Okuyucu Mektupları Basın hakkında Kasım 1967 tarihli AKİS'in "Basın" kısmında Vatan ga- zetesi için yazdığınız Öövücü s zler teşekkür ederiz. VATAN, siy, yatımızın bugünkü sinde, kendi gazetecilik — anlayışı- nın tabii neticesi olarak vazifesinin- unu biliyor ve n için meslek haysiyetini koruyor. Szınle ayni İ' kirde olm. adıgımız ber med Em bey hakkında bir takım yanlış kanaatle— re sahip bulunuyorsunuz. Bu kanaa- ti nasıl edindiğinizi bilmiyoruz Fakat biz, yani "gençler ğer takclır edılecek bir meslek aşkı bir büyüktür ' Bize iyi gazeteci olmak gururunu duyururken, bu mertebeye Emin beyi kendimize uydurarak eristiği- üzüldüğümüzü ize — VATAN'da kânlar hazırlayan gerçek gazete- d hatırlat- mak istedik. Bu bizim için bir hak- -inaslık borcudur. Saygılarımla atan Gazetesı Tazı lş Müdürü Ozcan Ergüder Seçimler — hakkında . P. nin artık isminden başka hiç bir demokratlığı kalmadı- ğı ve bu, isimdeki — demokratlı- ğın bile yok olduğu iyiden iyiye anlaşılmış bulunuyor. Hani 1945-50 nin hakiki demokrasi kahramanla- rı? Nerede ise, 1957 nin D. P. li- derlerine: Acaba bunlar — 1945-50 deki lıderler midir?" dıye soraca- nk sözlesmişler gibi D. P. adaylarının demokratik rejimin tahakkuku yo- lunda tek kelime sarfetmekten ka- çınmalarıdır. Kendilerini dinleyen topluluklara: "Kahve mi istiyor- "En tabii hürriyet- lerinize kav uş mak mı. isti yorsunuz, yoksa yol ve baraj mı?" sorusu sormaya cesaret edemıyorlar lşte asıl bu noktaya bir "mim" koya- lım. Niyazi Bayraktar- — İskenderun İstanbuldan bir g Öörünüş Ah şu kabine kurma tasası da olmasa Celâl Bayar ve Refik Kocaltan ken- dilerini getiren hususi uçaktan par- desüsüz inmişlerdi. Cumhurbaşkanı papiyon bir k vat takmıştı, başın- da şapkası, elınde eldıvenlerı vardı. Ayrıca alacalı, zarif bir baston tu- ordu. Ka rşılayıcı olarak gelen Başbak ise krua bir pardesü- giymişti. Hava güneşl ydı Baş- kanların gözlerinde siyah — gözlükler vardı. O gün vilâyet binası gazetecilerin hususi Aalâkasını çekiyordu. Zaten Başbakanın Istanbulda bulundugu Za- manlar bu bina bir alâka merkezi ha- line geliyor, muhabir ve fotoğrafçılar etrafında toplanıyorlardı. Gerçi son sıralarda başka bir mesleğin mensup- ları gazetecılerle sıkı rakabet h lin- deydiler: Polisler lerden bu dar sıkı tedbırler 1950-57 yana. İnönü ve Atatürk devirlerinde dahi görülmemişti. Emniyet memur- ları vilâyetin etrafında kuş Uçurtmu— yorlar, hiç kimseyi büyük ka pıdan bırakmıyorlardı. Binanın içinde ise devlet büyüklerinin toplantı mahal- li diğer odalardan hususi şekılde tec- rit edilmiş ve muhafaza altına alın- Vilâyetteki toplantıda üç başkan- neşeli olmadığı görülüyordu. Grup başkan vekili Abidin Potuoğlu husu- si surette davet edilmişti. Görüşme- ler, muhtelif kademelerde olmak ü- zere, geç vakitlere kadar devam et- ti. Fotoğrafçılar bu arada, içeriye bir tepsi içinde yemek goturen garsonun resmini çekmek fırsatım buldular. Tahminler Başbak n öğle yemeğim yememiş olduğ merkezı deydi. Ha- va kararırken Cumhurbaşkanı Vilâ- yetten ayrılarak ikâmet edeceği Yıl- dıza gitti. Gariptir, o sırada polisler kapıda bir kalabalığın toplanmas cevaz vermişlerdi. Kalabalık Celal alkışladı, sonra vazifesini yap- mış insanların kalb huzuru — içinde Içerdekı toplantı daha bir hayli sürdü. Görüşmeler etrafında ir esrar perdesi mevcuttu. Yazılan bozuldu. ma o akşam radyolarını dinleyen- ler, Vilâyet binasında ele alınan meselenin ne olduğunu anlamakta en ufak müşkilât — çekmediler. Radyo gazetesı saatinde spiker D.P. Meclis Grubunun bir tebliğini oku- du. Grup, Kasım Cuma günü An- karada toplantıya davet ediliyordu. Halbuki bir gün evvel, gene devletin yayın vasıtalarıyla D. P. Grubunun C. H. P. Grubu tebliğine karşı bir ce- vap vereceği ilân olunm . Hattâ şöhretli —Zafer — gazetesi bunu se- kiz, sütunluk bir manşetle bıldırmış— tı Dogrusu istenilirse kendisini bu- ecbur hissetmişti. Zira emir İs- tanbuldan gelmişti. D.P. Grubun H. GrubunabırcevapvermesıD P. Genel başkanı tarafından münasip gö- rülmüştü. Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkan ının acele İstanbula gidişleri o kararla alâkalıydı. Yeni kabineyi kurmak vazifesini aldıktan hemen a D. P. Genel Başkanının Istanbula hareket etmiş olması Ankara siyasi çevrelerinde iyi . Gerçi Adnan Men- deres seçimlerden hemen sonra öÖz- lediği Boğaz sahıllerıne gitmek ka- rarındaydı. Am leketin muhte- lif yerlerınde Vukua gelen hâdiseler buna mani olmuştu. Genel Başkan buna rağmen ilk fırsatta Ankaradan ayrılmıştı. Halbuki yeni hükümeti için temasları başkentte yapması elbette ki daha iyi olurdu. D. F. rubu adına bir cevabın erılecegı duyuldugunda Adnan Menderesle gö- AKİS, 9 KASIM 1957