caktı. Yapılacak teklifte ilmi işbirliği konusunda da yeni bazı hususlar der. piş ediliyordu. İngilizler ve Amerika- lılar, çalışmalarını, çekirdekli sılah— lar üzerinde teksif edeceklerdi. Ame- rika bu cins silahlar taşıyan uzun menzilli füzeler ile Hidrojen bombası imâl edecek, lngiltere orta menzilli füzeler yapaca Fran ve Batı Almanya ise çekırdekh sılahlar ima- liyle uğraşmayıp sadece kısa men- zilli füzeler üzerinde çalışacaklardı. Klâsik silâhlara gelince, - plânda bunlar da unutulmamıştı. Amerika uzun menzilli bomba taşıyıcı uçakla- rı yapmayı burada da kendi üzerine alıyordu. İngiltere bütün kuvvetini orta menzilli bombardıman uçakları üzerine teksif edecek, Fransa sadece avcı uçakları yapacaktı. Bundan baş- ka Hollanda ve Belçika Hava kuv- vetleri ile Norveç ve Danimarka de- niz kuvvetleri bırleştırılecek Atlan- tik ve Akdeniz sahillerinin müdafa- ası Amerikan donanması, Hint Okya- nusu sahillerinin müdafaası İngiliz donanması tarafından deruhte edilir- ken; Kuzey ve Batı Avrupa sahilleri- nin müdafaası da Fransız donanma- sı ile birleşik Norveç ve Danimarka donanması tarafından yapılacaktı. İlk bakışta Batı devletleri için akla yakın bir ilmi ve askeri işbirliği plânı gıbı görünen bu plân daha açık- landığı gün, Fransada büyük tenkit- lerle karşılanı ordu. Fransızlara göre n kabul edildiği takdirde N.A, T O nun eşitlik esası üzerine kurulan yapısı birden çökecek, ortada iki bü- yük devlet ile oniki kuçuk devlet kala- caktı. Bu Fransız iddiaları geçen haf- ta o derece ileri gitmişti ki, İngiliz ve Amerikalılar böyle bir plan hazırlan- dığını yalanlamaktan başka çare bu- lamamışlardı. Velhasıl, geçen hafta- nın sonlarında Kuzey Atlantik And- laşması en çetin imtihanını geçiriyor, du. Bu imtihandan yüzünün akıyla çıkıp çıkmıyacağı, ancak Aralık ayı ortalarında Pariste yapılacak Kon- sey toplantısından sonra belli olacak- Kuzey Afrika Buluşan buluşana as ve Tunusun bağımsızlıklarına kavuşmak üzere olduğu günlerde Kuzey Afrika hâdiseleri, dünya halk efkarını en çok meşgul 'eden mesele- lerin başında geliyordu. Bu devletle- rin bağımsızlıklarına kavuşmaların- dan sonra Kuzey Afrikanın yerini başka meseleler aldı ve o arada ya- kalarını Fransadan kurtaramayan Cezayirliler kendi kaderleriyle baş- başa kaldılar. Cezayirin istiklali me- selesi son zamanlarda senede bir ke- re, o da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündeminin hazırlandığı sı- rada bahis konusu oluyor, sonra tek- rar unutulup gidiyordu Pineau — Dulles görüşmesi merika ile İngiliz hükümetlerinin onbeş gün kadar önce Tunusa si- lâh satmaya razı olduklarını bildir» meleri üzerine Fransada büyük bir tepki meydana gelmiş ve bu tepki NA.T.O. içinde derin görüş ayrılık- larına yol açmıştı. Fransaya göre; Tunusa yollanan her silâh — Cezayir milliyetçilerinin eline geçiyor ve bu bakımdan, Cezayir harbinin bitiril- mesi tür türlü mümkün olmuyordu. Şimdi İngiliz ve Amerikalıların Tu- nusa silâh satmaları bu harbi biraz daha uzatmaktan başka bir işe yara- mayacaktı. Bunun ise dostane bir ha- reket olmadığı aşikârdı. Bu bakım- dan derhal İngiliz ve Amerikalılarla Dufles - Karşılıklı tavizler ne zamana kadar verilebilir ? AKİS, 30 KASIM 1957 Pineau DÜNYADA OLUP BİTENLER Felix Gaillard İmtihanı verebileceği şüpheli görüşülmeli ve bu hareketlerinin he- sabı sorulmalıydı. Nitekim Anglo- Amerikan kararının açıklanmasından az sonra, Fransız Dışişleri Bakanı Pineau Washıngtona hareket ediyor ve Dulles ile görüşmelere girişiyordu. Washingtondan bıldırıldıgıne gö- re Dulles, bu görüşmeler 'sırasında, Tunusa silâh gönderme kararından vazgeçmeye yanaşmamıştı. Ameri- kalılar bu meseleye gayet realist bir gözle bakıyorlardı: Eğer Tunus Ba- tıdan silâh alamazsa yüzünü Sovyet- lere çevirecekti ki bu ne İngiltere ve Amerika, ne de Fransa için iç açıcı bir şey olmasa gerekti. Amerika ve Ingılterenın yolladığı silâhların Ceza- yir milliyetçilerinin eline geçeceği id- diasına gelince, Dulles Fransanın bu iddiasını anlamakta da güçlük çeki- yordu. Zira silâhlar Tunusa sadece savunma maksatlarıyla kullanılmak ve başka yerlere gönderilmemek şar- tıyla, üstelik az miktarda gönderil- mişti. Eğer Cezayirliler, Tunusa gön- derilecek topu topu bin kadar otoma- tik tüfekle bağımsızlık kazanacaklar- sa, bunu zaten çoktan hak etmiş ol- malıydılar Dulles'ın bu sözleri, Pineau'yu Washingtondan elleri boş dönmeye mecbur ediyordu. Fakat Gaillard hü- kümetinin ilk 1mtıhandan başarı ile çıkması için, Pineau'nun Amerikalı- lardan mutlaka birşeyler koparma- sına ihtiyaç vardı. Dulles bu zaru- reti anlamıyor değildi. Bunun zayir meselesi görüşülürken, bu yıl da Fransadan yana olmayı kabul e- diyordu. Bu bir yıl içinde Fransa Ce- zayirde sükünun iadesi için gerekli 21