YURTTA OLUP BİTENLER B. M. M. Kutlu Çarşamba u haftanın ortasında Çarşamba günü öğleden sonra, saat 3'e yak- laşırken Büyük Millet Meclisi önün- den geçmeye mecbur kalan vatan- daşlar o gün içerde çok mühim bir mevzuun — görüşüleceğini — anladılar. Nasıl anlamazlardı ki... Bütün ehem- miyetli meselelerin muzakere edil- dikleri günlerde olduğu gibi, Meclisin civarında "çok sıkı" emniyet tedbir- lerinin hepsi bu defa da büyük bir itina ile alınmıştı. Meclis bahçesinin kapıları öğleden itibaren kapatılmış, parktan istifade etmek istiyen Anka- ralılar dışarı çıkarılmış ve bu "ted- bir"ler Meclisin bahçe duvarları da aşılarak Ulus'tan İstasyona inen cad- deye de intikal ettirilmişti. O kadar ki saat 2,5'tan sonra Meclisin önün- de kuş bıle uçurulmuyordu O Meclis, yeni seçimlere gidilmesi hakkında karar alacak ve hükümetin Muhalefetin işbirli- ğini önlemeye matuf Seçim Kanunu tâdil tasarısını kanunlaştıracaktı. Hâdisenin ehemmiyeti ve uyandır- dığı merak, tadil tekliflerinin kanun- laşıp kanunlaşmıyacagından değil, Muhalefet hatiplerinin bu — münase- betle yapacakları tenkitlerden doğu- yordu. Herkes, Onuncu devre toplan- tılarının sonuncusunun çok gergin ve elektrikli geçeceğini tahmin ediyor- du. Hattâ bazı hâdiselerin vukuu ih- timalini düşünenler de mevcuttu. Nefse itimat ma tadil teklifi uzerınde muzake— reler açılıp il z C.H.P. Meclis Grubu adına. Nüvit Yetkıne verildikten sonra müzakerelerin çok çetin geçe- ceğine inananlar kısa bir müddet için bile olsa yanıldıklarını zannettiler. D ubu Nüvit Yetkinin irticalen yapılan çok sert -fakat seviyeli- ten- kitlerini hayret uyandıran bir , sabır ve sükünet içinde dinliyordu. Nüvit Yetkin, iyi hazırlanmıştı, ve çok gü- zel bir de onuşma yaptı. Sesi va- kur ve sert, ifadesi son derece sarih- Üstelik C.H.P. Meclis Grubu baş- kan vekili o gün çok iyi bir günün- deydi de.. Sesinde dâvasından emin olanların süküneti, ve emniyeti vardı. Bu bakımdan şimdiye kadar ancak davranmaya zorluk çekmedi. , tadil tekli- finden güdülen maksatları açıkça or- taya dökerken Muhalefet partileri a- rasındaki işbirliğini doğuran sebep- lere de dikkati çekti. Yetkin, bu ka- nun tadili teklifinin İktidarın önümüz deki seçimlerde alacağı reylerin ye- künunun muhâlefetlerinkinden daha az olacağına inandığından başka bir şey göstermediğini ve bunun bir kor- kunun ifâdesi olduğunu söyledi. Bu, hatibin de büyük bir isabetle işaret ettiği gıbı ekalliyetin milletin irâde- sine rağmen işbaşında kalmaya ça- 4 balamasını gösteriyordu. Ama bu im- kânsızdı. Milletin ekseriyetine dayan, mıyan idarelerin iktidar mevkiin- de uzun müddet kalabılmesı imkân- sızdı. Muhalefet Partileri iyi günde oldukları, Ahmet Bilginin konuşmasından sonra daha iyi anla- şıldı. İhtimal bunun sebebi, iyi günde olmaktan çok, iman 11mış, yüzde yüz haklı olunduğuna inanılmış bir mevzuda onuşmaktan ileri gelen psikolojik bir haldi. Ahmet Bilgin de Meclis kürsüsünden son derece insi- camlı, mantıklı ve ikna edici bir ko- nuşma yaptı. Bilhassa tasarının ge- rekçesinde yer alan İşbirliğinin siyasi ahlâka aykırı olduğu iddiası üzerinde duran Ahmet Bilgin, siyasi ahlâka asıl uygun bulunmayanın uhale- fette iken bol keseden yapılan vaadle- rin İktidara geçildiği zaman unutul- İsmet İnönü Rejimin teminatı ması