Barutçu avukat Dürüstlerin geçim yolu sinin kendisini eskisi kadar serbest hissedemiyeceği muhakka Ama asıl kuvvet, — milletin sempatısının kendisinden tarafa olduğunu — anla- mış bulunmasıydı. 27 Ekim seçim— leri bunu ıkça ortaya koymuştu: Millet, Mecliste demokratik — rejimi müdafaa edecek kuvvetli bir züm- renin mev cudiyeti lüz zumuna inanı- derdiği 173 C. H. P. li mılletvekıhn— en demokratik nizamın büt esseseleriyle teessüsü için gayret bek— liyordu. Milletin kudretli bir Muhale- fete bağladığı umıt C. n Meclise bu gerçekleştırecek kuvvette olarak pek değilse bile,keyfiyet bakı- mmdan- bir kadro ile geliştiği muhak- kaktı. İnönü, Mecliste artık kendisini eskisi kadar yalnız — hissetmiyecek, İsmail Rüştü Aksal, Kasım Gülek, Turhan Feyziöğlu, Avni Doğan ve ar- kadaşları gibi birinci sınıf politika- cıların büyük yardımını görecekti. Bu aslardan bir ihtimal en tesirlisi, Fa- ik Ahmet Barutçu olacaktı. Grupta vazife taksimi Nitekım geçen haftanın sonunda ye- C. H. P. milletvekilleri bir ara- ya gelip te tüzük gereğince kendileri- ne iki başkan vekili seçtiklerinde bun- ların birisi üzerinde münakaşa dahi edilmedi: Tabii başkan vekili Faik Ahmet Barutçu idi. Öteki başkan ve- killiği için İsmail Rüştü Aksal, Tur- han Feyzioğlu, Nüvit Yetkin veya Kemal Satır duşunuluyordu Bunla- rın ilk ikisi mazeret beyan edince Nüvit Yetkın Kemal Satırı kolaylık- la yend AKİS, 9 “KASIM 1957 C. H. P. grubunu son derece mü- him bir Vazıfenın beklediğini bütün milletvekilleri müdrikti. Parti, döne- meci döndüğünü ispat etmiş, geçen devreye nazaran altı misli fazla tem- sılcıyle Meclise girmişti. Fakat bu aynı zamanda, o temsilcilerin omuz- larına agır bir yük yüklüyordu. Son derece iyi ve tesirli bir muhalefet yapmak zorundaydılar. Nitekim bu haftanın başında, hükümet icraatını murakabe mevzuunda daha müessir olabilmek endişesiyle bazı P: liler bir teşebbüse geçtiler. — Parlâ- mento hayatımıza bir yenilik getir- mek zaruriydi. Teşebbüs, esasları i- tibarıyla Ingiliz İşçi Partisinin "Göl- ge Kabine"sine pek benziyordu. C. . P. grubuna hakim olmaya başlı- yan bir zihniyet Gölge Kabine siste- minin ihtisaslaşmaya verdiği ehe miyetle murakabe vazifesinin 1fas1n da ne kadar faydalı olabileceğini tes- bit etmişti. Ancak bu halin — bazı mahzurları bulunduğu da gözlerden kaçmamıştı. Gölge Kabi- nenin muhayyel koltuklarının payla— şılmasında, bir siyasi teşekkülün iç bünyesinde bazı yıpranmalara yol a- çabilecek rekabetlerin her an patlak vermesi ikesi mevcuttu. — Böyle bir rekabetın zuhuru, Gölge Kabine- nin murakabe mevzuunda sağladığı faydayı hiçe indirecek zararlar doğu- rabilirdi. Şimdilik Muhalefetin mü- tecanis bir topluluk olarak vazife görmesi, en fazla ehemmiyet taşıyan nokta idi. Bu sebeple C. H. P., yeni mürakepe sistemini tatbik mevkııne koyarken muhayyel koltuklara birer adam oturtmak usulüne pek rağbet etmiyecekti. Bunun yerine Meclis gru bu içinde ihtisas komisyonları teşkil edılecektı Bu komisyonların teşekkü- lü, tıpkı hükümetin kurulmasında tat- bik edilen prensiplere uygun olacaktı. YURTTA OLUP BİTENLER ani her mesuliyet mevkiine -bakan- lığa- mukabil, C.H.P. grubunda da bir m rakabe komısyonu teşkil edilecek- . Mesela Dış Işlerı Bakanlığının ic- yonu takip murakabe Mecliste bu mevzu ile alâkalı mesele- ler bahis mevzuu edildiğinde bu ko- misyonun mensupları gereken tenkit- leri yapacak, bu mevzu ile ilgili tes- rii faaliyeti yurutecekler Bu tarz bir murakabe sısteminin Muhalefet vazifesinin ifasını son de- rece kolaylaştıracagına müsbet ne- ticeler vereceğin H. P. çevrele- rinde 1nan111yordu Inanış boşuna de- ğildi. Hükümet icraatının pek yakın- dan ve vukufla takibi, mesele ve hâ- diselerin en kısa zamanda ve dört başı mamur bir halde Meclise ve halk efkârının Önüne getirilmesi memle- kette elbette Muhalefetin prestijini yükseltecek, hem de hükümeti daha dikkatli ve basiretlı davranmaya sevkedecekti. Esasen duyulan ihti- yaç ta bundan başka birşey değildi. İşte böyle çalışacak bir Grubu idare etmenin müşkilâtı göz. önünde tutulduğu içindir ki Başkan — vekil liklerinden biri Faik Ahmed Barut- çuya münakaşasız tevdi olunmuştu. Hakikaten yeni Ankara mılletvekı- li, aşağı yukarı kırk seneden beri polıtıkanın içinde bulunuyordu. Bir siyasinin hayatı irinci Dünya Harbinin sonunda, Mustafa Kemal Paşanın Anadolu- ya geçip milli mücadeleyi açma im- kânlarım aradığı bir sırada, müta- reke hükümlerine göre terhis edil- miş 23 yaşındaki bir genç ihtiyat za- biti de, askere celbedilmesi yüzünden yarım kalan hukuk tahsilini tamam- lamaya çalışıyor, Beyazıttaki Darül- fünunda bir imtihandan diğerine ko- şuyordu. İki ay içinde imtihanlar bit- Meclisteki muhalefet grubu Çetin ceviz 11