko- unda karikatürlerin mü- kerrer neşrı gibi "masum" hatalar unutulsa bile, sadece birinci sayfa başı hapise düşecek kadar dertte o- lan bir gazeteciyi dahi saatlerce gül- dürecek incilerle süslüdür. Maeselâ Zaferin son Pazar nüshasının birinci sayfasmdakı şu-haberi bir okuyunuz: "Londra 14, a.a — Ingılterede Born Greens şehrinde ev kadınları arasında bir müsabaka tertiplenmiş- tir. Müsabakanın başlıca suali şuydu: Biâ' a;lede en faydalı levazım hangi- sidir? Oralarda, Buralar da ekzip müessesesi hakkında- ki —şikâyetleri biz göklere yükselte duralım. Batı Alman- ya gazeteleri -ne temayülde o- lurlarsa olsan- müttefikan A- dalet Bakanlığının şerefe teca- vüzleri cezalandırma tasarısına, karşı ateş puskuıtmektedırler nüz ne nihai seklini alan, ne de Bundestag'a gelen tasarının bazı hükümlerinin — duyulması basını müşterek harekete sev- ketmiştir. man gazetelerini ayaklandıran hükümlerden bi- Ti şudur: 'Birine zarar vermek kas- tıyla bir haberi yazan ve neş- redenler, zarara uğrayan kim- senin talebi üzerine verilecek cevabı hiç bir şey eklemeden, ayni şekilde ve derhal —neşre mecburdur". Mrs. Evelyne adındaki kadının verdiği: Kocamdır, cevabı birinciliği kazanmıştır. Diğer kadınların verdik- leri cevaplar arasında çamaşır maki- nası, buz dolabı, kahve değirmeni, elek"trik süpürgesi v.s. — gelmektey- i... İş bununla da bitmemiş, bu müs- tesna haberin tek başına canı sıkıl- masın diye olacak, sağına soluna "Bir tıyatroya paraşütle canlı fare ındırıldı "Muhabereyle satranç o- ve "Nice'de e yeni bâr skandal" dıye herkesin günlerden beri merak- tan çatladığı mevzulara dair haber- ler konması da <i edilmemiştir. Tirhalli bir halli... ğ aferin bu halinden dolayı en çok uma maruz kalanlardan biri de şüphesiz halen Ankara Hiltonda bulunan eski yazı işleri müdürü Fatin Fuattır. Koğuş arkadaşları Zaferde ne yakalarlarsa, sanki mesulü oymuş İ C gibi gazeteyi Fatinin burnuna daya- makta ve eski yazı işleri müdürünü durmadan gazetesini — müdafaaya mecbur bırakmaktadırlar. Bereket Fatin Fuadın elinin altında daima bir tesirli müdafaa silâhı bulunmak- tadır: Allahlık Ulus... Fatin Fuat he- men ikinci sayfayı çevirmekte" ve münasip bir “"Deyişler" bulamazsa dördüncüye atlayıp "Eskitemedikle- rimizden Örnekler" — klişesi altında neşredilen sözüm ona şiirlerden" He-, rifçioğlu Sen Mişelde koyuvermiş sa- kalı.... Uy yesun oni nenesi! Yesin oni nenesi!” diye diye üç satır okudu mu ortalık derhal süt liman olmaktadır. Hakikaten Allahlık Ulusun hali yürekler acısaydı. O kadar ki meselâ bir yazısında Zürich mülakatından bahisle, ortada ne fol ve ne de yu- murta varken "ikinci kore Zzaferi" nden söz açılmaktadır. er şeye rağmen, son gün- lerin rekoru gene de Zaferdedir ve bu rekorun bir müddet daha kırılmı- yacağı muhakkaktır. Zira Vatan Cephesine iltihak telgraflarının neş- rine devam edilecektir. İste Zaferin pazar günkü nüshasının beşinci say- fasında neşredilen rekortmen telgraf: ayın Adnan Mendere: Başvekil Ankar. Otuzbeş yıldır tuttuğum C H. den 120 kişi ile ayrılıp safınıza geç— tik. Allah D. P. ye yardımcı olsun ve size de uzun Ömürler versin. 'Bulanık: Mıgık köyü Mehmet Al- ın Mehmet Altın gibi Üyeleri ve za- fer gibi organı öldükten sonra, haki- katen Allah D. P. nin yardımcısı ol- sun! Yoksa... Zühtü Hilmi Velibeşe Halaskâr!.. AKİS, 21 ŞUBAT 1959