endişesi Müşterek Pazarın ağır güm- rük tarifeleri duvarıyla çevrilmesiydi. 26 , Avrupayı birleştirmek ist yenler için artık tarıhı bir gündü. Fa- kat Müşterek Pazarın tamamiyle ger- çekleşecegı zamana kadar, ümit veri- veya t kırıcı daha bir sürü hâ- dısenın cereyan edeceği muhakkaktı. A.B.D. Kayıtsız şartsız yardım Faırless ve Johnston raporlarından sonra, geçen hafta Washington da Brookıngs müessesesinin yardım hakkındaki Traporu neşredildi. Bro- okings hususi bir araştırma teşekkü- larının sert bir tenkıdıydı Eğer yardı- mın iyi bir şekilde idaresi isteniyorsa, Parlamentonun yardım müsaadesi, u- zun vadelı bir müddet için verilmeliy- ongre, vardım paralarının kulla- nılması için o k dar çok tahdit koyu- ordu ki, yarı alacak memlekette- kı vazıfelı teşkılatın eli kolu bağlanı- yordu. Bu yüzden nahoş bazı hâdise- lerin cereyan ettiği de biliniyordu. Kongrenın yardım musaadesinde o kadar çok 'su yapılmalı", "su yapıl- mamalı" 1 ki, yarı dımın esas ga- yesi ekserıya unutuluyordu Meselâ dış memleketlerden temin edilecek hizmetler ve eşyalar son derece tah- dit ediliyordu. Yardımın bir kısmıma erikanın ne yapacağını bilmediği ditler arasındaydı. Askeri yardım g; ren memleketler 11 maddelik bir ta- ahhütte bulunuyorlar, genel savun- ma sistemine y eceklerini, yardımın en iyi şekilde kullanılaca- kanın kontroluna hazır bulundurula- cağım vs. kabul ediyorlardı. Fransız Başbakanı Guy Mollet'nin bir zamanlar dedıgı gıbı, yardım ka- di. Say hditler, yardımın psiko- lojik tesirini azaltıyordu. Hatta bir- k h T, şartlarını ç üm gizli tutmayı tercıh edıyorlardı Bazı hükümetler ise şartlardan korkarak, yardımı red bile ediyorlardı. Brookings müessesesinin raporu, Amerikan temsilcilerini uzun usun düşündürecek söyle bir cümle de ih- tiva ediyordu: "Eğer Rusların şayanı dikkat bir çabukluk ve suplesle idare ettikleri yardımlarına, Amerika cevap vermek istiyorsa, dış yardımın idaresine ça- bucak değışen durumlara uyabilmek için, şimdikinden daha fazla serbesti kazandırılmalıdır 18 DÜNYADA OLUP BİTENLER Orta Doğu Amerikanın kararından sonra merikanın Bağdat Paktının askerı komitesine katılma kararı, mu lif tefsirlere yol açarak a ogu memleketlerinde en çok alâka çeken hadise olmak vasfını geçen hafta da muhafaza etti. Amerikan basını da- ha ziyade haberin ehemmıyetını kü- . New — z ehe mmıyetsız olduğunu yazıyordu. Amerikan kara- rı, fiili durumu hukukıleştırmekten ibaretti. Paktın askeri komitesinde esasen bir hava, bır albayı ile bir deniz yüzbaşısından — müteşekkil ordu. mitenin — toplantılarına muntazaman iştirak ediyordu ve doğ- rudan doğruya Amerıkan Genel Kur- mayına bağlıydı. ce bu irtibat grubunun adım de ıştı- riyordu. Esasen Bağdat Paktı uyesı memleketlere mensu bir çok siyasi şahsiyet, Baldwin'e Amerika bizzat Bağdat Paktına katılmazsa tatmin olmiıyacaklarını soylemışlerdı Bılhas- sa İran, Pakistan ve Irak ük öl- çüde askeri ve iktisadi yardım talep ediyorlardı. Fakat Bermuda Ame- rika, Bağdat Paktının askeri komite- sine katılma kararım verdikten biraz sonra, hır resmi şahsiyet, Amerikan kararının mevcut yardım programlat değiştirmiyeceğini söylüyordu. Ame- rika esas itibariyle Tiirkiyeden Pa- kistana kadar uzanan bir radar zin- cirinin tesisiyle alâkalanıyordu. Pa- kistanla olduğu kadar, — Hindistanla Sabit el Asalf Nasırdan fazla Nasırcı da dost kalmak isteyen Amerika, Pa- kistanı sılalılandırıp Hındıstanı ür- kütmekten Maamafih haber sıyası bakımdan mühimdi. İngiltere artık Orta Doğu meselesinde Amerikayla görüş birli- ğine vardığını iddia edebilirdi. Fa- kat bBizzat Dulles, son basın toplan- tısında görüş birliğine varıldığı fikri- ni çürütmeye çalışıyordu. Konuşmalarından — sonra resmi tebliğe muvazi bir tebliğ kale- me alan New York Times'in gözü a- habiri James "Bir bölge tirmesine yardım yız. Orta Doğuda âdil ve daimi bir sulhun tesisi gayesine sıkı sıkıya bağı- lıyız. Fakat sulhu nasıl tesis edeceği- mizi bilmiyoruz..." Kısacası, Amerikanın Bağdat Pak- tının askeri komıtesıne katılması, Or- halle kâfi gel- miyordu. İngilterenin en açık - fiki gazetesi Manchester Guardıan da ay- nı noktaya parmak basıyordu: "Ame- mitesine katılmasının herhangi bir avantaj temin edeceği muhakkak de- ğildır Karar, Hindi ve Mısırın mevsimsiz dostluğunu sağlamlaştıra- caktır. Dığer araftan Eısenhower doktrini gibi, bu kar: sların açık tecavüzü hakkında hatalı bir endişeyi tazammun etmektedir. Hal- buki Orta Doğuda bugünkü tehlike, ıçerdekı bozguncu faaliyetler ve sin- Si huc mlardı ikat ugrund Cezayir mesele- sınde Fransız hükümetine cephe al- maktan çekinmeyen Le Monde da şunları yazıyordu: "Hakiki mesele Kahirede beklenmektedir.: Amerika- nın Mısır hükümeti ve Mısırın kont- rol ettiği panarabızm karşısındaki tutumu ne olacaktır lan, Parlamen odakı temsil- d t Eis oktr ninin oğuda keşfettığı boşluğu dolduramıyacak çürük bir inşaat- Gelecek seçimlerdeki kazanma şansı gün geçtikçe artan Işçı Partisi- nin gölge kabinesindeki Dış İşleri Ba- am Bevan da endişelerini saklamı- or "Amerıka Bağdat P: nın askerı komitesine katılması beni Çok şevklendirmedi. Orta Doğu sulha kavuşturulmalı, büyük devletler ta- rafından bir futbol topu yapılmama- tezad, en dikkatsiz gözden bile kaç- mıyacak kadar izdi. ısır ve Suriye basını, Amerikan! da İngiltere gibi müstemlekeci oldu- ğunu yazıyordu. Eisenhower'in şahsi temsilcisi Richards'ın Orta Doğudaki AKİS, 6 NİSAN 1957