tılı bir piyesti. İşlenişteki bazı hatala- rına rağmen yılın en iyi telif eseri olarak gösterilmeğe hak kazanmıştı. Zira, “Tufan”dan sonra Küçük Tiyat- ro'da sahneye konulan ve mevsimin son telif eseri olan “Kleopatranın Me- zarı" da seyirciye beklediğini verme- mişti. Küçük Tiyatroda mevsimin son ise sanat hayatımn belki de ilk ve en büyük gafını yapmış oluyordu. Büyük 'I'lvatro üÜyük Tiyatro mevsime “Şairi zam” Abdülhak HAmıtin “Finten"l ile başladı. Devlet Tiyatrosunun -ma- alesef yokluğunu bir türlü knbul ede- mediği- “klâsik tiyatro eserlerimizi” restore ederek sahneye çıkarma tut- kusunun bir devamı olarak sahneye “Finten”, d .Mahir Canovnnın başarılı rejisi ve roda mevsimin ikinc; e- seri olarak Richard Nash'ın “Yağ- murcu”su sahneye konuldu. Eser ge- rek mevzuu ve fikri, işlenişteki usta- lığı, gerek Mahir Canova tarafından başarıyla sahneye konuluşu, rol alan- Jarın bir bütün halinde muvaffakiyet- NH oyunları ve dilimize Fitnat Duru- soy -bir namı müstear- tarafından tertemiz bir Türkçeyle çevrilmiş ol- oldu. Her temsilde başta Müşfik Kenter olmak Üzere Yıldız. Akçan, Nihat Ak- Köroğlu rejisi, birbuçuk seneden beri ilk defa sahnede görünen Melek Öktenin baş- rolde yerli bir çöpçatan olarak kal- ması, Ragıp Haykır, Şeref Gürsoy ve Mediha Gökçerin belki gayretli fa- kat isabetsiz oyunlarıyla Büyük Ti- yatroda bu mevsim temsil edilen eser- ler arasında en sevilmeyeni oldu. E- Berde en fazla dikkati ceken oyuncu- yük Tiyatroya biraz canlılık, biraz tiyatro getirmiş oluyordu. Eser bil- x ; Yıldız Akçan Biyanet Meleği hassa kendi sağlam değennden do- layı alkışlandı. “Su Kızı" da Cüne Gökçer tarafından muştu ve başlıca rollerde (Su kızı) Gökçen Hıdır, Tabiat Hg- kimi Saim Alpago ve Hansun Cüneyt Gökçer beğenildiler. Üçüncü Tiyatro çüncü Tiyatro mevsime George Axelrod'un “Yaz Bekârı” ile baş- ladı. Eseri sahneye Suat Taşer koy- muş ve rejiye kendinden hiç birşey eklememişti. Temsil Adeta İstanbul'- un Küçük Sahnesindekinin bir tek- rarıydı. Güzel bir komedi, başlıca röllerde Asuman Korad, Meral Gö- zendor ve Süreyya Taşer tarafından hallice oynandı. En mühim rolü, Yaz Bekârı Richard'ı Asuman Korad Üze- rine almıştı. A Çanak- lar”ı idi. Piyesi sahneye Cüneyt Gök- çer koymuştu. Esger bılhassa gelin e- linde kalmaktan korkan ihtiyarları üzdü, ağlattı. Bu sebep lk ta- rafından tutuldu tutulma şansını Yıldırım Önal'ın baş roldeki kuvvetli kompozisyonu, başarılı oyu- nu artırdı. Kızıl saçlı Ed Mason'da her gün biraz daha ilerlediğine şahıt olduğumuz Kurdoğlu da bu mevsim en güzel oyununu verdi. Umumiyetle yi sahneve Kkonulup, iyi temsil edi- len “Tahta Çanaklar”, hakikatte mo- dası geçmiş bir tiyatro anlayışının devamından başka bir şey değildi. Devlet Tiyatrosu piyesi olsa olsa gi- şe hasılatını arttırmak için sahneye koymuş olabilirdi. Ücüncü Tiyatro- nun Üçüncü piyesi “Üçüncü Selim” tarihi bir hikâyeden ibaretti. Eser bilhassa dekor ve kostümleriyle göz aldı. Behzat Butak tarafından sah- emih Yıldırım Önal, Han- dan Uran, Haldun Maerlalı, Halük Kurdoğlu ve Umran zman oyna- maktaydılar. Herbirş; tarihi birer ka- hp ve kılığa girmek için ellerinden geleni yaptılar ve fakat tiyatro ida- resinin tahminleri nelik bir mazisi olan “Üçüncü Se- lim” tarihl oyunu seyircileri uyut- maktan ba işe yaramadı unu Üçüncü Tiyatroda — “Misafir” isimli bomboş bir komedi takibetti. Baş kadın rolünü Yıldız Akçan'ın oyna- dığı eser bu halde nısbeten çekilir AU evlet Tiyatrosu Umum Müdürlü- nün bu mevsim gercekben ba- şardığı eserlerin en dikkate değeri sezon basındn Küçük Tıyatro altında bir a Tiyatrosu” nun açılması hadisesiydi. 5 Ekim 1956 tarihinde faaliyete geçen “Oda Tiyatrosu”nda temsil edilen eserler hernekadar bir oda tiyatrosunun gayesine uygun olarak seçilmiş eserler değildiyse de severek seyredildi. Bu mevsim Oda Tiyatrosunda — sahneye konulan her tiç eser de Devlet Tiyatrosunun diğer Üç sahnesinden herhangi birinde oy- nanabilecek tipten eserlerdi. Bu ba- kımdan Oda Tiyatrosundan garde Diyesler bekleyen seyircileri tatminden uzaktı. Burada mevsimin eseri olarak Jan de Hartog'un kaleme aldığı iki kişilik “Bir Yaa- tıkta” komedisi temsil edildi. Eser Cüneyt Gökçer tarafından başarıy- la sahneye konmuştu. Erkeği bizzat kendisi, Kadını da Karısı Mediha Gökçer oynuyordu Soyircxler bu tem- ed sil münasebetiyle iha Gökçeri sanat hayatında ilk defa kocası geride bıraktığına şahit oldular. girmiş her seyirciyi il- ızllendırdığı hafif bir komedi oldu- ğu için piyes uzun zaman afişte kal- dı. Oda Tiyatrosunun yerlerinin mah- dut oluşu da buna sahneye konulan ikinci piyes Louis Verneuil'ün “Devlet İşleri” idi. Eseri Şahap Akalın başarıyla sahneye koymuştu. Başlıca rollerde Şahap A- kalın .ve Gökçen Hıdır bekenildiler seri Fredderic Knaott'un “Cinayet Var"”ı idi. Agâh Hün tarafından pek de iyi sahneye konulmadığı halde e- gser, bir zabıta piyesi olmasından ötü- rü alâkayla takibedildi. Eserin en ba- şarılı oyuncuları Nihat Aybars, Ca- hit Irgat ve Umran Uzman idi. * örülüyor ki geçen mevsim Dev- t Tiyatrosunda sahneye konu- lan piyesler -bir veya ikisi hariç- hep orta ve ortanın altında e-ıerlerdir Di- yebiliriz ki 1956-57 Devlet Tiyatrosunun en verimsiz yılı olmuş- A4KİS, 1 HAZİRAN 1951