hâdise mahallinde 1ncelemeler yaptı Hukuk müşaviri anayasâ Nuri Esenin de ka tıldıgı 7 kışılık bir T.H. Y. hayati Londraya hare- ket etti. İngiliz Havâcılık Bakanı Watkinson Avam Kamarasında bir açıklama yaptı. —Watkinaon'a göre uçak yerden verilen talimat sahası dışında bulunuyordu. V u iyi idi, sis pek kesif değildi ve ufki ak rüyet sahası 1 deniz miliydi. Diğer uçaklar normal olara wick hava alanına inmişlerdi. ki kaza sebebini uçakta, uçak âlet ve vasitalarındâki bir bozuklukta a- ramak lâzımdı. Sivil Havacılık Teş- kilâtı Tahkik Heyeti, uçağın — çok alçak mesafede uçmasına dayanarak, irtifa, âletlerinin bozuk — olmasından şüpheleniyordu Meslekten havacıların en hayretini mucip olan nokta, 4 pilot- la uçan 1 milyon 100 bın lıra dege— rindeki SEV'de, bir ikinci -vazifesi âlet ve vasıta dür ve bu iş için yetiştirilmişlerdir- mevcut bulunmayışıydı. Halbuki Viscount uçaklarında hususi bir bil- ği ve tecrübeye ihtiyaç gösteren i- kinci pilotluk mevkii son derece e- hemmivetliydi. Telsizle, — telefonla, radarla meşgul olmak sayısız kont— rol "âletlerinden gözünü ayırmamak ikinci pilotun vazifesiydi. — Kontrol aletlerinin tarassutundan ufak bir ihmal, uçağı kaderin eline bırakabi- lirdi. Mesela suhunet kontrol cıhazı ihmal edilirse, suhunet düşebilir, şe geçildiği zaman gaz kesilirse 4 motor sunabilirdi. Tekrar gaz Veril- e de motor artık çalışmaz, uçak dü- şebılırdı Nitekim, mütehassıs hava- cılar ikinci pilotsuz SEV'in bu se- bepten düştüğüne muhakkak naza- rıyla bakmaktadırl Bu mütehas- sıslara göre SEV. inişe geçtıgı sıra- a gaz kesilince suhunet kontrol ci- hazının kontrol edilmemesi yüzünden motörler susmuş, uçak irtifa kaybet- meye başlamış ve ağaçlara çarparak düşmüştür. Uçağın nasıl ve niçin duştugu yapılacak tetkiklerden sonra iyice Halen yurtta. Kıbrıs leyi hal ıçın lngıltereye giderken ha- nların derin acı- sarsmıştir Baş- kazadan sağ salim kurtulmuş olması tek te- selli noktasını teşkıl etmektedir. Kıbrıs Yuvarlak masa etrafında B u haftanın başında Salı günü, sa- ayısız — diplomatik toplantılara sahne olan — Lancaster ouse'ın kapısından içeriye — siyah cübbeli kara sakallı bir diplomat -Müstakbel Kıbrıs Cumhurıyetının başkanı Makarios- girdi ve iki mü- şavırıyle birlikte yuvarlak masanın etrafında yerini aldı. Makariosun tam karsısında Dr. Fazıl Küçük, i- ki müşavirinin arasında oturuyordu. AKİS , 21 ŞUBAT 1959 8 Nisan 1957 de "Makarios, Griva- sın ta kendisidir. Grivas ile bizim mukadderatımız hakkında nasıl bir masaya, oturulmazsa onun şefi olan Makariosla evleviyetle — oturulmaz" diyen Kıbrıs Turktur Partisi lideri için bu, Hakikaten yenı bır devrin başlangıcıydi— Dr. Küç doğrusu bu"'yeni devreye kolaylıkla intibak etmişti. Makario'sun Cumhurbaşka- nı olacağını hatırlatan gazetecilere bile, hiç bir heyecan eseri göster- m "Rum cemaati isterse, bunu yapabilir; biz de Cumhurbaşkanı Yardımcılığını elimizde bulunduran " cevabını vermişti. Müstakbel ; Cumnh başkanımn tabırıyle Bu cidden büyı m" idi. ma emsalsiz 1ntıbak kabılıyetını mü- teaddit defa-ispat eden Kıbrıs Türk tür. Partisinin Başkanı bu büyük a dım kolayca, atmış, Makariosun —A— nadolu Ajansının bir zamanlar kul- landığı tabirle- kanlı elini sıkmış ve onunla- son derece nazikâne Rumca sohbetlere başlamıştır. Lancaster House'daki devâsâ yu- varlak mâsanın etrafında — Kıbrısın müstakbel Cumhurbaşkanı Yardım- cısı ve cübbeli Cumhurbaşkanı ada- yı yalnız değildiler.. Giriş