YURTTA OLUP BİTENLER, Sürpriz eyfendi son günlerde ideal arka- daşlarıyle birlikte her gün Baş- bakanlıkta, seçim işlerini müzakere ediyordu. Kurultaydan gelen haber onun için bir Ssürpriz olmuş D nel Başkam Taşlık ko- nuşmalarından netice — çıkacağına bir türlü inanamıyordu. İnsanlar hakkında garip — düşünceleri vardı. Herkesın sadece koltuk peşinde koş- enel Başkanın meşhur sabit fıkırlerınden biriydi. Madem,ki İş- birliği koltuktan feragati gerektiri- yordu, © halde İşbirliği gerçekleşe- mezdi. İşbirliğini alkışlayan ve kol- tuk istemeyen delegeler doğrusu sabit fikirii Genel Başkam şaşırt- mıştı. Derhal Muhalefet Cephesi i- çin katiyen bir sürpriz teşkil etme- yen "nihai" çareye başvuruldu. dem dışı olarak, Rize Mil- Osman Kavrakoglu imzalı bir takrir Meclise yetıştırıldı Bu vesileyle şöhretli Adalet Bakanı Hü- seyin Avni Göktürkun ve yine en az onun kadar şöhretli müsteşarının u- zun zamandır gece geç — vakitlere kadar süren çalışmaları boşa gitme- mişti. İşbirliğini önlemek için Seçim Ka- nunu nihayet tâdil ediliyordu. Muhalefet Cephesi uhalefet Liderleri haberi ken- dilerinden emin adamların sa- kin tebessümü ile karşıladılar. H iradeden dem vurmasına rağmen D. P. İktidarından başka türlü ha- reket etmesini beklemiyorlardı. Son dakıkadakı bu darbeye hazırdılar. Muhalefetin seçimlere girmeme- si için her türlü sebeb — mevcuttu. 1950 nin serbest seçimleri çok geri- de kalmıştı. Halen mevcut — şartlar altında, serbest seçimlerden bahset- konulmalarından evvel Genel Başkan Vekili Ar- nanın ortaya attığı, Muhalefetin müştereken seçimlere boykot etmesi fikri unutulmamıştı. Muhalefet Cephesi bugünlerde boykot mevzuu- nu yeniden ciddiyetle — görüşecekti. İsmi galiba Köylü Partisi olan te şekkülle başbaşa kalacak olan D.P., seçımlerden sonra bilmem nasıl hâ- lâ "meşruiyeften bahis açabilecek- ti? Bununla beraber Muhalefet Cep- hesinin herşeye rağmen ımkansız değildi. urmak azmini ifade eden İşbirliği Cephesi çökertilemezdi. Muhalefet partileri liderleri haftalardan — beri bunu tekrarlıyorlardı' İktidara, ljer tedbirin bir mukabil tedbiri oldugu— nu anlatmaya çalışıyorlardı. İşbirliği bir azim işiydi. Muhalefet Cephesi, D. P. ne oyunlar icat ederse etsin, ğini gerçekleştirecekti. et Cephesinin — seçimler- de tek bır partıyle temsil edilmesi- ne kim mani olabilirdi ki? Demokrasi savaşı çetin olacaktı. 6 Azimli İktidarı İşbirli- Fakat dün D. P. yi İktidara getiren kuvvet, bugün Muhalefet — Cephesi- nin arkasındaydı C. H P. Yıkılan batıl itikat akvım yaprağı — üzerindeki rak- am 13 Eylül tarihim gösteri- yordu Gene garip bir tesadüf eseri olarak C. H. P., 13 Eylül günü, 13 üncü Kurultayı yapıyordu 13 lerin böyle peş peşine sıralanması bazı vesveseli partilileri adeta — endişeye düşürmüştü. . ileri gelenle- rinden baga gözlükleri ile meşhur biri 13 lerin böylesine peş peşine gelmesi ile Ankaranın merkezi bir yerinde salon bulunamaması arasın- münasebet buluyor ve te- lâşlı telaşlı arkadaşlarına bu kurul- tayın bir uğursuzluğa kurban gitme- sinden korktuğunu anlatıyordu. Beş kişi beraber geldikleri otomobilde, bu ihtimal üzerinde durmuş ve adeta arkadaşlarının da maneviyatı- nı kırmıştı. Beşi de Kurultayda dele- ge olan otomobil yolcuları Yenima- halledeki Alemdar' sinemasının ka- pısında arabadan indikten — sonra içeriye adeta korka korka girmiş- lerdi. Hemen hepsi de zihinlermden türlü kötü ihtimaller geçiriyorlar- di. Ama yol boyunca devam eden üzüntü ve endişeleri bir an içinde zail olmuştu. Daha sinemanın kapı— sından içeriye adım atar atmaz sa- lonu ve balkonu dolduran bınlerce kişiyle karşı karşıya gelmek yürek- lerine kuvvet vermişti. Bağa gözlük- lü adam, kendini öyle bir