DÜNYADA A. B.D. Rahat nefes Endışelı bir yılbaşı geçiren rahatı- na kün Amerikalılar — geçen hafta nihayet neşeli bir Pazar ge- çirdiler. Feza artık Rusların inhisar rından çıkmıştı. Hakikaten Sputnik- ten dört ay sonra, Ordunun dört kat- lı Jüpiter C füzesi, 80 santimetre bo- yunda ve 7,5 kilo ağırlığındaki Kâşif adlı Amerikan peykini semaya yollu- yordu. İki radyo vericisine sahip o- lan tüy sıklet peyk, 28900 kilomet- re süratle her 113 dakikada bir dün- yanın etrafında dolaşacaktı. İki dev arasındaki peyk yarışı böylece son buluyordu. Sputnikiyle pek mağrur olan Mr. K bile Amerikanın yakında Sputnike kavuşacağını bilmekteydi. Yem hedef aya seyahatti. Aya baka- lım kim evvel gidecekti? Amerika- nın sarsılan prestiji böylece kurtul- maktaydı "İlmi Pearl Harbor'un in- tikamı" alınmıştı. Hür dünya lideri isterse nelere muktedir — olduğunu göstermişti. Yegâne tehlike bu fani. ünyada rahat bir hayat sürmekten başka arzuları olmayan Amerikalıla- rın üstünlüklerinden emin, yeniden kış uykularına yatmalarında aranma- lıydı. Amerikalılar tavşan ve — kap- lumbağa yarışını tavşanın her an kaybedebileceğini hatırlamalıydılar. Siyasi ilimler mütehassısı Brogan'ın sözleri (Bak: AKİS 193) hâlâ mu- teberdi. OLUP Zeta'ya ne buyrulur ngiliz halkı doğrusu hür dünya liderinin muvaffakiyetine hem sevinecek, hem üzülecekti. Zira Zeta âleti sayesınde termonükleer enerji- yi kısmen kontrol altına alabilen İn- giltere de son on beş gündür bir bay- ram havası hâkimdi: Hidrojen bom- basını Rusya ve Amerikadan evvel "terhis etmeye" muvaffak olduğu- nu düşünen İngiltere mağrurdu. Ze- ta inin, normal zamanlarda — hayal kurmayı hiç sevmeyen İngiliz bası- nı, şiirler yazıyordu. Pek - yakında - -belki bir nesil sonra, deniz suyunda mevcut olan enerjı beşerıyetın tabii evvelâ İngiltere'nin- hizmetine kona- caktı. Artık petrol için Nasırla veya Nuri Saitle uğraşmaya lüzum kalma- mıştı. Zeta insanlık tarihinde bir dö- nüm noktasıydı. Fakat hayret, Ok- yanusun öbür tarafındaki — kıskanç büyük dost bu muvaffakiyeti bir tür. lü hazmedememişti. "Supergentler " bir poz takınarak neredeyse Zeta'nın zaferini kendine mal edecek- ti. Hidrojen bombasını — okyanusun diğer sahilinde ehhleştırmeye çalı- şan ırmızı yanaklı" Am Stra- 1ss doğrusu "Birleşik Devletlerın eh utanılacak adamı"ydı. Doların, bey- nin yerini alacağım sanmış ve tabii aldanmıştı. Bu ufak kıskançlıkları hoş gör- mek lâzımdı. Mühim olan insanlık tarihinde yeni bir devrin eşiğinde bulunmamızdı. Aya seyahat ve de- BİTENLER niz suyundan enerji, şu derdi bir tür- lü bitmeyen dünyaya belki yeni dert- ler, fakat mutlaka yeni nimetler ge- tirecekti. Doğu - Batı Kâşif ve' silâhsızlanma âşifin Sputnik'le arkadaşlığa baş- laması kuvvetler — muvazenesinde bır değişiklik yapmıyordu. Zira Sput. da oğrusu uzun menzilli fü- zeler kuvvet muvazenesini Amerika- nın aleyhıne olarak bozmamıştı, sâ- dece Rusyayı müsavi duruma getır— mişti. Asya, Avrupa ve Afrikada üs- lere sahip olan Hür Dünya lideri, sa ve orta menzilli füzeler sayesin- de Rusyayı her an yokedebilecek b'r durumdaydı. Uzun menzilli füzeler Rusyaya da ayni imkânı veriyordu. Bu sebeple Doğu Batı münasebet- lerinde teknik bakımdan bir değişik- lik yoktu. Fakat tüy sıklet Kâşif psi- kolopk bakımdan rol oynayacaktı ür. Dünya lideri, Sputnik'in müt- tefikler arasında maneviyat kırıklığı yarattıgı bir anda Kremlindekilerle- görüşmeğe pek istekli değildi. Mü- savi duruma gelmeden — konuşmayı tehlikeli buluyordu. İşte Kâşif — bu ompleksleri yenmeğe yardım ede- cekti. Sonra Bulganm'in mektubuna verdiği son cevapta Eisenhower silâh. sızlanmaya fezadan başlamak fikrini ortaya atmıştı. Amerikanın — sahip olmadığı bir şeyin kontrolünü iste- Amerikan füzelerinin bellibaşlı üsleri Gün gelecek bunlara da lüzum kalmıyacak AKİS, 8 ŞUBAT 1958