kapısının karsısına düşen yerde İngiliz Dışiş- leri Bakanı Selwyn Lloyd, Müstem- lekeler Nazırı Lennox . Boyd -Tak- sim- fikrinin babasıdır ve Kıbrıs, Va- lisi Foot'un arasında oturuyordu Yanlarında Devlet Bakanları John Pi"pfumo ve Lord Perth vardı. İn- giliz heyetinin tam karşısında Zor- lu ile Averof'un idarelerindeki Türk ve Yunan heyetleri yer almışlardı, İlk sözü Selwyn Lloyd aldı ve Ma- Jestelerının Hükümetinin nıyetlerı ni açıklıyan bir konuşma Son- a Zorlu ve Averof konuşarak Zurıch anlaşmasına baglılıklarını belirttiler. Son" olarak Dr. Küçük ve Makarios "ilk müşahede le ihtirazi kaydı al- tında görüşlerini bıldırdıl er. Maka- riosun İngiliz, görüsünü incelemek için vakit kazanmak istediği aşikâr- dı. Toplantı oglede sonra sa bitti. Akşam üzeri dışişleri ları ve Kıbrıslı liderler toplandılar. Hususi t 3 de bakan— ayrı ayrı toplantılar Çar- amba günü de devam etti. Pazar- lıkçı Makariosun "Fazladan ne ko- zihniyetiyle hare- görülüyordu. narırsam kârdır" ket ettiği Türklere YURTTA OLUP BİTENLER Kıbrıs Meclisinde yüzde 30 nisbetin- de koltuk ayrılmasına' bile itiraz e- diyordu. Makâriosa göre Türkler yüzde 20 ile yetinmeli, bundan baş- ka Adada plebisit yapılmalıdır. Küçük bir mesaj teklifleri kabul — edemiyeceğini bil- dirdi. r i razlarını İngiltereye karşı yapacağı anlaşılmaktadır. Makarios, Cumhu- riyetin bir an evvel ilânı için sabır* sızlanmakta ve gayri muayyen bir müddet zarfında Adada kalacak 0- lan İngiliz üslerinden ışkıllenmekte— dir. Bu noktalard ü tâdile çalışac ık mevzuu — yapacaktır. Nitekim Çarşamba aksamı Türkiye saati ile 21.10 da Lancasteride tekrar başlı- yan beşli konferansta Makarios mı- zıkçılık rekorunu kırdı ve Zürich'te doğan iyi havayı bozdu. Konferans- tan çıkan Averof anlaşma imkanı- nın yüzde 50 ve düştüğünü söyliye- rek bunun işaretini verdi. Zorlu da mutaddan çok daha az iyimser ko- nuştu. Durumu ancak başbakanlar seviyesinde bir toplantı kurtarabi- lirdi. Fakat uçak kazası ve Mende- resin rahatsızlığı tam mevcutlu Kıb- rıs toplantısının akıbetini tehlikeye duşurmuştur Önümüzdeki Cumarte- si günü MacMillan ve Selwyn Lloyd' un Moskovaya gideceklerine göre, bu konferans Cuma günü yapılamazsa bir hayli müddet geriye, kalacaktır. C H.P. Bu para ne olacak?.. u haftanın ortasında Çarşamba Bgunu Bayındır sokaktaki C. H. P. Genel Merkezi binasında toplanan C. . İllerin yüzlerinde bariz bir teessur okunuyordu. P. nin en yetkılı organı olan Partı Meclisi o gün son toplantısını yapacak ve beş günden beri devam eden çalışmala- rının neticesini bildiren tebliği ya- yınlıyacaktı. Fakat o sabah topla- nıldığında tebliğ bir yana bırakıldı. Geceden itibaren radyo — başlarında Londradaki uçak kazasına dair ha- berleri elemle takibeden Parti Mec- lisi Uye erı o gün sadece bu kaza- nın fec ticesi üzerinde durdular ve yayınladıkları tebliğde, C camiasındaki derin teessürü umumı efkâra ifade ile iktifa ettiler. Çarşamba gününe kadar, C. H. P. Meclisi üyelerinin zihinleri, daha çok, bir tek meseleye takılıydı. Milletve- kili maaşlarına yapılan son zamlar nereye yatırılacaktı? Bu paranın bir yere yatırılması hususunda — ihtilâf yoktu. Bu, daha toplantının başlan- gıcında, fazla konuşulmadan, kendi kendine halledilmişti. C. H. P. li mil- İ iz' bir zam dolayısıyla ellerine geçecek faz- la paraya şahsen tasarruf edemez lerdi. Ederlerse ayıp olurdu. Seçme— ne karşı, parti teşkilâtına karşı, biz- zât kendilerine karsı ayıp olurdu.O 7