İKTİSADİ Bütçe Şirinlik yarışı B u haftanın başında 30 kadar mil- letvekilini en çok endişelendiren, hatta maaşlara zam 1ş1nd bl çok düşündüren, rasında kon mıyacaklarını şelerınde haylı Bütçenin tüm rinde konuşmak isteyenlerin "Bayısı bır hayli kabarık— tı. Hatipler aylardan beri bu işe ha- zırlanıyorlardı. B kam bu konuşma için Bölükbaşının meşhur bavulunu dolduracak kadar çok malzeme toplamıştı. Konuşamaz- sa yazık olacaktı. Sırrı Atalay Doğu imkânı bul bilmemeleriydi. dlar Zira bu yıl meselesini tazelemek — hevesi için- deydi. Bölükbaşı, hiç değilse hay— ranlarına Meclis kürsüsünden "s hatini is'ar" etmek zaruretini duyu— yordu. İsmini yazdırmakta biraz geç kalan Sırrı Hocaoğlu, kürsüye çıka- bilmek için Bütçenin üstünde konuş- maya bile razı görünüyordu Her hatıp yılda bir defa her me- seleyi enine boyuna konuşmak imkâ- nı vereni bu fırsatı -aralarında üç dört. -saatlık konuşmalara hazırla- nanlar vardı- kaçırmamak azmin- deydi. Ama ne var ki, muhtemelen Cuma günü başlıyacak olan Bütçe müzakerelerinin 8 gün içinde bitiril- konuşmalara iki fazla zaman ayırmaya imkân yoktu. Halbuki 30 hatibe konuşmak için ü- çer saat hesabıyla asgari 90 saat -Günde 12 saatten 7,5 gün yapar- lazımdı. Şu halde aylardan beri büt- çeye hazırlanan 30 hatipten büyük bir kısmının emekleri boşa gidecek- ti. Hatipler bu sebeple, Meclis İdare Heyetine şirin gözükerek münasip bir sıra elde etmek hususunda yarış ediyolardı. İktisadi bale Bütçe Encümenindeki müzakereler geçen haftanın ortasında niha- yetlendi ve haftanın sonuna doğru milletvekillerine Bütçe Encümeninin mazbatası dağıtıldı. Mazbata bu yıl İzmir milletvekili Behzat Bilgin ta- rafından kaleme alınmıştır., Mazba- anın nun Encümenin muhalif milletvekillerinin — muhalefet — şerhi, düştükleri — görülmektedir. — Sadece Muammer Akpınar, geçen yıl "muha- lifim" tabirini kullandığı halde, bu defa "söz hakkım — mahfuzdur" de- mekle yetinmiştir. Behzat Bilgin, encümen rapora- rıyla şöhret yapan selefi Sebati A- tamandan sonra, hiç değilse ayni kalitede bir mazibata kaleme alabil- mek için bir hayli gayret göstermiş- tir. Birleşmiş Milletlerin "Türkiye, Mısır ve İsrailde İmalât Sanayii" ve "Türkiyede Prodüktivite" — eserlerini okumuş, raporunu bu kitaplardan a- lınmış tablolarla — süslemiştir. Sele- finden daha iyi çalışacağını göster- mek için. Atamanın düştüğü hataları 18 VE MALİ Behzat Bilgin Halef, selefi aratır bile belirtmekten çekinmemiştir. Me- selâ , Ataman, milli gelir içinde zirat gelir beyinin azalmasını "Milli gelirin, terekküp ye teşekkül* tarzının bir memleketin iktisaden gelişme dere- cesini tâyinde başlıca — kıstaslardan biri olduğu malümdur. İleri ekono- milerde ziraat gelirlerinin milli, gelir içindeki nısbetının düşük olması esas- tır. Bun ukabil sanayi, ulaştırma, ticaret gıbı yüksek dereceli faaliyet- lere ait gelirlerin nisbetleri zirai, ge- Perde Arası Niçin iki yakamızın bir ara- ya gelmediğini hâlâ anlıya- mıyanlar varsa, — ayaklarının suya