hatırası bırakmamıştı ve o makam- dan o yüzden alınmıştı. them Menderes, Menderes kabi- nelerinin bu gedik- li, çok nazik, çok kibar, çok çelebi ve dürüst azası, şimdi Bayındırlık Bakanı olarak Or- ta Kabineye dahıl ediliyordu. mek ki Bayındır lık — Bakanlığında işler eskisi gibi de- ecek, yani mütehassı lar, müsteşar ve bunları tedvir edeceklerdi. Ethem Menderesin, alıştığı Dışişleri Bakan Vekıllıgınden ayrılması karşısında ha- fif bir üzüntü duyması son derece tabiiydi. Zarif bir salon adamı ola- rak o mevkie, protokol sahasında yakıştığına inkâr etmek imkânsızdı. Sonra, Bayındırlık Bakanlığının Chrysler'ini değil, Dışişlerinin büyük Cadillac'ını, Ethem Menderesin sevdi- ği de bir hakikatti. Nitekim iki ba- kanlık deruhte ederken hep 0010 nu- maralı Cadillac'ı kullanmıştı. Grup Başkanı olan Hayred- din Erkmen yeni- den Çalışma Ba- kam yapılmak su- retile Orta Kabine- ye dahil ediliyor- du. 1950 senesinin bu genç asistanı —lktısad Fakulte— inde asistandı- Bakanlıktan ayrıl— dıktan sonra Ge- nel Başkana gös- terdiği vefanın mükâfatım görü- Bakanken değil. Bakanlıktan alınınca — Başbakanın yakın arkadaşları arasına girmiş, o- nun direktiflerini — sadıkane yerine getirmiş, böylece yokuşu tekrar çık- mıştı. Menderesin, kendisine karşı mucadele edılmedıgı zaman nasıl 'ali- cenap olduğu bilinen hakikatlerden- di. Üstelik Hayreddin Erkmen Ça- lışma Bakanı olarak hiç de fena bir isim bırakmamış, bilgili ve gayretli ışmıştı acanak Bakan- Erkmenle bacanaktır- em Sanayi Bakanlığı- nı, hem de Orta abine azalığını Menderes V. hükü- metinde muhafaza ediyordu. Mende- res I. kabinesinde olduğu gibi etra- fa işık saçmıyor- du, birinci planda AKİS,30 KASIM 1957 değildi ama, Başbakanın lüzum ha- sıl olunca çağırdığı, vazife verdiği bir şahsiyet olarak lâzımdı. Evve- lâ Fevzi Lütfi Karaosmanoğluyla, sonra -ne tezat. Tevfik İleriyle ıdeal arkadaşlığı Ağaoğlu, ketin sanayi sahasındaki mimarlı- ğı vazifesine devam edecek, omuz- larına aldığı bu "muazzam yük"ü başarıya ulaştıracaktı. ükümette vazi- larak vazıfe alma- mem uniyet u— yand şah Sıtkı Yırcalıydı. Sıtkı Yırcalının Basın — hürriyeti hakkındaki telâkki si, Meclis zabıt- ladıgımla manadan manada arılamıyordıı Üstelık sempatikti ve mert" olarak biliniyordu. Basın ta- rafından lmasının kdii dılmesının bır sebebi şuydu: şu veya bu savcılık Sıtkı Yırcalıya müracaat rek şu veya bu gazetecinin ke dısım küçük duşurduğunu bildirmi dava açmak için muvafakat ıstemış— tı, Sıtkı Yırcalı bun ıstısnasız red cevabı verm şti. Hatta aleyhınde meşhur Tal hkıkat sırasın- da kuvvetli dedıkoduların sürüp gıt- tiği, itham altında bırakıldığı s larda dahi.. 'Sıtkı Yırcalı gazetecı dava etmenin devlet ad: rını yük- seltmediğini bilen ender polıtıkacılar- dandı. Hakikaten küçük düşen dev- let adamlarını ise, bir gazetecinin hapsedılmesının kurt armadığını da müdrikti. Nitekim kendisi, pek âlâ, bunsuz ve katiyetle temize çıkmıştı Fakat Sıtkı Yırcalı şimdi, Bası- na karşı çok sert kanunların meri bulunduğu bir sırada muvafık ol- mayan gazetelere karşı zecri tedbir- ler almayı tasarlıyan bir hükümet içinde Basın - Yayın Turizm Bakanı oluyordu. Meselâ ilân tevzi- inin mesuliyeti onun — omuzlarına yükleniyordu. Vazifesinde kendi öl- çülerini kullanarak prestijini muha- faza mı edecek, yoksa Basının başını yeme sevdası peşinde şahsiyetini mi yiyip bitirecekti? Orta Kabinede de- ğil de, Dış Kabinede yer alabilme- si elbette ki son derece şayanı te- menniydi. Sıtkı Yırcalı bir "alterna- tif” vasfını kısmen muhafaza edebi- len ender 1946 Demokratlarındandı ve kendisine yazık etmesi kendisini sevenleri elbette üzecekti. YURTTA OLUP BİTENLER enderes V. hü- kümetine yeni bir sima, Medeni Berk, İmar — Ba- kanı olarak giri- Vazifesi, kendısını Orta Ka- binede — tutmaktı. Ama şimdilik Ba- kanlığı — olmayan bir Bakan vaziye- tindeydi. Mamafih anlaşılıyordu ki Başbakanın yakın murakabesi da, onun direktif- lerinin tatbik sa- hasına konmasını temin edecek, şahsi bir inisiyatifi olmayacaktı. Hatta Ad- nan Menderese fikir vermesi de bahis mevzuu görünmüyordu, zira Başbakanın bu imar işlerini sırf ken- di zevklerine ve düşüncelerine göre yürüttüğü, Beyazıt meydanı misalin- den de biliniyordu. Dış Kabine endi sahaların- da, umumi po- litikanın — dışında- ki işleri tedvir e- decek Dış Kabine azalarının birinci- si, Milli Müdafaa Bakanlığında ka— an Şemi di. Milli Mudafaa camiası, Şemi 'Er- P. İktidarı sı- nda gelmişti: Münir Birsel. Şimdi Manisa milletve- ili onun mirasını devralıyordu. Bu Bakımdan Şemi Erginin eskı vazife- linde bırakılması, Menderes V. ka- binesinin bir kuvvetıydı Eskı Baka- nın kendisine muvaffakiyet kazan- dırmış olan eski yolundan dönmesi beklenmezdi ve zaten beklenmiyor- du. T icaret ve Eko- mi — Bakanı Abdullah Aker de, şahsen — bir 1Ş Kabine — mensubu olarak vazife gö- recekti, İktisadi politikamızın yeni baştan gözden ge- çirildiği — ve bir çok kararın alın- olduğu şu Ticaret ve lığı özler nilen bir bakanlık vasfını taşımaktan uzaktı. Nitekim hükümet kurulur- ken çok talibi de olmamıştı. Abdul- lah Akeri'n orada bırakılmasını bu- a bağlamak gayrı mümkün değildi. Abdullah Aker daha ziyade bir müs- teşar gibi çalışacaktı, zira şimdilik Ticaret ve Ekonomi Bakanlığının İS: 7