KADIN l e büyük sonra küçük parçalara ayrılıyordu Böylece birkaç dakika 1ç1nde yüzlerce parça biçilmiş oluyor, arçalar derhal dikiş atölyelerine sevkediliyordu. Dikiş — atölyelerinde her makinanın ve işçi kızın bir nu- marası vardı i ihtisasını 8 her işçi kızın önüne geliyor vs madiyen tur yaparak dolaşan bu elek- trikli "band"lar sayesinde "varyon" sistemine dayanarak az Zzamanda çeşitli iş çıkar imkün oluyordu. Dikiş alolyelerinin ayrıca nakış grup- ları, düğm lok dikiş grupları kadın mütehassıs memlekette ilk de- fa tatbik edilen bu yeni sistem çalış- maya nezaret ediyor, mütehassıs iş- çiler yetiştiriyordu. Defıleler amba gunu fabrikada de- rı teşhir ediyorlardı. Bu defilelerden maksat modelleri mağaza sahibi tüc- car müşterılere göstermekti. Fakat yn a bu fabrikada bir can- lılık yaratıyor 1şç1 kızlar için bir teş- vik oluyor, yor 1ş hayatına cazip bir hava veriyor. d Model ve patron meselesi Fabrikanın konfeksiyon modellerini tan ve bunların patronlarını hazırlayan Lâle Emzen idi. zen memlekette sanat mekteplerinin kuruluşunda hizmeti görülen, tecrü- beli bir dikiş uzmanıydı ve en büyük hususıyetı Avrupadaki kadın bedenle- rine göre hazılanmış ölçüleri Türk Bir Gülok modeli Herşeyden önce ucuzluk... 28 Gülok'un Ankaradaki satış mağazası Hem zaman, hem kadınlarmın bedenlerine göre ayar- odellerin modaya uydu- rulmasına, fakat mümkün merteb sade ye herzaman için kullanışlı ol- masına da gayret ediliyordu. En bü- yük güçlük kumaşların çıkardığı guçluktu Düzgün olmayan defolu konfeksiyonda derhal ken- disini gosterebılıyordu Sonradan na- hoş sürprizlerle karşılaşmamak için biçkiden evvel, her kumaş uzun bir tetkike tâbi tutuluyordu ki, i konfeksiyon fabrikasında zurlu olan bir zaman kaybına sebebi- yel verıyordu mahzuru önle- çin müessese, kalitesini kontı'ol edebılecegı ve hususi desenleri ihtiva eden kumaşları ısmarlama yoluna gi- decekti Bir satış mağazasında Gülok — Konfeksiyon Fabrıkasının iye kadar İstanbulda üç s, şim tış mağazası açılmıştı. Bunların bır tanesi Taksimde, bir tanesi Bey- oğlunda, diğeri ise Kadıköy de idi. Bu çoğalacaktı vs şımdıden Anado bu arada Anka- râya birçok elbıse sevkedılmıştı Batı memleketlerinde gün geçtikçe çok fazla rağbet gören konfeksiyon ılk hamlede Istanbulda iyi karşılan- Çok zevkle hazırlanmış olan Taksim satış şubesinin önünde, merak- la vitrinleri seyreden ınlar nazarı dikkati celbetmekteydi. Bunlardan bir kısmı hemen girip alışverişlerini yapmaktaydılar ü lar terzi parasını ilâve ettikleri takdirde evde diktirecekleri elbiselerin kendilerine çok daha pahalıya mal olacağını he- saplamışlardı. Bundan başka terziler- le uğraşmak kolay değildi ve birçok para — kazandırıyor terzi nasıl muşterılerden şıkayetçı ise- "El- o B a Ja, T n ve disine yakışıp yakışmadığını edebılmesıydı Ismarlama tün bunlara konfeksiyonun zaman ba- kımından çok kazançlı olduğunu ilâ- ve etmek lâzımdı. Günlerce terzilerde ve provada kaybedilen vakit birçok kadını bezdirmişti. Bunlar konfeksi- yonun cazip tarafları idi. Konfeksi- yonun elbette mahzurlu tarafları da vardı. Bunlardan bir tanesi de aynı modelin tekrar edilmesiydi. Fakat zaten piyasadaki elbiselik kumaşlar desen bakımından o kadar yeknesak- tı ki biçimin çok fazla ehemmiyeti kalmıyordu. Zaten fabrika aynı biçi- mi bin defadan fazla tekrar etmiyor- u. a da renk degışıkhgıne dık— kat edılıyordu ve bu binm odel bütü memlekete sevkediliyor, dağıhyordu Herhalde ko fksıyonun avant ajları, mahzurlarından k aydı ve en müşkülpesent kadınları dahı bir kon- feksiyon — mağazasında — cezbedecek çok çeşitler vardı. Meşhur Fransız terzisi Madame Fath, eteklerini ve bluzlarını daıma poplin bluzlar, kareli yünlü eteklikler, güzel yazlık jüponlar bu bakımdân her kadına kolaylık getirebilecek par- çalardı AKİS, 6 NİSAN 1957