cilik Bankasına kadar uzanan kaldı- rımlarda toplanmış olan halkın ya- rısını onlar teşkil ediyordu. sından fevkalade bir hadisenin cere- yan edeceğini anlamamak kabil de- ğildi. yondan yeni dönen C sınıfı muhrip- lerden Gemlik Galata rıhtımına ya- na tı.- MELEK GİBİ BİR ADAMDI Buyuk Meclisin Dışişleri Komisyonunda — geçen bır /|-hâdiseyi gazete- ler naklettiler. Hadise şu: Komisyonun C i bir üyesi kalkı- yor ve Ankara Konferansı münasebetiyle Başbakan tarafından tertip edilen resmi kabule Dışişleri Komisyonu Başkan ve üyelerinin davet olunduklarım Ajansın bıldırdıgını söylüyor. Sonra, aslında Komisyo- nun muhalif üyelerinin böyle avet almadıklarını haber veriyor. Diyor ki: "Dışişleri Komısyonumuz . P. li milletvekillerinden (kurulu olmadığı gıbı Komısyonu temsil yetkisi de sadece kendilerinin teke- linde değildir imdi, bu itiraza Komisyon başkanının cevabını dinleyiniz: "Par- tilerarası munasebetlerın mesuliyetini bir tarafa yüklemek doğru de- ğildir. Düzelmesi için iki tarafın da çalışması gerekir. Muhalefet da- vet edilmeme sebeplerini kendi hareketlerinde aramalıdır Onlar bugü- ne kadar Devlet reisini bile tebrik etmemişlerdi D. P. İktidarının sekizinci yılında bir D. Komisyon başkanı- nın böyle bir mütalâa beyan etmesini garıpsemek çocukluk olur. Mil- let, bu neviden çok hadiseye şahit oldu; devlet işlerinin şahsi hislerle karıştırıldıgını çok 'gördü. Osman Kavrakoglu bu neviden bir değil, bir üzine söz söyledi; bu fikri Sebati Ataman defalarca müdafaa etti; ni- hayet Suleyman Çaglar Murad Âli Ülgen, Nusret Kirişçioğlu ve ar- kadaşları hep bu zihniyetin temsilcileri degıl midir? Şimdi onlara. Dış- işleri Komisyonu başkanı olarak kimi biliyor musunuz, Muammer Ça- vuşoglunu katılmış buluyor ammer Çavuşoğlu!. Bır gün onun "Onlar Devlet reisini bile tebrık etmedıler biz de onları resmi kabullere çağırmayız" diyeceğini, diyebileceğini kendısım tanıyanların tahayyül etmesi bile kabil değil- di. mmer Çavuşoğlu bilmez mi ki normal cereyan eden bir seçimden sonra kaybedenlerin kazananları tebrik etmesi sadece efendiliktir, güzel bir harekettir; halbuki parası butçeden ödenen bir resmi kabule komis- yonların muvafık üyeleriyle birlikte' muhalif üyelerinin de çağırılması bir vazifedir. Bir vazife! Yani yapılması şart olan ve yapılmayınca hesa- bı sorulmak gereken bir iş. Bunun hesabını soracak olan da, bizzat Muammer Çavuşoğludur. Gönül ne kadar isterdi ki Muammer Çavuş- oğlu muhalif uyenın hassasiyetini göstersin, daha Muhalefet itirazını serdetmeden "“Arkadaşlar, Başbakana gittim, Komisyona yapılan da- vetlerde muvafık muhalif farkı gozetılmemesı ricasında bulundum he- yetin bir kül olduğunu söyledim" desin hayır. O Muammer Ça- vuşoğlu bugünkü Muammer Çavuşoglu degıldır Muammer Çavuşoglu— nu bir muayyen sistem elleri içine almış, yuğurmuş ve şimdiki Muam- mer Çavuşoglunu meydana getirmiştir. Şimdiki Muammer Çavuşoğlu, ihtimal ki yüreğinin 1ç1nde seçim kampanyası sırasında Muhalefetin İzmirde mütemadiyen "meşhur bayrak çekme hikayesi"ni tekrarlamış olmasının verdiği eziklik -ama o bayrağı çekmemiş midir?