KADIN Muhakka.k olan bir şey varsa., kil- çük dertlerin, insan âömrünü tedricen verilen bir gelir gibi, ya- vaş yavaş tahrip ettiğidir. Felâket- ler kaderin insanlara bazan reva gördüğü bilyilk dertler. unutulma- sa da., “zaman”la yavaş yavaş ha- fiflediği halde alınganlık. geçimsiz - lik. kıskançlık. vehim şeklinde te- zahilr eden hir “dertlenme merakı' bir. kere iİinsanın yakasına yu- pişti mi artık kolay, kolay ra- hat verme zannediyorumn ki “küçük drr'ler"ln panzehiri “kli- dir. Bazan, bilhas- sa biz kııdınlar. hayatta kendimi- ze hak hi zevkimiz, hiçbır hususi kaprlslmlz olmadığını söy- İlyerek, bununla âdeta iftihar ede- riz. Yalnızca başkalarını düşünerek yaşadığımızı zannettiğimiz halde, hu baskalarını kâfi derecede mesut edemediğimizi de görürüz. ölçüyü kaçırmamak şartıyla, her insanın muvazenesini bilebilmesi 1- çin. kendisine has küçük kaprisleri olmalıdır. Küçük zevkler gündelik hayata bir mâna verir. insanın İçi- ni ısıtır. yaşama Zzevkini arttırır. Bunun muhlite tesir edeceği hakkaktır. Sabahın kör smtindon akşamın geç vakitlerine Kadar bir ekmek parası için didinen kimseyve bazan içtiği sigarayı fazla görürüz. Halhukl ona soralım; sigarasını ya- Küçük Zevkler çok fazla yüklü bir ev kadını için küçük balkon kıp. dumanını seyrederken neler — valnızca ramazanda pide., Onu el- hissetmektedir? En can sıkıcı işi de etmek için bazan daha çok ça- yaparken, duyduğu şevk. belki de JTışmak daha çok yorulmak da İicap biraz sonra hakedeceği sigarayı edebilir. Fakatne tuhaftır ki.bu düşünmesinden ileri gelmektedir. fazla çalışma bile insanı dinlendi- İşini gücünü ancak toparlayabilen, Trir. 'a - Jale CANDAN unda binbir müşkilAtla yetiştirdiği dçeklırl bahçesindeki tavukları, gün aşırı vyıkadığı köpe- gi veya hicbir zaman ciğersiz hı- rakmadığı sevgili kediyi hir fuzuli meşgale telâkki ettiğimiz dp vâki- dir. Arma o çiçeklerini xulamaya giderken. bahçedeki kümesi temiz- lerken, hatta kedisiyle köpeği ile dertlenirken dinlenir. Bir arkadaşım var. ev dekoras- yonuna meraklı.. Bütcesi fazla ml- salt olmadığı halde, her ay muhak- kak evinin bir köşesine seyler alır. Bazıları belki bunu - bir kanrls telAâkki ederler. Fakat arka- dasım için bu bir mesut olma ve- silesidir: Sabahları gözlerini açar açmaz yeni tanzim ettiği köşeve koşar. bulaşık yıkarken veni pron- ler kurar, kocasının gömleklerini kolatarken, beş dakika için ütüyü prizden çıkarır, bir kanapeye uza- nır, evini zevkle seyrederek dinle- niverir. Bir başka arkadaşım tez- yinf resme meraklıdır. Herhangi bir şeye canı sıkıldı mi, İşi ııri'ıciı bırakır. kaleme. kâğıda sBarılır. vi eski Türk motiflerini canlandırır- ken dünyayı unutur Külcük zevkimiz hazan bir çiçek- tir. bazan bir köpek, bazan yeni bir şapka, bazan bir fincan kahve, ba- zan güzel bir ev, at, araba, hazan klin bir a.