İKTİSADİ Maliye İtimat barometresi E ski İktidarın bu sefer de mevkii saltanatta kaldığını öğrenir öğ- renmez seçim arifesinde bir durak- lama geçiren hassas sarı maden altın yokuş yukarı koşusuna daha büyük bir hızla tekrar başlıyordu Altın fiyatları daha evvel de böy- le bir duraklama geçirmişti. Mende- res 3. Hükümetinin akibeti tehlike- ye düşünce de nazlı maden şöyle bir durup etrafına bakmıştı. Ancak "Es- ki hamam eski tas" olduğunu gör- dükten sonra yoluna devam etmişti. Menderes iş başında kaldıkça kıy- metli madenin 1st1kbalı parlaktı. İs- tediği gibi şımarabili İşte bu sebeple altın, Mendere- sin kazanıp kazanmıyacağını merak- la bekliyordu. İnönü gelirse "hizaya getirileceğini" çok iyi biliyordu. Psi- kolojik hava tamamiyle değişecekti. Daha İnönünün adını işitir işitmez al- tın fiyatlarının yüzde 20 düşmesi kuv- vetle muhtemeldi. Hele enflasyonla ciddi bir mücadeleye — girişince, şı- marık madene, kabahatti çocuk gibi uslu uslu köşesinde oturmaktan baş- ka çare kalmıyacaktı. Bu korkulu rüya gerçekleşmemiş- ti. Kristof Kolomb siyaseti devam e- decek, altın fiatları gittikçe artan bir hızla yükselecekti. Altın fiatları artıyor diyenlere iktidarın başı hücum oklarını yağdı- racaktı. Yükseliyorsa ne olacaktı sanki? Altın neydi ki! ne yenirdi ne içilirdi. Bu demode fikirler tarihe ka- rışmıştı. Bir memleketin iktisadı al- tınla ölçülmezdi. Eh bu fikirler nazari olarak pek yanlış ta değildi. Gel gelelim — sarı maden her şeye rağmen hâlâ kudret- liydi. Paraya karşı olan itimadı ifâ- de ediyordu. Altın ucuzlarsa para de- ğer kazanıyordu, altın pahalılaşırsa VE MALİ SAHADA para aşağı düşüyordu. Altın paranın barometresiydi. Hükümetin mali si- yasetine olan itimadı aksettirmektey- di. Sadece halihazırdaki para dü- şüşünü değil paranın istikbaldeki ha- lini de gösteriyordu. Bu sebeple altın fiyatlarının yükselmesi diğer fiyat- larda biraz daha hızlı oluyordu. Fiyatların hızla yükseldiği bir memlekette, ellerinde para bulunan- ların guvenebılecegı en emin dost sa- ndi. Zira para durduğu yer- de eriyordu. Ancak para — durduğu yerde erimediği takdirde iktidarın altın nazariyesi bir mana, kazanacak- tı. Ancak o zaman altının tahtını pa- ra alacaktı. alen bu durumdan çok uzaktay- dık. Hovarda mali siyaset devam e- decek, iktisadi itimatsızlığın baro- metresi altın fiyatları yükselecekti. İktisadi seçim coğrafyası eçen hafta ortasında partilerin G seçimlerde resmen kazandığı vi- lâyetleri haritada işaretleyen genç adam hayrete düşmekten kendini a- lamadı. Türkiye'nin ortasından bir hat çizilirse, doğuda C. H. P., batıda P. kazanıyordu. Bu bölüme aşağı yukarı iki böl- genin iktisadi zenginliği tekabül edi- yordu. Türkiyenin batısı zengin, do- ğusu fakirdi. Muazzam iktisadi kal- kınmanın eserleri de Doğudan çok Batıda kendini gosterıyordu Bilhas- sa hususi teşebbüs, Doğuda hemen hemen hiç gelişmemişti. 1950 den bu na — hususi teşebbüsün — kurdu 100 fabrikadan 95 i Batı bolgesıne düşüyordu. Vatan sathının öbür ya- rısı ihmal edilmişti. Secimler bu ik- tisadi farkı aksettiriyordu. Doğu - Batı farkı ileriki seçim- lerde belki de meşhur köylü-şehir- li faikından daha çok rol oynıyacak- İL Araştırmalarını biraz daha derin- leştiren genç' adam, Batı bölgesinde e umumıyetle zengin köylülerin D. Sarraf vitrininde altınlar Kuzu — kuzu AKİS, 9 KASIM 1957 yattıklarına aldanmayın. OYNAKLIĞI 139.09—139.50 < 139.00—139.S0 RESMİN Tarih 10 Eylül 1957 14 Eylül 1957 19 Eylül 1967 21 Eylül 1957 139.00—140.00 26 Eylül 1957 139.00—140.00 Ekim 1957 139.00—139.50 3 Ekim 1957 136.00—136.50 " 7 Ekim 1957 135.00-136.00 kim 1957 136.00—137.00 11 Ekini 19.17 133.00—136.50 136.00—136.50 134.00—134.50 14 Ekim 136.000 16 Ekim 134.000 18 Ekim 1957 134 00—134.50 20 Ekim 1957 , 135.00—136.00 23 Ekim 1957 138.00—139.00 26 Ekim 1957 139.00—139.50 29 Ekim 1957 140.00—141.00 4 Kasım 1957 143.00—144.00 5 Kasım 1957 144.00—145.00 ye, fakir köylülerin C. H. P. ye mutemayıl olduğunu müşahede ettı ati bir teşhiste bulunmak . vakit henüz erkendi. Fakat ilerde DPzenglrınCHP fakırlerın partisi haline mi gelecek- acaba Piyasa Et hikâyesi eçım arifesinde kasap vitrinlerin-- de şöyle- bir boy goster n et, ge- çen hafta sonunda yine kayıplara karıştı gitti. Bundan başka türlü olmasına da imkân yoktu. Zira muazzam kalkın- manın muazzam sarhoşluğu sırasın- da et davası unutulmuştu. Türkyede hayvancılık günden güne geriliyordu. Şehir nüfusu artarken, hayvan sayı- sı azalıyordu. İstihlâk çoğalıyor, is- tihsal azalıyordu. urumda kasap vitrinlerinin boşalmasına hayret etmemeliydi kilen arazinin genişlemesi — de hayvancılığın aleyhine olmuştu. Buğ- day fiatlarına yapılan zara, mera- ların ekilmesine yol açtı. Yemsiz ka- şın hayvanların çoğalması da elbet beklenem Realıst olmıyan bir fiat politikası, güçlüğü daha da arttırdı. Koyun ve kuzu eti arasında yaratılan aşırı fiat farkı, körpe kuzuların etlenmeden kesılmesıne sebep oluyı İşte kıtlıgının başlıca sebep- leri bunlardı Meselenin halli de yıl- larca sürecek devamlı gayretlere bağ- lıydı. Et yokluğu" plânsız, program- sız kalkınmanın nereye" varacağını gösteren bir sürü delillerden bir tane- siydi. Bu durumda hayvancılığı ihya için kurulan Et Balık Kurumuna ha yvan tüccarlığı yapmaktan veya hay tüccarlarına prim odemekten başka yapacak bır iş kalmıyordu Kem maya namzet müsteh- likler et yokluguna da kendilerini a- lıştırmalıydılar. Hiç değilse seçimler arifesinde ete kavuşmuşlardı!