YURTIA OLUP BİTENLER leri umumi politika mevzuları ara- Nitekim bir çok toplantıya h Aker değil, İç Kabine larından Emin Kalafat başkanlık e- diyordu. sındaydı Abdull Sıhhat Bakanlı- ğında Dr. Lüt- . Be çet Uzu istihlaf e- decekti. İki dokto- run yalnız nesılle— ar -çok devrin uzun rı- C, H. P. nin ile- ri gelenleri olarak karşı mü- etmişler, sonra D. P. nin içinde transfer ol- Menderesin o ba- İktidar yıllan muşlardı. Adnan kanlığa, transferden kazanılmış C. İ "kıymet"leri getirmekten hoşlandıgı anlaşılıyordu. Üstelik bu "kıymet"leri ir zamanlar — şah- sen İsmet İnönüye bağlılıklarıyla edi- tanınmış olmalarına da itina yordu. ış — Kabinenin bir başka aza- sı Hadi Hüsman makamını muha- faza ediyordu. Gümrük ve Tekel İşlerimizde Emin Kalafatın — zama- nında kurulmuş siyasi düzen — de- vam edecek — de- mekti. Hadi Hüs- man "İyi Adam" sıfatını — sırtlamış olarak, bir teknis- yen gibi çalışacak, tı. Bu bakımdan Gümrük ve Tekel camıasmda ne bir yenilik gorulecektı ne bir canlılık. Hadi "Hüsman ön plânda bulunma- yan mevkiinden son derece memnun- du. laştırma Ba- kanlığında Fev zi Uçaner, — Arif Demirere halef o- luyordu Arif De- mirerin hükümet- ten ayrılmasına üzülmemek elde de ğildi. O da, Muam- mer Çavuşoğlu gibi son derece te- miz bir isim bıra- karak üstelik bayrak çekmek zorunda da bıra- kılmayarak- Ulaş- tırma Bakanlığını terkediyordu. Arif Demirer Dış Ka- bineden ayrılmamış, umumi politi- kaya karışmak hevesine — kapılma- mış, üstelik elinden geldiği — kadar muvaffak olmaya çalışmıştı. Fevzi Uçaner bütün o meziyetlerinde A- 8 rif Demirere halef olursa, elbette ki işini yarı yarıya kolaylaştırmış ola- caktı. Kendisinden evvel o makama gelen iki askerin, Yümni Üresinin ve Seyfi Kurtbekin siviller kadar başa- rı göstermediklerini hatırlarsa, — as- kerlikten ayrı bir zihniyeti benimse- meye çalışması da tabii sayılacaktı. Ha... Bir de Nedim Ökmen vardı. O da Tarım Bakanı olmuştu. Beklenen tâyin akat kabinenin umumi efkarca n fazla beklenen azası, bunların hiç bırı değildi. Herkes, en fazla ye- ni Adalet akanını merak ediyor- du. Adadet müessesesinin rolü elbet- te ki mühimdi. Ama alâka başka ta- raftan geliyordu. Oraya oturtulacak bakanın şahsiyeti rejimin müstakbel inkişafları bakımından işaret olacak- tı. Bir zamanlar Hüseyin Avni Gök- türke halef olarak, müsteşarı Hadi Tandan bahsedılmış ve bu ihtimal -D.P. Grubu dahil, hemen herkes ü- zerinde bir soğuk duş tesiri yapmış- Sonra, daha memnunluk verici i- sımler ortaya atılmıştı Sıtkı Yırcalı denmıştı Esad Budakoğlu denmiş- Zaten ikisi de Balıkesirli, ikisi de mutedıl tanınmış, ikisi de avukat, i- kisi de 1950 de Meclise girmiş, iki- si de 1946 Demokratı bu iki arkadaş -ki ikisi de halkı, Balıkesirde, 1950 den evvel "Hakimiyet kayıtsız şart- sız milletindir" diye — bağırtırlardı- hemen aynı zihniyetin — temsilcileri sayılıyordu. Bu yüzden radyo, o pazartesi gü- nü, Adalet Bakanı olarak Esad Bu- dakoglunun ismini söyleyince — pek çok kimse derin bir nefes aldı. Nite- kim ilk tefsirler de ümid verici oldu. Bu havayı Esad Budakoğlu devam ettırır mıydı ettirmez miydi? Bilmek her halde havaya bir salah getırdıgı muhakkaktı Zaten bu orta boylu, topluca Vü- cudlu, sıhhatli yüzlü genç politikacı -46 yaşındadır- 1954 seçimlerinden sonra evvelâ Meclis Başkan Vekilli- ğine, sonra da Menderes IV. ün Ta- rım Bakanlığına getirildiğinde — iyi karşılanmıştı. Zira politika mazisi i- yiydi, iyi isim yapmıştı, iyi kalmıştı. Kopkoyu bir Balıkesirliydi. 