olduğunu D.P. grubuna hatır- lattı ve böylece Muhalefet sıraların- dan yükselen alkışlara hak kazandı. İyi hazırlanmış bir konuşma ma —müzakerelerin en fak hatibi, şüphesiz Hür. P. söz- cüsü Urfa milletvekili Ferıdun Er- gin oldu. Feridun Ergin'in bu mev- zuda son derece iyi hazırlanmış oldu- ğu, kürsüden ilk cümlesini söylediği zaman anlaşılmıştı. Urfa mılletvekılı D.P. nin bugün içinde bulunduğu ha- lin teşrıhını o kadar maharetle be- cerdı ki gözler Önüne serilen manza— ın bütün acılığına rağmen D.P | mılletvekıllerı tarafından doldurulan sıralardan en ufak bir ses bile yük- selmedi. Ihtımal daha düne kadar ay- nı saflarda yer tutan arkadaşlarının' aklı selime hitap eden sözleri, D.P. muvaf- sözcülerinin. grub'i mensuplarını derin düşüncele- re sevkediyordu. Ama tabii, birkaç istisna vardı. Himmet Olçme Mu- rad Ali Ülgen ve Süleyman Cagla Hür. P. hatibinin sözünü birer defa kesmeye teşebbus ettiler. Ama, gerek Feridun Ergin'in sert ve vakur mu- kabelelerı gerek D.P. grubunun di- ğer uyelerının arkadaşlarını bu işte yalnız bırakmaları, bu hareketlerin bir defa daha tekrarlanmasına fir- sat bırakmadı Feridun Ergin de kendisinden ev- vel konuşan diğer iki muhalif'parti- nin sözcüleri gibi, her ne tedbir alı- nırsa alınsın, milli iradenin arzusuna muvazi olarak vücut bulan ve kuv- vet kazanan işbirliği fıkrıne m lunamıyacağını ifade nce salona âkim olan psikolojik hava büsbütün kuvvet kazandı ve D.P. milletvekille- rine ayrılan sıralara çöken sessizli- ğin kesafeti büsbütün arttı. Hâdise yaratan adam Büyük Meclisin çok görmüş kubbe- sinin altında sıralarında sessiz ve sakin oturan milletvekillerini yeniden ümitlendirmeye ve neşelen- dirmeye, müstakil Manisa milletve- kili Hikmet Bayurunkürsüye çıkıp birkaç cümleyi elindeki kâğıttan oku- ması kâfi geldi. Bayur sözlerine son derece "toleranslı" görünmeye gayret eden bir eda ile başladı. Üzerinde mü- zakerelere girişilen tadil teklifinin, şüphesiz, tenkide lâyık noktaları da vardı, faydalı olduğu noktalar da mevcuttu. Ama Muhalefet partılerı— nin yaptığı 1nsafsız tenkitler, müs- takil hatibi "bizzarur" teklifin. lehin- de konuşmaya mecbur ediyordu! Üs- tad bu mukaddemeyle giriştiği konuş- masına çok önceden hazırlanmış kâ- ğıtları okumakla devam etti ve neler söyledi, neler... Muhalefetin işbirliği ile değil Anayasayı değiştirecek nisa- bı, Meclis' ekserıyetını bile elde et- mesi - imkâns Etseler bile bu memleketin hayrına olmıyacaktı. Koalisyon hükümetleri bizim mem- lekete uygun değildi, faydadan çok zarar getirecekti. Hikmet Bayurun müzakere edilmekte olan meseleyle alâkalı beyanı bundan ibaret kaldı ve sözü derhal C.M.P. ile İnönünün şahsına çevrılmış hücumlara - hoş, a da "hücu denmezdi ya! - Inkılapçı oldugunu iddia e- den C.H.P. nin Atatürkün en yakın arkadaşı olan lideri İnönü nasıl o- lur da bir "mürteci" parti -C.M ile işbirliği yapardı? İnönü derhal bu işbirliğinden vazgeçmeliydi. Sıkılan yumruklar işliyor 1kmet Bayurun konuşmasının İ- nüyü program dışı bir konuş- maya suruklıyecegı anlaşılmıştı. İnö- nü, üç günden beri devam eden P. Kurultayı dolayısıyla son derece meşguldü ve bu arada Meclis kürsü- süne çıkıp konuşmak niyetinde değil- di. Ama Bayurun konuşması karşı- sında inandığı ve mücadele ettiği fi- AKİS, 14 EYLÜL 1957