YURTTA OLUP BİTENLER. kurtarabılmek için belki ıyı bır tak- tikti, am anları sadece güldürür- dü. Zira huz urun uzerıne boyle bir gölgenin düş i bile, moda tabirle “bâhâr"ı derhal sevimsiz kılmaya ye- terdi. Nihat 'in. enderesin ya- rim'in a bir rolü olup olmıyacağı Men- deresın bileceği işti; ama İnönünün yanında bir rolü olmıyacagnıı herkes bılmelıydı Üstadın gayretlerı boşu— na; gayretlerin ahsi endi- şeler" den doğduğu gözlerin önündey- di. D.P. İktıdarının ılk dort yılında Nl— hat Eri İsm bulundugundan partılerarasında me eni münasebet kurulamamıştı. İktidarının ikinci dört rim Adnan Menderesin yanında bu- lunduğundan bu ış gerçekleşmezse, hakikaten yazık olurdu. bunu basına ar: retle tutan Havadis -D.P. nin gazete- gıbı gazeteler üstadın C.H.P. i- çın el urumunun yeniden ele alına- cağı balonunu uçurdular. C.H.P. nin bö; l bir niyeti yoktu. C.H.P. Ni * saptığı donemErimde i. Boşuna uğraşma- mak lâzımdı. Kıbrıs Endişeli günler Bu haftanın başında, Ankarada tili veya partisiz bütün çevre- lerde bir üzüntü hül sürüyordu. Bazı kimselerde bu hüzüne derin bir hayal kırıklıgının katıldığı da aşikâr- . Geçen haftanın sonunda, İngilte- re' hükümeti meşhur az Makari- os'u serbest bırakmı: tı Hafta, Bakanlıklar mahallesinde siyasi temaslarla geçti. Haberin Lon- drada ilânını muteakıp uzun boylu, ince bir adamın bir Ro lls-Royce dan görüldü. inip Başbakanlıga girdiği tek Rolls Rolls-Royce'da -Ankaradaki -Royce - Haşmetli Britanya- Kraliçe- sinin bayrağı daıgalanıyordu Uzun ames Bowker'- di ve Elizabeth I .yı Ankaraı:la tem- sil ediyordu. Büyük Elçi Başbakan- lıkta hayli zaman kaldı. Adnan Men- deresten dinlediklerinin pek hoşuna gitmediği muhakkaktı. Makarios'un serbest bırakılması Lord Salisburv'yi ne kadar az memnun ettiyse, C u- riyet Hükümetini de o kadar az memnun etmişti. Ama Londranın bir böyle bir karar vermek zorun kalacagı, daha ışın başında oylesıne aşikardı ki, ş ş için aslında hiç bir sebeb y Hakikaten Ingılterenın hatalarla dolu Kıbrıs politikasında Makarii un sürülmesi bir yeni hata teşkil et- mişti. O hâdisenin cereyanı sırasın- da, yani bundan bir sene kadar ev- el, hemen bütün Türk basını ve bir- ruz bırakıldığı muameleyi <<B0şlar- 6 ken, sadece AKİS böyle bir durumun yaratacağı nahoş istikbali hatırlat- mış, tedbirin asla yerınde olmadığını, Londranın Makarios'u mutlaka tah- liye etmek zorunda kalacağını, fakat o zaman Papazın büsbütün hey ulaşa- cağını bildirmişti. İS, 17 Mart 1957 tarihli sayı- sında şöyle diyordu nkarada bu oruşmeler yapı- lırken Amerikada Kıbrıslı papazın akıbeti derin teessür uyandırıyordu, Makarios'un sürülmesinin bu gibi ne- ticeler tevlit edeceğini gormemek imkansızdı. meti böyle davranmakla bilhassa Kıb- rıslı ilhakçılara hızmet etmişti. Zıra şimdi Yunan dâv ir de "marty kazanıyordu. Hele martyre in