mış olacağına güvenilebilir. Metin Gürelin caz soloları dolgun ve renkli bir korno tonu, parçaların armonik gelişimine daima kulak vererek ya- pılmış sade ve mantıklı cümlelerle çekmektedir. Bu bakımdan kornocu Gürel, Pekcan topluluğunun öteki Ön solisti olan trtompetçi Angelo Rota'dan üstün görünmektedir. Bir gece klübü çalgıcısı olan trompetçi Rota çalışını Pekcanların modern, "serin" caz üslübuna uydurabılmek için gerçi büyük gayret göstermek- te, fakat mantıklı ve insicamlı sololar çıkarmaya pek muvaffak olamamak- tadır. Topluluğun piyanisti, Amerikalı Bill Tenepring, Dave ck ve Os- car Peterson'u andıran bir tarzda ça- lan, arasıra bulanık, karışık, çıkma— ya girmiş sololar çıkaran fakat g lan Atılla Garai, Macaristanın en iyi caz piyanisti olarak tanınmaktadır ve mülteci olarak buraya gelmiştir. Topluluğun dünya çapında sayılabi- lecek bir üyesi kontrabasçı Selçuk undur. Devlet Konservatuarının kontrabas kısmı mezunlarından olan Selçuk Sun, çalgısına olan hakımıye— tim, caza olan derin sevgisi V rakıyla birleştirmiş ve iftihar edebı— leceğimiz bir caz kontrabasçısı ola- rak kendini yetiştirmiştir. Erol Pek- can, topluluğunun davulcusudur. Max Roach'ı andıran ikinci vuruşları kuv- vetli temposuyla, teknik imkânlarını tanıyarak yaptığı sade sololarıyla ve toplu icraya verdiği rahat ve yumu- şak swingle dikkat çekmektedir. Pekcanlar, irticalen çatana yolunu seçmişlerdir. Fakat, irticali çalış da -hele bir radyo yayım için- önceden hazırlanmaya, parçaları tespit etmiye ve soloların sırasını kararlaştırma- ya, gerekirse zihin aranjmanları yap- mıya ihtiyaç göstermektedir. Anka- ra Radyosunun değerli cazcıları, bu işi gerektiği kadar ciddiye almadık- larından icralarında arasıra bir da- ğınıklık ve muvazenesizlik sezilmek- tedir. Opera Gencer için ne diyorlar? usical America" dergisinin bu- raya son gelen sayısında, Ley- lâ Gencerin San Francisco operasın- daki temsilleri hakkında çıkan iki tenkit yazısında, Türk sopranosunun Lucia'daki başarısına işaret edil- mekte, fakat Traviata'da pek parlak olmadığı belirtilmektedir. tın Altında Traviata” baş- lıgını taşıyan yazıda şöyle deniyor: "19 Ekim gecesi, Glauco Curiel idaresinde, uygun olmıyan bir Travi- ata temsili verildi. Leylâ Gencer her ne kadar zarif ye inandırıcı bir Violet- ta idiyse de, tegannisi en iyi derece- sinde degıldı Ehtonasyona sadakati, Alfredo'ya sadakatinden daha dü- şüktü." Tenkitçi bundan sonra Alf- redo rolündeki tenor Gianni Raimon- di'nin ve Germont rolündeki bariton AKİS, 30 KASIM 1957 Robert Merrill'in de tatmin edici ol- madıklarına işaret ediyor. "Gencer Lucia Rolunde başlıklı ya: zıdaysa son dakikada a Cal- las'ın yerini alan Leylâ Gencerın ba- şarısı şöyle anlatılmaktadır. "27 Eylül gecesi Lucia di Lam- mermoor, sevindirici sürprizler ge- tirdi. Maria Callas' ın, kendisine kısa bir zaman önce haber verildiği halde onun yerine başrolü oynıyan Leylâ Gencerden daha fazla alkış toplamış olacağı çok şüphelidir. Muhakkak ki, Türk sopranosu, Çıldırma sahnesinin bugüne kadar rastladığım en iyi dra- matik tasvirini bize verdi. O sahneye kadar Leyla Gencer iki çeşit ses ar- zetmişti. Biri, büyük dramatik,ve de- MUSİKİ tone olmıya mütemayil. Diğeri de kü- kisinde ihtisas yapısının uygun ola- cağı anlaşılıyordu. Çünkü bu çeşit musikide sesi — bilhassa — güzelleti- yordu." Tenkitçi Marjorie M. .Fisher'in bahsettiği dıger güzel sürprizler, baş- ta tenor Raimondi olmak üzere diğer sanatkarların başarılarıdır. Dergin aynı sayısında, San Francisco operasıyla olan kontratı- nın gereklerini yerine getirmiyen soprano Maria Meneghini Callas'ın gelecek mevsim için angajmanlarının iptal edildiği ve aleyhine dâva açıla- cağı bildirilmektedir.