S I Filmler "Dansa davet" Ankara sinemaları bu yıl geçen yıl- * Alara nisbetle daha iyi çalışıyor. Istanbuldaki birkaç büyük sinema- nın kapanması, bu sinemaları ellerin- de tutul ithalcilerin, — filmlerini ilk vizyona sokacak salon bulmakta güç. lük çekmeleri, bu yıl bazı filmlerin İstanbuldan önce Ankarada oynatıl- masına yol açtı. Gerçi "TI bidona - Kalpazanlar Çetesi", "Les Diaboli- . Şeytan Ruhlu İnsanlar", "Les. Manocuvrea - Hileli Aşk" varamadılarsa da buna karşılık mesela "Marty"”» "Lust for Life . Ölmiyen insanlar", " - ri di Biciclette - Bisiklet hırsızları' önce Ankarada gösterildi (üstelik so- nuncu film İstanbulda hâlâ oynatıl- mamıştır) "İnvitation to the Dance N E MA jik ölümünü anlatıyor. İkinci hika ye, "Ring Arou . Bilezik", elden ele geçip sonunda tekrar ilk sa- hibine dönen bir bilezik vasıtasıyle beş kadınla beş erkeğin — karşılıklı münasebetlerini ortaya koyuyor. Ko- nusunu “Binbir gece masallarından alan sonuncusu, "Sınbad the Sailor - Denizci Sinbad", modernleştırılmış Rimsky Korsakov müziği ve canlı- resim yardımıyle "Alâeddinin lam— basından sahneler anlatmaktadır. Kelly, "Dansa Düâvet"i filmleri- nin en Öönemlisi olarak saymaktadır. Bu filmi çevirebilmek için — birçok Morluklarla karşılaştığı da bilinmek- tedir. Nitekim 1952 de İngilterede başlanan "Dansa Davet", ancak 1956 da Amerikada — tamamlanabilmiştir. Beş yıldan fazla bir zamana yayı- lan bu çalışma sonucunda filmde her hangi bir dağınıklık meydana gelmemişse, bu sırf, filmin zaten ay- Youskevitch "Dansa Dâvet'te Claire Sombert ile Igor Bale kırması ilk önce Ankara- sahibol- -Dansa Davet" de, lıların görmek 1mt1yazına duğu filmlerden biri. Gene Kelly'nin Stanley Donen ile birlikte çevırdı i ” the Town-Şe- hirde" ve "Singig'in the Rain Yağ- mur Altında" fılmlerden sonra yalnız başına hazırladığı "Dansa Davet", herbiri yarımşar — saatlik üç ayrı hikâyeden meydana geliyor. İlk hikâye, —"Circus ., Sirk", bir cam- baz (Igor — Youskevitoh) ile bier genç, kız. (Claire Sombert) ara- smdakı aşkı, sirk — palyaçosunun Gen genç kıza duyduğu ( Kelly) karşılıksız sevgiyi ve palyaçonun tra. hikâyelere dayanması saye- sindedir. Buna karşılık bu ka ar u- zun bir zaman sonunda ortaya çıkışı "Dansa Davet"in birçok ahneler ini bugün artık "eskimiş”", nal" olmaktan çıkmış, Kellynın rejısor yahut oyuncu olarak çalıştığı başka filmlerdeki sahnelerin tekrarı — gibi görünmesine yol açıyor. TI ayrı Bunların yanı sıra Kelly'nin fil- minde en tartışma götürür yön, klâ- sik bale ile modern Amerikan dan- sının yanyaha yer alması,. Kelly'nin temsil ettiği, Amerikan halk dansı, rövü danslarının klâsik bale etkısıyle birleşerek meydana çıkan bu "melez" dansın klâsik — baleyle birlikte bulunuşu birçoklarınca ya- dırganabilir. Fakat Kelly, kendi dans stilini ve anlayışını filmin klâsik ba- le yönüne tatbike kalkışmadığı için ortada yadırganacak fazla birşey olmadıgı söylenebilir. Mütevazi yap- tığını bilir bir sanatkâr olan Kelly kendi danslariyle klâsik baleyi ka- rıştırmamağa bilhassa dikkat ediyor. Zaten bu karşılaşma en çok ilk hikâ- yede bahis konusu. Kelly de bu bö- lümde kendi kısacık dans numara— sından sonra meydanı — Youskevitch ile Sombert'e bırakıyor. Bunun neti- cesi olarak "Sirk", "Dansa Davet" in en sade, en derlı toplu, tek hat ü- zerinde gelışen dansları bakımından en başarılı bölümü olarak ortaya çı- kıyor. Ophüls'ün Schnitzer'in meşhur pi- yesinden perdeye aktardığı "La Ron- Halka"yı andıran mevzuu ile Bılezık seyirciyi en fazla sürük- leyebılecek hususiyette. Bir yandan "Yağmur altında" olduğu gibi eğlen- celi sinema hilelerine başvurması - evlenme yildöriümü partisinin hızlan- dırılmış hareketle tesbiti; değişik tipleri, karı - koca munasebetlerının hicvini yapmas kadın dınleyıcıle— rini isteri nöbetlerine sevkeden "mo- da" şarkıcılarla alay etmesi; — "do- landırıcıyı canlandıran — Rommy R M'in, "şarkıcı" İrving Davies ile “vestiyerci kız" Dian a Adams ın ha- reketli dansları, ile "'sokak kızı" Tamara va'nin "sexy" dansları seyircinin il- gisini devamlı olarak uyanık tutabi- lecektir. "Dansa Dâvet'e daha çok seyir- ci çekmek, aynı zamanda teknik bir gösteri ortaya koymak bakımın- dan 1şe yaramakla birlikte, en aksı bölüm olduğu soylenebılır canlı-resim tiple sahici tipler arasına sokulurdu; Kelly bunun tamamiyle aksini yaparak can- lı-resim dekoru, tipleri arasına sa— hici insanları -kendisini ve David Kastay'i sokuyor. Netice 1lk iki hikâye kadar başarılı değil, Her ne kadar Kelly ile canlı-resim kah- ramanlarının hareketleri birbirine ustalıkla uydurulmuşsa da, sahici insanlar canlı-resim dekoru — içinde yama gibi duruyor ve sinema hilesi- ni açığa vuruyor. Bütün bunlara rağmen "Dansa Davet", Kelly'nin şahsiyet ve üslup sahibi bir sanatkâr olduğunu orta- ya koymaktadır. Eserin en büyük hu- susiyeti ve değeri, baştan sona ka- r dans ve pantomimadan meyda- na gelen bu filmin, filme alınmış bir bale olarak değil, 'sinemanın hususi- yetleri göz önünde tutularak hazır- lanmış bir — bale-filmi — olmasında. Kelly hiçbir vakit kendisini bale sah- nelerinin hususiyetlerine kaptırmı- yor, aksine onları sinema sahnesi o- larak canlandırmaya çalışıyor ve bu- nu başarıyor. Böyleli "Dansa Da- vet" bugüne kadar kendi sahasında tek ve dikkâte değer bir film olarak ortaya çıkıyor. AKİS, 8 ŞUBAT 1958