- çıkabili- yor ve bir hükümet işini pek âlâ çocukların küsüşmesiyle karıştırılabi- liyor Parası devlet bütçesinden ödenen resmi kabullere davetin narti- İcrarası münasebetlerle ne alâkası vardır, Muammer Çavuşoğlu lütfen söyler mi? D. P. bir resmi kabul tertıpler "Devlet reisini bile tebrik etmemiş" terbiyesiz Muhalefeti çağırmaz. Tamamiyle akkı vardır, üstelik haklıdır. Resmi kabulü D. P. başkanı değil, hükümet başkanı tertiplerse kullanılacak ölçülerin başka, olması gerekir. Bu, bir aile daveti değildir. Masraf Sayıştâya gidecektir. Tahsisat Türk milletinin verdiği tahsısattır Böyle hallerde bir Dışişleri Komisyonu ' başkanı, D. p maktan evvel Büyük Meclisin bir komisyon başkam, yani o komısyonun hak ve hukukunun | numaralı koroyucusudur. Bizzat Çavuşoğlu söylesin: u mudur? Daha Yap b mühimi: Sadece üç sene evvelki Çavuşoğlu boyle mi yapardı ? raz açıkta demirlemişlerdi. gördükleri hazları hi halkın alâkasını Zaten rıhtımın o günkü manzara- topluyordu. Amerikada gördükleri reviz- şmış, Gaziantep de ona bağlanmış- İngiltereden satın alınan Sultan- AKİS, 8 ŞUBAT 1958 hisar ve Muavenet muhripleri de bi- Gemlik e Gaziantebin Amerikada revizyon sırada takılan radar ci- durmadan dönüyor ve İtfaiye tarafından daha önce yıkanan asfalt- ta tığı gibi delikanlılardan müteşekkil 26 Piyade Alayı ihtiram kıtasının, bas a alay sancağı olduğu halde' dimdik durma sı ve 66. piyade alayının boru ve trampet takımıyla bandosunun 1- şıl işıl yanan âletleri bu alâkayı art- tırıyordu. Daha ilerde kırmızı çuha zeminli bir plâtform hazırlanmıştı ve bunun, madeni parmaklıkları — erler tarafırıdarı parlatılıyordu. Hava so- ğuk, fakat güneşliydi ve Galata rıh- tımına bir bayram havası hâkimdi. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, da -Radyo gazetesinin dediği "mümtaz bir heyet" bulunduğu hal- de Libya Meliki Seyyid El Sünusinin memleketimize yaptığı Zziyaret, iade etmek üzere Trablusgarba gidiyor- du. Gemliğe heyetten ilk olarak Cum- hurbaşkanının refikası bindi. Bayan Bayar merasim saatinden hayli ev- vel, yanında kendisine refakat ede* cek olan mihmandar bayanlar ve bir kaç hizmetkâr bulunduğu halde rıh- tıma geldi. Orada bulunanları elini başına götürerek selâmladı. Bayan Bayar astragan bir kürk, yarım, to- puklu süet bir ayakkabı ve siyah bir şapka giymişti. a sonra Bayındırlık Bakam Tevfik İleri geldi. Bir kenarda sessiz durdu. Halk radarları — seyrediyor- d u. Merasim başlıyor Protokolda Adliye ve — Üniversite mensuplarına da yer verilmişti. Bu iki gruba ait olan siyah zemin üzeri- ne beyaz yazılı plâkalar, yan yana konmuştu. Adliyeden Hicabı Dinç gö- rünüyordu. ÜUniversiteden ise. Tek- nik ve İstanbul Üniversiteleri Rek- törleri ile sıfatı profesör olup aslın— da kürsüsü bulunmayan İ. E. . U- mum Müdürü Kâmran Gorgun gel— mişti. Fakat Adliye ve — Üniversite mensupları için yer çok geniş ay- rılmıştı. Fazla kimsenin gelmedıgı görülünce Üniversite plâkasının sağ tarafındaki Mülki Erkân sahası — git- tikçe, Mülki Erkânlehine genişletildi. Zira nahiye müdürleridahil bütün Mülki Erkân oradaydı. Neticede Üni- virsite ve Mülki Erkân plâkaları yan- yana konarak birleştirildi. Aynı — akı- bet, Adliye sahasının da başına geldi. Adliye sahasının solunda Askeri Eri kân vardı. aha da, iki tabelâ bir leştirilene kadar Adliye aleyhine dal raltıldı. Saat 15.35 te Bayar ile Menderes, bir açık siyah Cadillac'ta Karaköy tarafından ve Şale Köşkünden meral sim mahalline geldiler. Bayar ayak ta idi. Menderes oturuyordu, Cadil lac'ta Cumhurbaşkanlığı forsu var- di. Mevzii alkışlar yükseldi. emniyet tedbirleri alınmıştı. sim mahalline kuş uçurulmuyordu Aşağı yukarı her elli kişiye bir po— lis düşüyordu. Bayar siyah bir ve tüyü palto, laciverd çizgili elbıse ve lâciverd şapka giymişti. Mende reste ise siyah çizgili elbıse siyah ve beyaz çizgili skoç bir palto, gri eldiven ve lâciverd şapka Vardı Ar kalarındaki arabadan Ethem Mende res ile Zorlu çıktılar Bayar Önde, Menderes arkad plâtformun bulunduğu yere geldiler Bayar plâtforma çıkar çıkmaz Mil li Marş çalınmağa bağladı. Başba- kan plâtforma çıkmamıştı. Bayan- 14