telkin al- tında bırakmıştı ki, bu kocaman salonda kimseleri * bulamayacağım sanıyordu. Halbuki, işte yanılmış- tı. 2500 kişilik sinemada iğne atılsa yere düşmeyecek cinsinden bir ka- labalık vardı. O kadar ki delegele- rin çoğuna oturacak yer buluna- mamıştı da sıra aralarına ilâve san- dalyeler konmuştu. Dinleyicilerle sal- kım saçak dolu olan balkon ise ayrı bir alemdı O gün, binlerce Ankara- lı, işini'" gücünü bırakmış, ta Yeni- mahall dek bu kongreyi — takibe gelm Ugursuzluklara ve batıl inanış- lara sahip bağa gözlüklü delegenin gözü öÖn sıralara iliştiğinde yüreği- ne bir kere daha su serpıldı Zira en ön sıralarda P. ve, Hür. P. nin liderleri İnönü ıle diğer C H. P. lilerin arasında yer almışlardı — ve hemen hepsinin de son derece neşe- li olduğu görünüyordu. Açılış C P. Genel' H Başkam İsmet İnönü Kurultaya tam saat 10 da gelmiş ve daha kapıda, coşkun bir tezahüratla karşılanmıştı. Salo- na girdiğinde ise adeta yer yerin- . Aynı tezahurat biraz muhalefet liderlerine de yapılmıştı. ek kelime ile Kurultayın — havası tam “"kıvamında"ydı. İnönü salona girince doğru kürsüye çıkmış — Ve delegeleri selâmladıktan sonra, yok- lamaya lüzum olmadığım, ok- lama yapmadan da anlaşılabılecegı gibi delegelerin tamamının olduğunun — derhal gorulebılecegını söylemişti. Kısa bir açış konuşma- sı yapan İnönü biraz sonra yerini;,. yapılan seçimler sonunda Kurultay Başkanlığına seçilen Günaltaya bı- İkinci başkanlıklara — ise emen hemen hiç bir çekişme olma- dan Lebit Yurdoğlu ve Saffet Arı- kan seçilmişlerdi. Oturaklı bir nutuk Formalitelerin tamamlanmasından sonra Kurultay Başkanı, İnönü- yü kürsüye davet etti. İnönü tam 59 defa alkışlarla kesilen bir — nutuk söyledi. Genel Başkan bu nutkunda içinde bulunduğumuz rejim buhra- nı ile iktisadi buhranın veciz bir tab- losunu çizdikten sonra bu buhran- lardan kurtulabilmenin bu gün için yalnızca işbirliği sayesinde mümkün olacağım söyledi ve etraflı bir şekilde muhalefeti işbirliğine sürükliyen se- bebleri tahlil etti. İnönü işbirliğinin bir zaruret olduğunu izah ederken delegeler defalarca ve defalarca ken- disini desteklediklerini belirten — şe- -ilde — alkışlarla mukabele ediyorlar- dı. İnönünün bu nutku her bakım- dan dört başı mamur ve oturaklı bir nutuktu. İnönüden sonra kürsüye Kasım Gülek geldi. O da delegeler tarafın- dan tezahüratla karşılandı. Ancak İnönüden sonra kim konuşursa ko- nuşsun duçar olacağı şanssızlıktan Gülek de kurtulamadı Kurultayın havasından açıkça an- laşılan, 67 vilâyetten gelmiş — olan 1000 küsur delegenin hemen hep- sinin de feragat hisleri ile dolu olarak buraya geldikleri ve — inan- dıkları demokrasi dâvası için işbir- liği hususunda gereken bütün feda- kârlıklara hazır oldukları idi. Nite- kim öğleden sonra delegelerin yaptık- ları konuşmalarda işbirliğinin nasıl cam yürekten desteklendiği ve bu işin manasının ne kadar iyi anlaşıl- dığı açıkça ortaya çıktı. bü tün delegelerin ıttıfak ettikleri bir nokta vardı: müzdeki seçimler, hürriyetin yaşayıp yaşamıyacağını tâyin eden bir mücadele devresi ola- ktı. Nitekim verilen takrirlerin bir ta- nesi işbirliğinin bütün kurultayca a- yakta selâmlanmasını istiyordu — ve bu takrir hakikaten gözleri yaşarta- bilecek bır alkış, tufanı ile karşılan- dı. C. P. ıderlerınm arasında O0- turan C P. ve Hür. P. lider- leri de ayaga kalkmışlar ve hep be- raber işbirliğini alkışlıyorlardı urultayın daha ilk gününde gö- rüldü ki ışbırlıgının psıkolopk hava- sı iyice tebellür etmiştir. Artık bu delegeler için partiler ortadan silin- miş, hürriyeti yaşatma dâvası plâna geçmiştir: Nitekim ancak Ku- rultayın ikinci günü hazır bulunabi- len Hür. P, Genel Başkam Fevzi AKİS, 14 EYLÜL 1957