YURTTA OLUP BİTENLER tün açıklığıyla gözlerin önüne serdi. Şelf determination teranesi — sadece bir maskeydi. Maksat ilhaktı, Adaya sahıplenmekti. Yunanlılar tarıhın hiç bir devrinde kendilerine ait olmayan Kıbrısı ele geçirmek sevdasına utul- la d B yold aki bütün ümitleri- vahşete hazır bir a- vuç Iedhışçıye baglamış bulunuyor- lardı. Bu salırların yazıldıgı sırada, Man- hattan'da evde Kıbrıs mese- lesıyle ılgılı muzakereler bütün hara- retiyle devam etmekteydi, heyecanlı , daha heyecanlı nutuklar nlı muvaffakıye tle çıkm Yunanlılar arkalarında komünist buyla, bazı Asyalı kat'i olarak nan ıstanı desteklemeyi i Birleşmiş Mil- Amerika, rak etmiyor- duk Muzakereler çok kuvvetli bır ih- timale göre İngiltere, Türkiye ve Yu- nanistanın Kıbrıs meselesini elbırlıgı ile ve dostça halletmesi temennisiyle son 'bulacaktı Ama ya dada tertiplenen grevler, Yunanıstandakı zorakı nümay şl ne yarayacaktı Sadece Yunan hü kumeî inin b hıddetının zal îahrık ettıgı halkın kendis dön Ko Yunanistanın hukumetı bu sefeı' bındıgı dalı kesiyordu Dış Yardım Hakikatin peşinde Geçen hafta Mecliste Dış İşleri Ba- kan Vekili Ethem Menderes mu Hikmet Bayur kalkınma, "Önce sonra müdafaa"” tad nezaketiyle, bir sözlü soruyu ce- vaplandırdı. Soru sahibi Manisa mil- letvekılı Hikmet Ba urdu söy— Amerikan yardımının Cene "nötralist" ketlere yönelmesi Türk halk efkârı- nı şaşırtmıştı. ürkiye'nin istediği 300 milyon dolar reddedılmış, buna Basın hurrı etine taraftar olm dığınıaçıkça söyleyen sıyaset çiye rastlamak çt En tebit hukumetleı'ın dilinde, en totalıter rejimlerin anayasala- söz vardır. 1936 tarihli Anayasası bile, 12 maddesinde —"Basın hürriyeti- ne" şapka çıkarmıştır' Yugoslav A- nayasasında (M.27), Rum An yasasında (M. 25 26), Arnavutluk Anayasasında (M.18), hülâsa bü- komünist devletlerin temel ka- Kendilerine sorarsanız, ne Kral Faruk, negP ; ne Franko, ne de Salazar basın hurrıyetlerıne aleyh- tardı t şu "basın hürriyeti- u? İş a- dece onu istemezler! Hitler de basın hurrıyetı prensi- "ba- öti hayrı çalış vvet haline getırılmesını is- liyordu. Bu "masum" nıyetler, Hit- anyasında — bas Orta Çaga yakışır baskılar altında ezil- esine mâni olmadı. Çıkabilen ga- zete ve dergiler, memlek ti ve dün- yayı felâkete surukleyen macerape- t bir zulü idaresinin meddahı halıne getırıld Türk tarıhının de böyle karanlık bir devri yok m 1876 tarihli ilk Kanunu Esasıde "Matbuat kanun dairesind serbesnır addesn ğıt üstünde u Esas tatbik edilmemesine, Abdülhamidin bası k ğ z bir sava, - telere sık sık 1 dıremedıklerı devlet ışlerı hakkında m için gönderilmesine, birçok ko ların (hatta kelimelerin) yasak edilmesıne tı. Kıskıvrak bağla- nan 'İstanbul gazeteleri Padişahtan en sitayişkâr kelimelerle - bahseder ve çok düşük.olan tıra_ıları masrafı karşılamağa yetmediği için, gaze te sahiplerinin çoğu padışahtan mukabil Amerikan siyasetinin aman- sız münekkitlerinden biri olan Hin- distana 300 milyon dolar verilmişti. Hindistan bir 800 milyon daha elde etmek üzereydi. Orta Doğuda huzur- suzluk âmili Nasır, hâlâ Assuan ba- ra]ını Amerikalılara yaptırmayı düşü- nüyordu. Kahireli diktatör rüya gör- müyordu. Amerikanın Mısır için dün- yanın en büyük barajını inşa etmesi eldi. Ko Yugoslavya yıllardır guçluklerını dolar sayesinde BASIN bol ihsanlar ve dolgun maaşlar alır- ardı. (1) kinci Meşrutıyetın 1909 tarihli Matbu Kanunu Tür basınını gerçek hurrıyete kavuş uran bir kanunduı Fakal, tarihimizde bir fi- kir ya devri olarak pek d gerlı bır yeı'ı olan bu hürriyet ça- aratorluğu da kısa sürdü. İm bunyesındekı dagınıklık hurı'ıyet re- jiminin devamını ade imkânsız kılıyordu Cu h et devrinde, basın hür- rıyetı ınışlı çıkışlı bir seyir takip , "ba rriyetinin suııstımal karşı en iyi çare, yine basın hü rrıyetının kendısıdır diye- cek kadar demokratik bir temel gö- rüşe sahip olmakla beraber, tek partili bir inkilâp rejiminin b hürriyetini gerçekleştlremıyecegı aşikâr 1938 de Ataturkun hasta- lığı sırasında (İnönünün Başbakan- lıktan ayrılıp Celal Bayaı'ın bu mev- kie getirildiği devirde) çıkarılan 3518 sayılı ve 28 Haziran 1938 t rihli kanunla, basın hürriyetine te k parti devrının en ağır darbesi indi- rildi Çek partili demokratik hayata gırdıgımız 1946 y ılından sonra, ba- sın üzerindeki Iahdıtler azaltılma- ğa başladı. Hükümete ete ka- atma selâhiyetini — veri meşhur 50 madde, 1946 seçimlerinden Öönce, ılga edıldı (4935 saydı kanun). Birkaç ay sonra, gazete ve mecmua çıkarmayı hü etin, Önceden ve- receği izn bağlayan ve teminat ak- çesi yatırmayı me kılan 1938 tâdilleri kaldırıldı (4955 sayılı kanun.. Nih , Temmuz 1950'de. Türk ba- sını 5680 aydı kanunla daha geniş bir hürriyete k nu kavuşmanın ardından yeni bir "hasret devri gelmeseydi, ne yi olacaktı. 1950 kanununu çıkar ço gunlugunun saflarında, e- ki, bugün de ilk ıdeallerinin sıcaklıgını duyanl çoktu Onla- rın kulağında, 1950 Meclısının ça- AKİS, 23 ŞUBAT 1957