DÜNYADA OLUP BİTENLER Almanya Dr.ionçâa Adânauer Sırtı zenginlere dayalı Seçimler KİS okuyucuları şu satırları oku- dukları sırada, Federal Almanya- da seçmenler, milletvekillerini seç- mek üzere hücrelere girmiş olacak- lardır. Seçimlerin kat'i neticeleri Pazartesınden önce alınamıyacaktır, ama görünüşe bakarak, şimdiden Adenauver'in Hristiyan Demokratla— rının oyların yüzde 45'ini alarak ik- tidarda kalacağı söylenebilir. Adena- uer'in partisi seçim yarışının favori- si durumundadır. Ollenhauer'in ka- zanması ise bir sürpriz sayılacaktır. Seçim kampanyası D . Gerhart Kreysing, sizleri, ö- nümüzdeki Çarşamba akşamı Scehluter lokantasında neşelı bir ge- ce geçirmeye davet eder ünich'in güney — mahallelerinde Oturan Almanların büyük bir kısmı bu davetiyeyi kapılarının altında bul- dukları zaman kısa bir şaşkınlık ge- çirdiler. Şaşkınlıklarının sebebi da- vet edildikleri Schluter lokantası de- ğildi. Bu lokanta, Münich'in orman- lar kenarındaki bölgesinde yeni kuru- lan modern mahallelerdeki sevimli eğlence yerlerinden biriydi ve bura- ya davet edilmek — şaşkınlıktan çok memnuniyet uyandırırdı. Davetiyeyi alan Münich'lilerin şaşkınlığı bunun altına atılan imzadan geliyordu Gerhart Kreysing, -Münich'in guney mahallelerinde oturanları Schluter lokantasında neşeli bir gece geçir- meye çağıran adam şu sıralarda ce- AKİS, 14 EYLÜL 1957 reyan eden Alman seçimlerinde Sos- yalıstlerın Güney Münich bölgesi için gösterdikleri adaydı. Bu seçimlere varan kampanyanın ne kadar hareketsiz ve sakin bir hava içinde cereyan ettıgını hiçbir şey bu davetiye kadar açıkça gös- teremezdi. Seçimlere birkaç — gün kala bile Alman seçmeni — politika ile o kadar ilgisiz görünüyordu ki bütün partiler halkı seçimlere çe- kebilmek için yeni bazı propaganda metodlarına başvurmaktan başka çare bulamamışlardı. Bu metodların başında, hemen hemen Batı Alman- yanın bütün şehirlerinde Sosyalist- ler tarafından tertiplenen propagan- da yemekleri geliyordu. Sosyalist partisi, seçimlerden birkaç hafta önce, Almanyanın tanınmış kabare artistlerini angaje etmiş ve bunlar- an her gece bir başka lokanta, bi- rahane veya eğlence yerinde gösteri apmalarını istemişti. Parayı veren Sosyalistler olduğuna göre artistler hiç şüphesiz onların düdüğünü çal- mak zorundaydılar. Üstü kapalı bir kaç söz, ortalığı neşeye boğan bir- kaç imâ Sosyalistlerin gayesine hiz- met ediyor, hele gösteriler arasında verilen on dakikalık aralarda bizzat Sosyalist adaylar tarafından yapı- lan kısa konuşmalar ister istemez harar bulunanlar tarafından in- lenildiğine göre, yemek sona erdik- ten sonra günün bilançosunu yapan sosyalistler neticeden biraz daha ü- mitli görünüyorlardı. Bir yandan Sosyalistler Batı Al- manyanın muhtelif şehirlerinde pro- paganda yemekleri verir, — Sosyalist lider Ollenhauer kiraladığı hususi bir uçakla diyar diyar dolaşarak kitleleri kendinden yana çekmeye çalışırken, diğer yandan Hiıristiyan Demokrat-! ların iktidarı elinde tutan çok popü- ler lideri Dr. Adenauer de hususi bir trenle bütün Alman şehirlerini dolaşıyor ve halkı bir kere — daha kendi partisine oy vermeğe davet e- diyordu. Propaganda katarı, ilk de- fa Birleşik Amerika Başkanhk se- çimi kampanyalarında — kullanılan bir usüldü ve Adenauer bu usülü Almanyada başarı ile tatbik ediyor- du. Almanyadaki katarın Amerikadakilerden - farklı bazı ta- rafları da yok değildi. Meselâ Ade- nauver'in yedi vagonluk trenine ga- zetecilerin haberlerini doğrudan doğ- ruya verebilmeleri için gerekli tele- fon tertibatının konulması unutul- muştu. Gazeteciler her istasyonda soluk soluğa telefon kabinelerim koşmak zorunda kalıyorlar, çok de- fa haberlerin yazdırılması bitmeden tren kalkınca da tekrar Adenau er'i yakalayabilmek için bir şehir- den diğerine başka bir vasıta ile gitmek zorunda kalıyorlardı. Programlar ve plânlar ğer Adenavwer'in bir şehirde yap tığı konuşma diğerinde yaptığın dan farklı olsaydı, gazeteciler bu heyecanlı kovalamaca oyununa seve seve katlanacaklardı. Ancak ılıtıya liderin bütün konuşmaları birbirini andırıyordu. Hristiyan Demokrat Par tisinin iktidarı elinde tutan popülerli VİCKİN BİR KARİKATÜRÜ . ŞUPHESIZ HERR DOKTOR, ALMANYADA ŞAHSA TAPMAK DÜŞÜNÜLEMEZ!.." 15