Sinemacılar Huston Japonyada aponya son yıllarda Avrupalı ve Amerikalı sinemacılar — için ço ilgi çekici bir memleket oldu. İkin- ci Dünya Savaşından sonra, Ameri- ka ile Japonya münasebetlerinin art- ması, Japonyadan dönen erlerin yan- larında Amerikaya birer gelin götür- meleri, Japonyada evlenip — yerleşen Amerikalılar yeni yeni meseleler do- ğurmaya başladı. Bütün yakınlaşma- lara rağmen iki millet arasındaki zih niyet, kültür ve yaşayış farkları ol- dukça büyüktü. Bu farklar, merak uyandırıcı olduğu .kadar, — üzerinde durulması gereken meseleler olarak da kendisini gösteriyordu. Son yıl- larda 'Japonyada çevrilen Amerikan filmleri de merak ile başlayıp Ja- pon - Amerikan münasebetlerini da- ha .şuurlu ele Aalmayı hedef tutan bir gelişme göstermektedir. Bu cere- yanın ilk eseri, Samuel Fuller'in "Hou Se of Bamboo - Tokyo Gangsterleri" basit bir”"gangster hikâyesini "Teahouse of the August Moon - Çay. hane"si işgal kuvvetleriyle Japonla- rın ilk yakınlaşmalarını, Amerikalılar rın Uzak Doğululara demokrasi aşı- lamak gayretini hafif komedi hava- sı içinde gosterıyordu Geçenlerde Joshua — Logan sı, Japon - Amerıkan münasebetlerini, iki ayrı yaşayış şek. lini, iki milletin kadınlarının deği- şik davranışlarım yatı-trajik bir yol- da, fakat bir magazin — hikâyesinin çerçevesi dışına çıkmadan anlatıyor- d imler, ne de Fransızların denemesi "Typhoon sur Nagasaki - Huston "Geyşa"yı çeviriyor Dostluğun - temelleri AKİS, 8 ŞUBAT 1958 Tayfun" Japonların memleketlerin- deki — yabancılarla, münasebetlerim tatmin edici bir şekilde ortaya koy- muş sayılamazdı. "Barbar ve Geyşa" HHston un filmi önce "The Towsend arris hikâyesi" idi. Fox" stüdyosu bunun pek "ticari bir ad olmadığını düşünerek "The Barbarian and the Geisha . Barbar ve Geyşa ya çevirdi. Filmde Japon- yaya tâyin edilen ilk Amerikan dip- lomatı Towsend Harris'in, iki mem- leket arasında dostluk kurmak için teşebbüsleri, karşılaştığı meseleler, onun gözü anon yaşayışı anla- tılmaktadır. Harris'i John ayne, Geyşayı ise Eiko Ando adlı bir Ja- pon yıldızı canlandırıyor. Huston, tamamlanmış bir çekim senaryosuna dayanarak çalışmamaktadır. Elinde- ki senaryo taslağım çok kere plato- da geliştiriyor. Rosselini'ninkini ha- tırlatan bu irticali çalışma, senaryo değişiklikleri, eklenip çıkarılan sah- neler ve diyaloglar John Wayne'i bez- dirmiş, rejisörle arasının açılmasına sebeb olmuştu. Hattâ Wayne bu yüz- den bir ara oynamaktan bile vazgeç- mişti. "Barbar ve Geyşa"nın, Hus- ton'a mahsus o tutkulu çalışma ha- vası içinde tamamlanmasına çalışıl- maktadır. "Moby Dick" gibi bü yuk bir deniz destanından sonra giriştiği teşebbuslerde kararsızlıklar geçiren Huston'un durumu bu eserle biraz aydınlanabilir. Hatırlandığı gibi, bu değerli rejisör "Moby Dick"ten son- ra gene Herman Melvılleın Polınez— yalıların yaşayışını anlatan "Typee" adlı romanını filme almayı — düşün- müş, fakat bu projeyi geri bıraka- rak Fox stüdyosu için, mevzuu az ok “Afrika kraliçesi"ni — hatırlatan "Heaven Knows, Mr . Allah bilir, Mr. Allison"u çevırmıştı İkin- ci Dünya Savaşı sırasında batan bir gemiden Japon askerleriyle dolu bir adaya düşen bir rahibe ile bir de- nizcinin maceralarım gösteren — bu film, Huston'un eserleri arasında buyuk bir önem taşımamaktaydı. Ge- çen yıl, David Selznick hesabına' İ- talyada Hemingway'in "A Farewell to Arms i Silâhlara Veda"sını çek- mek üzereyken, gene senaryo anlaş- mazlıkları yüzünden, kameranın ça- lışmasına 48 saat kala İtalyayı terke- dişi büyük dedikodulara sebeb olmuş. tü. Astruc'ün son şansı enç Fransız rejisörü — Alexandre Astruo'ün, bütün ÜUmidi, — çevir- mekte olduğu "Une Vie - Bir Kadı- nın Hayatı" adlı filmde Meslekteki İstikbali, Guy de Maupassant'ın ro- naryoculuk ve sinema tenkidçiliğin- den sonra birkaç amatör film çeviren Astruc önce orta uzunluktaki filmi "Le Rideau Cramoisi . Kısıl Perde" ile dıkkatı çekti, 1952 Cannes Film Festivalinde Jürinin özel mükafatını kazandı. İlk uzun filmi "Les Mauvai- SİNEMA M. Schell ve C h. Ma rguand Son ümid ses Rencontres . Kötü tesadüfler", 1955 Venedik Festivalinde, mansiyon almasına rağmen ticari başarısızlıga uğradı. Bu yüzden Astruc iki yıl işsiz kaldı. Fakat prodüktörlük yapıttı nie Dorfman'la tanışması ona ye- ni bir şans sağladı. Dorfman "Kötü tesadüfler"i görmü beğenmişti, bunun için de her türlü tehlıkeyı gö- ze alıp Astruc'e hem de bir "süper prodüksiyon" — hazırlamak — fırsatım verdi. Nitekim, şimdi otuz beş ya- şında bulunan Astruc, Maria Schelli, Antonella Lualdi, Christian Margu- and ve Ivan Desny gibi oyuncular ve Claude Renoir gibi birinci sınıf bir kameracıyla, Maupassant'in ünlü serini renkli ve genişperde sistemiy- le filme almaktadır Bilindiği gibi. Maupassant'ın ro- manı, kendisini sevmiyen yakışıklı bir erkekle evlenen hassas bir ka- dının Hikâyesini anlatmaktadır. Se« naryo, romana oldukça sadık bir şe- kilde hazırlanmıştır. Astruc, kadın- erkek münasebetlerini, Maupassant'- ın gerçekçılıgınden uzaklaşmadan işlemektedir. Bunun yanısıra, roman- tik karakterleri, stilize dekor ve kos- tümleri, lirik hıkayesı tesirli renkle” riyle "Üne Vie", tamamen hislere hi- tabeden k yolundadır. Bilhassa renklerin kullanılışı .bu - | i - rizmi takviye edecek bir durumdadır. Astruc, bütün umıdını bu filme bağlamış 'bulunu uyor. "Bir — kadının hayatı" başarı kazanamadığı takdir- de bundan sonra bir metre pelikül bile — çekmiyeceğini — söylemesi, her halde filmini başarıya eriştirmek için elinden geleni yapacağım ortaya koymaktadır. 31