23 Şubat 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

YURTTA | Hükümet Bu hafta Çarşamba günü, öğleden a Meclis ve Ankara Palasın onunden geçmek zorunda kalanlar, “fevkalâde hal" ilân edildiğini san- dılar. Hakikaten düdükler ve polisler mu zakerelerine başlanacaktı ve dışar- n çok içerisi alâkayı çekiyordu. İçerısının manzarası şöyleydi: Mil- letvekillerine ayrılan sıraların hemen hepsi doluydu. Gazetecilere ve dinle- yıcılere ayrılan yerlerde ise iğne atıl- re düşm k ti. M clis Başkan vekıllerınden İlı frak giyin- miş olarak baş kanlık kursusune çık- tığım zaman bırçok özler kürsünün ü- rinde husust bir mikrofon bulunu up bulun adıgını araştırıyordu. Husust mıkrofon d t d osunun onuydu kür: husust bır ıtınayla yerleştırılmıştı İ kürsüye çıkınca kontak, kesilecekti, evvelki sene Baş- bakan Ad n Me nd eres, C.H.P. gru- u başkan vekılıne bunun bir daha tekerrür etmiyeceğini resmen vaad- etmişti. Ama o köprülerin Hem zate zamandan lıu ana altından çok su akmıştı n "hafızai beşer nısyan ıle malül" degıl miydi? Bu sene de dev- let radyosu Maliye Bakanının konuş- masını Meclisten naklen verdi ve sıra Muhalefet sözcüsüne gelince kontak kesiliverdi. Maliye Bakanı kürsüye çıktığı za- man, son günlerde bir hayli zayıfla- OLUP BİTENLER Şerefli Suç etin Toker Cezaevinde bu- lunuyor. Yani mecmuasında yazı yazm ak imkânına sahip değil. Metii kerin cevap ve tekzıp hakkını kullanma zeteci dâva etmek adetınde ol- madığı da malüm. İşte bunu iyi bilen ve meydanı bos bulan Za- er'in "mağşuş" kalemi Metin Tokerın şalısına uluorta saldırı- edere fazla tiraj elde etmek için ça- lışıyormuş.! Haysiyetlere ve şereflere u- luorta tecavüz etmek fazla ti raj temini için kâfi olsaydı, fazla satan gazete hangisi o0- lurdu, biliyor musunuz? Za- fer! © B . uvafıkların — muvafığı Yeni S bah da meydanı boş bulan- an. Şerefli Suç olur mu hıç dıye soruy oğruyu tuğunuz bir muhasebenin hata- larını bır d kalkıp ihbar et- mek suçtur; hem d şerefsiz bir suç.. Gazetenızde bir şah- minden bahsetmeden iğ- renç şekilde küfretmek de suç- tur; hem de en şerefsiz bir suç.. mış olduğu görüldü. Her halde mesu- liyet mevkii Hasan miyor olmalıydı aha az toplu teriyordu Maliye Bakanının konuşması 3,5 sa kadar sürdü. Hasan Polatka elmde- ki kâğıttan birbirini kovalayan mil- yonları okumaya aşla ığı zama Başba Menderes Meclise gelme- miş bulunuyordu., Bütün gözlerin onu aradığı muhakkaktı Arad yarım saat kadar geçtikten sonra, Maliye bakanı kalkınmadan, barajlar mento fabrıkalarından bu sayede ya- pılan muazzam iz tasarrufların- dan bahsettiği bir sırada Menderesın Meclise geldiği ve dogruca hüküm ayrılan yere geçip oturduğu goruldu Hasan Polatkanın konuşması, bun- dan ev elkı senelerde — okudukların- dan farklı değildi. Farklı olan D.P. rubunun tutumuydu. alkışlarda grubun — eskisi h raretli davranmaması, hatta cimrilik göstermesi yadırgandı Belki de her- kes enerjisini "bütçenin hayırlı ve u- masını temenni ederim" lesıne saklıyordu. Zira Maliye Bakanı cumleyı söyleyip yorgun bir eda ile kürsüden inerken hakikaten çok şiddetli alkışlar yükseldi. Alican kürsüde alıye Bakanından sonra söz, Hür. P sözcüsünündü. Ekre Alican kursuye çıkarken Başbakanın hükümet sırasından kalkarak ön sı- raya, Sinan Tekelioğlunun yanına 0- turduğu görüldü. Bu Ekrem Alicanın rahatça gürültüyle kesildi. can son derece sogukkanlıydı şanlara cevap veriyor ve — konuşma- Eski senelerden bir hatıra : eğişen hiç bir şey yok ! Maliye Bakanı kürsüde AKİS, 23 ŞUBAT 1957