1911 de orada dünyaya gelmişti. Baba tara- fından Budakzadelerden, ana tara- fından Ocakzadelerdendi. Her iki aile de Balıkesirin köklü ve tanınmış aileleri idi. Budakoğlu- nun hayatta iki kız kardeşi vardı. Erkek kardeşini 1943 yılında kay- betmişti. Babası ziraatle uğraşırdı. Balıkesirin civarında ufak bir çift- likleri vardı. Esat Budakoğlu ilk tahsilini Balıkesirde yaptıktan son- ra İstanbula gitmiş-, ve lise tahsılını İstanbul Erkek lisesinde tamamla- mıştı. C. H. P. nin meşhur malıyecı— lerinden İsmail Rüştü Aksal ile sınıf arkadaşı idiler. Liseden sonra. Buda oğlu, İstanbul Hukuk Fakültesine kaydolmuş ve orayı da 1933-34 yıl- larında bitirmişti. 1934 den itibaren dört yıl boyunca İzmir, Çeşme, Fet- hiye, Anamur ve Aydında muhtelif adli hizmetlerde bulunmuştu. 1938 de hakimlik mesleğinden — ayrılmış, memleketi olan Balıkesire - dönerek Avukatlığa başlamıştı. 1946 da Ba- lıkesirde nin ilk müteşebbis heyetinde vazife alarak politikaya a- tılmış, 1950 ye kadar da avukatlığa devam etmiş, 1950 de milletvekili se- çıldıkten sonra Ankaraya nakletmiş- . Avukatlığı sırasında senelerce Ba- ro başkanlığı yapan Budakoğlu, 1950 yılından bu yana devamlı surette Ba- lıkesir milletvekili olarak Mecliste yer almıştı 1950 den 1954 yılına ka- Grup Başkan Vekıllıgı yap- 1954 seçimlerinden son . Başkan Vekilliğine getırılmış Ve bu vazifede Menderes IV kabinesi- nin Tarım Bakanlığına getirilinceye kadar kalmıştı. dar mıştı M. M Menderesin o meşhur kabinesini hangi şartlar altında -Grup bir çok Bakanı devirmişti- kurduğu hiç kim- senin meçhulü değildi. Başbakan E- sad Budakoğlunu, kabinesine Grup tarafından sevilen, karakterine gü- venilen, itidal sahibi diye bilinen bir şahsiyet olduğu için almıştı. Hakika- ten hususi hayatında da son derece mazbut olan, ailesine çocuğuna bir kız çocuğu vardır, erkek evlâdım u- fak yaşta kaybetmiştir- düşkünlü- ğüyle tanınan bir çok meslekdaşının aksine gece hayatından fazla hazet- meyen Budakoğlu, milletvekillerinin hepsinin sevgisini, saygısını derha kazanmış, bunları muhafaza etmesi- ni bilmişti. Hakikaten açık, rahat vs serbest bir adamdı. Bakan olduktan sonra da bu vasıflarım kaybetmemiş- ti. O koltuğu yadırgamamıştı. Oraya doldurmuştu. Gene eskisi gibi ak- şamları en geç on bir, on bir buçuk- ta yatıyordu. Gece klüplerine kırk yılda bir — misafiri bulunduğu — za- man gidiyordu. Burnu büyümemiş, huyu değişmemişti. İyi adam ola— rak Bakanlığa gelmiş, iyi ad Oo- larak kalmıştı. Çok yorgun oldugu günler yorgunluğunu gene bahçesiy- le uğraşarak çıkarıyordu. Hep, ©o eski ziraatçiydi. Nitekim "Toprak- la uğraşmak en büyük eğlencem- dir" diyordu ve bunda haklıydı. Ak- şamlarım hep evde, ailesi arasında geçiriyordu. Adalet Bakanlığında dalet Bakanlığına — getirildiğinin rtesi günü Esad Budakoğlu mu- azzam bir ziyaretçi kütlesinin uzun tebriklerini kabul etti. O gün, üze- rine, koyu gri bir elbise gıymişti Son derece muntazam olduğu anla- şılıyordu. Bakanlığa saat tam do- uzda gelmişti. Akşamları da beşte çakmak kararındaydı. Bu intizamı kendisine sorulduğunda Esad — Bu- dakoğlu, karşısındakinin — gözlerine bakar ve şöyle der "— Saat hususunda çok hassa- sımdır. Tarım Bakanıyken çok se- yahat ettim. Akşamdan kararlaştı- rırdık; saat altıda yola — çıkacağız diye- Tam altıda ben yola çıkardım. AKİS, 30 KASIM 1957