ermesi için lütfen Sakar- ya Valiliğinin şu ılanını oku- sunlar “"Sakarya Vali evi perdelikle- rinin mahallinde yerlerine asıl- ması dahil olmak ve Güzel sa- Akademisi profesörü ati Gurkey tarafından in- eksiltmeye tur. Eksiltme 27.2.1959 günü —saat 15.00 de'Sakarya susi Muhasebe — Müdürlüğü binasındaki Daimit Encümen 0- dasında yapılacaktır ilan olu- ur." -(Tercüman, 14 - 2 - 1959) SAHADA lir mabetlerinden daima y fazladır. Milli gelirimizde yıllar içinde vaki 'bünyeyi gelişmenin seyri, bu balkım- ümi icidir. Gerçekten ziraat 1950 yılında safi milli — gelirimizin yüzde 50 sini Verdıgı halde 1956 yı- lında bu nisbet yüzde 46,3 e düşmüş- tür" diyerek büyük bir sevinçle kar- şılarken, Behzat Bilgin tamamiyle aksi fikirdedir. Bu düşüşü "ziraatte- ki inkişafın diğer sektörlerin mecmu - na nazaran nisbaten geri kaldıgının delili olarak kabule mecburu lesiyle ifade etmektedir. Ama bu ge- Ti kalışın sebeplerini izah maksadıy- la zirai iktisat mütehassısı Reşat Aktanın "Türk Ziraatinde Prodükti- vite” adlı incelemesine başvurmuş olması, İzmir milletvekili için haki- 'keten bir talihsizlik olmuştur. Zira Reşat Aktanın bu değerli incelemesi, görülmemiş kalkınma hikâyesini te- melinden çökertecek objektif delille- ri ihtiva etmektedir. Meselâ Türk zi- raatinde adam başına düşen reel ge- lirin 1957 yılında 1938 seviyesinden refah Reşat Aktanın hazırladıgı Encümen — mazbatasını susleyen tabloya bakmak kâfidir. Ay- etüd ziraatte verimlerin 20 yıl- dır, artmadığı acı hakikatini ortaya koymakta ve üstüste iyi giden ha- Valar yüzünden elde edilen iyi mah- sülün kerametini kendilerinde gören- leri en acı şekilde tenkid etmektedir. Meselâ İzmir milletvekili mazbata muharririnin Reşat Aktandan aktar- dığı şu cümleye bakın: "Prodüktivi- te artışı yolu üç elde edilecek zirai kalkınma emin ve devamlı bir ilerle- meyi temsil eder; ve evvelâ, hızla sıçrayıp birkaç adım gerılemek sure- tiyle yapılacak kalkınmaya her ba- kımdan tercih edilmelidir Her halde Behzat Bilgin de an- cak balede makbul olan bir ileri üç geri adım atmanın ziraatte pek iyi bir metod olmadığını anlamış olacak ki "Bu hakikat kabul edildikten son- ra Türkiyede şimdilik hızla sıçrayıp birkaç adım gerilemek ve sonra ye- niden hamle yapmak şekliyle olduğu gibi prodüktiviteyi ıslaha matuf te- şebbüs ve tedbirler neticesi olarak ta gerçek bir kalkınma dikkati çe- ker" sözleriyle kırılan potu tamire çalışmaktadır. azbata, görülmemiş kalkınmaya bale yaptıran bu sözlere) benzer pek eğlenceli cümlelerle doludur. Meselâ iktisatçılar "Türkiyede iktisadi kal- kınma hareketleri esas itibariyle nor- mal tasarruf ve kredi kaynakların- dan beslenmıştır Bununla — beraber resmi sektördeki yatırımlar için, kıs- z Bankası kaynaklarının zorlandığı bir vakıadır" cümlesini pek sevdiler. Ama mazbatanın incisi, 1924-1938 devresinde yılda ortalama 212 kilometre demiryolu yapılırken, 1951-1958 devresinde sadece 35 ki- lometre yol yapılmasının izahı için AKİS, 21 ŞUBAT 1959.