OLUP BİTENLER Kıbrıs Hürriyetin fiatı G eçen haftanın ortasında, Lefko- şenin merkezindeki Selimiye Ca- miinin avlusunda toplanan binlerce Türkün kararlı çehreleri Üzüntülüy- dü. Oraya hürriyetin fiatını ödiyen arkadaşlarının namazını kılmaya gel- mişlerdi. Namazdan sonra muazzam kalabalık Atatürk Meydanından geçe rek. şehrin, kuzeyindeki doğru ilerlemeye başladı. saat içinde sekiz silâhsız Türkü şehit ederek Yeşil Adada asayiş rekorunu kıran İngiliz askerlerı yol üzerinde gözükmeyi münasip bulmamışlardı. Önde iki Türk bayragı taşıyan iki genç ve Türk topluluğunun liderleri ve daha geride büyük bir Türk bay- rağı taşıyan oniki genç — gidiyordu. Onların arkasında klüplerin forma- sını giymiş dokuz genç futbolcu var- dı. Futbol takımının geriye kalan iki oyuncusu, gözleri yaşlı Kıbrıslıların taşıdığı, Türk bayraklarına sarılı ta- butların içindeydi. Kalabalık sessiz- di. Fakat derin bir kederin susturdu- ğu bu binlerce Türkün ne düşündüğü, gençlerin ellerinde taşıdıkları dovız- lerde belliydi: "Kardeşlerimiz — için agladıgımız şu anda, milli mücadele- ye devam edeceğimize SsÖZ diyorlardı. "Ya taksim ya artık binlerce Türkün parolasıydı. YURTTA Coplar Resmi dost İngilterenin tepeden tır- nağa kadar silâhlı — Enosis'cilere bile reva görmediği, bu beklenmedik sertlik vatan sathında kin ve nefret uyandırdı. Geçen hafta Meclis kürsü- süne çıkan D. P. Milletvekili Sabri Dilek, bu infiale tercüman oluyordu. "Haklı dâvalarını izah için miting ya Dr. Fazıl Küçük Dr. küçük ama, dert büyük pan Kıbrıslı kardeşlerimiz” karşıla- rında "zırhlı otomobiller ve ölüm sa- çan mitralyözler" bulmuşlardı. "İn- giliz askerlerinin bu tecavüzü" hiç- bir surette affedilemezdi. Muhalefet adına konuşan Hasan Reşit Tankut da aynı acıyı ve nefreti duyduğunu belirtiyordu. Vatan sathında muva- fik muhalif 25 milyonun halen duy- duğu, his buydu. Bu hıssın tesiri üniversite — gençliği altında kalan meşhur Top- İNGİLİZLER KIBRISTA SİLAHSIZ TÜRKLERE ATEŞ lantı ve Gösteri Yürüyüşleri Ka- nununu unutmuştu. Geçen haftanın son günü Ankaranı'n Cebeci semtinde bir kaynaşma vardı. O sabah bir kâ- ğıt elden ele dolaşmaktaydı. Kâğıt- ta "Saat 15 de Cebecide Fidanlıkta buluşmak üzere bu kâğıdı bir başka arkadaşına ver" yazılıydı Öğleden sonra talebeler ikişer üçer gruplar halinde Fidanlık civarındaki sokak- larda toplanmaya başladılar. Saat 15 de seçimler sırasında resmi mitin meydanı olan Fidanlığı ellerinde "Kıb rıs Türktür" pankartlarını taşıyan gençler doldurmuştu. Yol kenarında bekliyen bir polis arabasından inen memurlar, müdahele etmekte gecik- mediler. Nıyetlerının 'sessiz bir mi- ting" yapmak olduğunu söyliyen gençler, polisin "dağılın" ihtarım dinlemediler. Pankartlar ellerinde Kı- zılaya doğru yürümeye koyuldular. Polis otomobillerinin telsizleri — ça- lıştı. Biraz sonra markalı a- rabalara — bindirilmiş göz — yaşartıcı bombalarla mücehhez hazır kuvvet ekipleri yetişti ve gençlerin önünü kesti. Otomobilden inen sivil giyin- miş yaşlı bir Emniyet âmiri, içinden hak verdiği gençleri yatıştırmayı de- nedi: "Arkadaşlarım" diye söze baş- ladı. "Hislerinizi anlıyor ve iştirak ediyorum ama, müsaadesiz — miting yapmaya hakkınız yok" diyordu. Bu tatlı sözlere hissiz kalmıyan gençler bir ara dağılır gibi oldularsa da çok geçmeden meydanın diğer bir köşe- sinde toplanmaya başladılar. Hep bir ağızdan İstiklâl — Marşını söylü- yorlardı. Ama Milli Marşın hazırol vaziyetine geçirdiği tatlı dilli polis- lerin marş biter bitmez çehreleri de- ğişti. Meşhur coplar tatlı dilin yerını aldı. "Dağılın, kaybolun — orta ihtarları devam ederken coplar çah— şıyordu. Bu arada bazı gençler de AÇTILAR (Gazetelerden) İNGİLİZ ASLANI! AKİS, 8 ŞUBAT 1958