F E N Sputnik Peykler Sputnik II -4 - Damka Ekim 1957 Cuma günü,dünyamızm etrafında — feza — boşluğunun çok sayılı bir günü olmuştu. Havanın lunmadığı, gökyüzünün simsiyah, sı- caklığın güneş vurduğu zaman kavuru cu, vurmadığı zaman dondurucu ol- dugu ıssız boşlukta, esrarengiz koz- mik şualar ve meteoritler — arasın- da ilk defa olarak insan yapısı bır cisim, 58 santim kutrunda ve lo agırlıgında parlak madeni bir kü- re takriben 900 kilometre yüksekler- de yolunu buluyor ve sonra dünyanın etrafında, 1 saat 36 dakika 2 saniye- de bir'defa olmak üzere donmege baş- lıyordu. Bu cisim, Rusya -bugün hâlâ bilinmeyen bir mevkıden çok safhalı bir roketle fırlatılan ve o gündenberi bütün dünya tarafından Rusca ismiyle tanınan "Sputnik" idi. usça sputnık; "peyk" ve daha doğrusu "yoldaş" demekti.. Rusyanın dünya üstündeki malüm peykleri ve yoldaşlarına — ilâve — olan bu yenisi, hür dünya çevrelerinde Önce hayret sonra inanmazlık, daha sonra biraz korku ve takdir, nihayet de yeni gayret şeklinde çeşitli tepkiler uyan- dırdı. Sputnik tek başına döndükçe bu tepkilerin azalmayacağı ve bilhas- sa gayretin başa düştüğü Amerika- da ilim" .ve teknik adamlarının epeyi terliyeceği aşikârdı Dört haftadanberi dönen ve dört- yüz elli küsur devir yapan Sputnik'e dünya efkârı henüz alışmış iken ve hattâ -her şey gibi- unutmağa baş- lamış iken 3 Kasım Pazar günü Greenwych saat ayarı ile saat 7 de -gene bilinmeyen bir mevkiden- Rus- lar ikinci sun'i peyki, Sputnik 1T'yi Sputnikçiler: Sputnik IlT'ün 20 içine kim Sputnik atılıyor Birinci kısım ayrılıyor Sputnik — 'peyk" yahut — "yoldaş” — manasına Bu seferki — veti arzın cazibesi olduğuna göre ev- fırlattıklarını ilân ettiler. dünyamızdan 1500 — kilometre yuksekte dönmekteydi, ağırlığı 508 kiloydu ve dünyanın etrafındaki dev- rini 1 saat 42 dakikada tamamlıyor- du. Bu hâdiseyi Amerıkan astronomu Fred Wripple "birincisine nazaran altı misli büyük bir başarı" olarak Vasıflandırıyordu. Peyk Arza düşmez mi? limle uğraşmayan dünya çoğunlu- ğu arasında her halde pek çok kimse, Sputnik T'in atılışından sonra kendi kendine nandığı bir dostuna- şunu sormuştu: "Pekı ama, sun'i peyk nasıl ölüyor da dünyanın etrafında durmadan dönüyor ve arza düşmüyor?" Bu sualin cevabı — gerçi 300 sene evvel ewton tarafından -hattâdaha önce Galileo tarafından- verilmişti ama bu cevabı yirminci as- rın ortasına kadar bu ölçüde tahkik et mümkün olmamıştı. Mesele şuy- du: bir tabiat kanunu vardı ki "bir cismin üstüne hiç bir kuvvet tesir et- mezse, o cisim aldığı herhangı bir hızı aynen muhafaza eder” Her cisme tesir eden dünya kuv- Poloskov, Blagonravor ve Kasatskin girecek ? velâ ona karşı konulmalı idi. Sonra her türlü sürtünme tesirleri kaldırıl- malı idi. İşte bu iki şart da arzın sat- hından çok yükseklerde tahkik edile- bilirdi, zira arzdan uzaklaştıkça ca- zibe kuvveti azalır, hava — olmayan yerlerde ise sürtünme olmazdı. T yüksekliğe bir cisim ro- ket Vasıtasıyla çıkarıldığı ve ©Ö cis- arza muvazi olarak bir hız veril- diği takdirde, bu hız tıpkı bir ipin u- cuna bağlanan taş parçasında olduğu gibi bir "merkezden kaçma" kuvveti verirdi ki bu, cazibe kuvvetine karşı koyardı. İkisi müsavi — olursa cisim almış olduğu hızla dönerdi, devamlı olarak döndüğü için de Za düşmezdi. Ancak ne kadar az olsa da bir miktar sürtünme daima mevcut olacağı için peykin hızını her dönüş- te -bilhassa arza en yaklaştığı — yer- lerde, biraz kaybetmesi ve — yavaşla- dıkça arza daha yaklaşması, yaklaş- tıkça daha fazla sürtünmeye tabi ol- ması ve nihayet iyice atmosfer taba- kası içine girip sürtünmeler netice- sinde kızıştıktan sonra yanması, bu- ar haline — gelmesi — mukadderdir. Tahminlere göre Sputnik T'in ömrü bir kaç sene olacaktı. Sputnik II ise daha uzakta olduğu için herhalde bugün yaşayan insanların ömrü bo- yunca dönüp duracaktı. Bilip... biii putnık Iın atılmasına takip eden günlerde dünyanın her — yerinde birçok amatör radyocular ahizelerini kısa dalgalar üzerinde — gezdiriyorlar ve bazıları 7.5 metre ile 15 metre dal- ga uzunlukları arasında aldıkları "biüp... 'bilip...." sinyallerini duyun- ca heyecanlanıyorlardı Hakikaten Sputnik I'den radyo sınyallerı geli- yordu. Rusların yarım bildir- dıklerıne göre peykin içindeki âletler devamlı olarak suhuneti ve başka bazı fiziki hâdiselere ait buyuklukle— ri Ölçüyorlar ve radyo vericisi bun- ları dünyaya, muayyen bir şifreye göre. -ve bir. muzıksever radyo ama- törünce "la bem tonu üzerinden- neşrediyordu. Fakat Ruslar bu sin- yallerin mânasını açıklamadılar. Herhalde elde edilen ilmi malümatı Mılletlerarası Jeofizik Senesi içinde ni 1958 sonuna kadar- neşredecek- lerdı ve âdetleri veçhile daha, önce AKİS, 9 KASIM 1957