ıleye mensup olduğunu ifa- de ediyo Amerikalıları has birşey de sulu bo- a ile yapılmış ince çizgili, çok deko- ratlf tablolardı ve Helen Hopper bu tablolarda bilhassa muvaffak olmusş- tu. Birçok Amerikalı imza taşıyan tablolar ekseriya Türk tiplerini, Türk manzaralarını canlandırmıştı. Salondaki orta masada göz alan birkaç eser vardı: Hakkı İzzetin kuş şeklindeki vazosu ve testisi, Nevide Gökaydının çeşmibülhillü, gene Ne- vide Gökaydının Hitit matifli neris bakır tabağı... Bu tabağı kendisi döv- miüş, kendisi şekillendirmişti ve Ame- rikalıların en çok hoşlandıkları par- çalardan biri de bu bakır tabak oldu. Amerikalıların da, Türklerin de zevkle sevrettiklerı bircok eserlerin altında Selv. mkan imzası vardı. Selva Tamkan Türk Amerikan doat- luğunu, Ay - yıldızı. Hürriyet Abı- desi lle blrle'ştirerok ifade eden ve e müsabakasını kazanan Üye idı Smrmde çok güzel bir du%r tabağı. tezhip ve yazı işleri, Türk mo- tifleriyle süslenmiş kâseleri vardı. nsan bu sergiyi gezince, sanatın belki de sari olduğunu düşünehilirdi. Selva Tamkanın yanında işte Muaz- zez Tamkan fayans Üzerine çizdiği çcini Mmotifleri, nü resmi, Türk tipi ça- lşmaları ile nazarı dikkati celbedı- yordu. Ayten Gürelinin çicekleri, isşleme örtüleri, Münevver Fıratlının file iş- leri, bir Amerikalı üyenin tahtadan yapılmıs bibloları, halı tipi yastıklar, iğne ile islenmiş küçük sandalye kap- ları, bir bebek hırkası alâka uyandırı- yordu. Sanatkâr bir çift Nazmiye Nigâr ile Metin Nigârdı. Nazmiye Nigârın minyatürlerı kocasının da “Mevlevi”, sofya”., "Anne ve cocuğu” isim- li tabloları hoşa gidiyordu. Daha bir- çok tablolar arasında Aytekin Ka- yamanın.kiler bıl;hassa büyük takdiır kazanmıstı. “Âşık Veysel” sergin'n Ğmgifzel tablosu ol*ara'k m&eînadıyen disinden bahsett Saat 6'dan sonra, sergi yavaş ya- vas tenhalaştı. da çalışanlar vardı. Mra. tamamlarken tezgâhın mekünizması- nı da izah ediyordu. Bu tezzâhta halı dokunmasını seyretmek o kadar kolay İ Moda Hasır> hürum aza ca çok yakışan birşey de, şÜp- hesız hasırdır. Hasır hafıftir. ge- rinletici bir manzarası vardır, zariftir, şıktır ve.. daima ucuzdur. Hasırın en çok kıymetlendirildiği yer İtaiya vl- Fakat buğgün dilnyanın mger tarafında hasır en gilzel şekillerde işlenmeye başlanmıştır. Bu mevsim başından beri Parısın en şık moda mağazaları hasırla akla gelmez giyim eşyaları yapmakta âdeta birbhirleriy- le yarış etmişlerdir. Hasır keinerler, ve çantalar kadın için adeta vazge'şil- mez bir yaz aksesuarı — olmuştur. Plâjda, yürüyüşte, kır gezintilerinde elzem telâkki edilen bu şapka-çanta takımım hasırdan yapılmış çok rahat tamamlamaktadır. kısmı çok dayanıklı köseleden yapılmış, Üstü ra fia ile işlenmiştir. Fakat bu yaz hasır yalnız hafif sa- atlerin hafif ihtiyaçlarını karşılamak için kullamlmamıştır. Akşamın &l şık saatlerini hasır şapkalar, hağır- dan yapılmış ince zarif çantalar kar- şılamaktadır. gaa Bir hasır şh_p“k'a Ö Hbm de _q’me ıçm' Na