sa- kallı bir din adamı olması sempatiyi büsbütün arttırıyordu Nitekim A- İOS Makar Heyulalaşan papaz merikalı senatörler Ayana bir takrir sunarak İngilterenin dikkatinin çekil- mesini istediler. Cumhuriyetçi ayan lideri Konowland da Makarlos a yapı- lan muamelenin ada — tasvip edılmedıgını resmen bıldırdı. Londra hükümetinin acemice hareket tarzı Kıhrıslıları muhtaç oldukları Ameri- kan desteğine kavuşturmuştu;,.. Ma- karıos un çok uzak olmayan bir is- ikbalde, bugün kovulduğu adaya bir fatıh edasıyla döneceğini tahmin et- için bir kâhin elmaya lüzum yoktur. O vakte kadar bir formülün bulunarak Kıbrısa a fîılı rol almamızın temin edilmesi lâ- ımdır res Hükümeti ilerde kendısının bu mevzuda ikaz edilmedi- gı mazeretıne sahip olmıyacaktır. mdi bu görüşün tahakkuk etti- ğıne üzülerek şahit oluyoru: Meşhur papaz hakikaten bir heyu- la haline gelmişti. Ancak Adadaki tedhişçiliği takbih ederse serbest bı- rakılacağı kibirli bir eda ile açıkla- Makarios, Ma_ıes telerinin hükii- metinin Ümitlerini b ıkarmıştı. oşa Kurnaz papaz İngiltere Hükümetinin hiç hoşuna gitmiyecek bir beyanatta bulunmuş, fakat buna rağmen ser- best bırakılmıştı. rios'un ser- bırakılmaz ilk yaptığı iş bir basın toplantısı tertip etmek olmuştu. toplantıda — Makarios şöyle dedi: "Dün öğleden sonra mev- kufiyetim sona erdi. Fakat sürgün, hâlâ bitmedi. Kıbrıs hariç istediğim yere gitmekte, serbestim. Memleketi- me gıden yol, şimdilik kapalıdır. Fa- kat eminim ki, kısa h d Kıb- rısa dönebileceğim.. toplantıda Kıbrıs hakkında yegane SsÖZz sahıl)ı adam kendisiymiş gibi ko- nuşuyordu: Kıbrıs halkı kendi mu- kadderatına bizzat kendi tâyin ede- cekti ve ekalliyete de -lütfen . bazı haklar - tanıyacaktı. urnaz papaz, sözlerinin sonunda, İngilterenin, takıp ettiği siyasetin yanlışlığım nihayet anladığım söylüyordu. Makarios bir fatih edasiyle konu- şuyordu. Senelerdır tekrarladıgı SÖZ- best bırakılır NIyı ariı larını İngiltere hukumetıne dıkt mek üzere bir Londra olculuguna hazırlanıyor, bavullarını topluyordu Mareşal Harding ar iteaz- sıkıca p: mek mecburıyetınde kalac. Makarios'un sürgüne derılmesı üzerine Londrayı terkeden Yunan El- çisi Mastras, vakıt kaybetmeden geri dönmüş ve Downing Street de Maka- rios'un temaslarına zemin hazırlama- ya koyul uştu. Yunanıstamn Lond- sanki Türkiyı sındaki görüş ayrılıklarım dostça hal- le çalışıyoruz" diyorı İngilterenin esasen Yunanlılara karşı bir silâh o- larak ortaya attığı Taksim fikri. Mastra ahirane, fakat saç- ma" bıı' düşünceydi. anın bütünü- ü almaya ümitlenirken, yarısını ka- bullenmek elbette 'saçma" idi. Kıbrı Bu —haftanın başında Turkıyedekı masından dolayı bir üzüntü sürerken ve kahvelerde otobüslerde, üniversitelerde bu üzücü haber konu- Muvafık bü- zorluyorlardı. lar susuyorları Hele Kıbrısta uzuntu daha ta da- AKİS, 6 NİSAN 1957