ALMANYANIN Münih - Şubat... Almanyaya beş altı yıl arayla ge- lenler bu memleketi tanımakta güçlük çekmekledirler. Almanya maddi ve manevi, her bakımdan mu- içindedir. Daha başlamıştır. Gönüllerdeki karanlık yerini, aydınlığa ve iyimserliğe, hu- zurun ve atan terinin saadetine ter- ketmiştir. Almanya halen E.P.U. de genış ölçüde alacaklı duruma geç- miş, döviz ve altın stokları rekor teşkil eden bir seviyeye - mark - erişmiştir. Mark, bugün AV— rupada en itibarlı paradır, Alman turistleri de en itibarlı müşteriler.. Almanya kısa bir Zzamanda gere sosyal, gerek ekonomik bakımlar- dan diğer memleketlerin gıptasını celbeden diyarlardan biri haline gelmiş, sefalet yıllarından refah ve bolluk devresine erişmiştir. m 3 Bu — mucizenin sebeblerini ve me- kanizmasını burada araştıracak değiliz. Fakat, bu kalkınmanın Adenauer ve partisine ait olduğunu kabul etmek lazım gelir. Sezarın hakkı, ihtiyar Şansölyede ve ODU artisindedir. Almanya batak ve harabelerden kurtulmuştur. Al- manya kara sefaletten yangın yer- lerinin dehşet ne, gene Adenauer ıktıdarı zamanında ulaş- mıştır. Ancak bu da mevzuumuzun dışındadır. Asıl mevzuubahis etmek zaferine rağmen lmanyanın bu- gün beşte ikisinin Adenauer'e karşı cephe alması ve ihtiyar Şansölyenin de bu muhalefet cephesini * butun zaferlerine rağmen - ezmey, ve ogmaya kalkışmamasıdır Adena— nedir araseçimlerde mu- partılerıne yenilmektedir. Adenauver bizdeki gibi sudan sebeb- lerle ara seçimlerini atlamak şöyle dursun, "Ey Alman milleti!. Nankör- lük etmeytin. Sızı kara sefaletten bu ikalara, şu barajlara bakın. Şimdi muhalefetin, münaka- şaların, mitinglerin sırası mı, yeri mi?" demeyi bile aklından geçir- memektedir. D ekor Avrupa, konuşan da Batılı ve hakiki bir devlet adamı o- lunca, şu lafların ve şu mülahazala- rın asıl gülünç ve hayali oluverdiği AKİS, 23 ŞUBAT 1957 gözünüzden kaçmamış olsa gerektır Şu kıyaslama bile kafi değil m Evet, Almanyada ilk gorulecek ve yazılacak bu muazzam kalkınma de“il bütün olup bitenlere ve elle- lara rağmen mu- zaffer liderlerin Muhalefeti sustur- mak için hile ve demagojiye tenez- zül etmemeleridir. Halbuki Alman- a buna müsaittir. Üstelik gözle gö- rülür, hakiki ve muazzam bir kal- kınma vardır. Alman milleti ise ga- zetede okuduguna radyoda inle- diğine gönülden inanır. 20 yıllık dik- tatorluk ve işgal rejimi Alman mil- li şuurunu uysal ve itaatli yapmış- E. tır. Alman umumi biraz hıle biraz kurnazlıkla 'pek âlâ "modüle" edilebilir.. Fakat karak- terli bir devlet adamı ve sosyal me- suliyeti olan bir liderin buna te- şebbüs etmemesi tabiidir. Tabii ol- mayan bunun aksidir. * lbette "Hurrıyet yerine azot fab- rikasından" bahsedenler, "milli irade ile işbaşına geldıklerını sa- vunanlar Adenauer'in bu acemiliği- ne hayret edecekler, biraz daha sa- mimi olan kıt akıllılar da Alman milletinin bu "nankörlük"üne ha- yıf lanacaklardır.. Evet, Adenauer bütün zaferlerine, bütün muazzam icraatına ve eserlerine rağmen Mu- halefet karşısında — gerilemektedir. Fakat ne basım, ne radyoyu i geçirmeye, ne de muhaliflerine hü- cum edecek düşkünler kiralamaya, endine ve eserlerine kaside- ler yazacak uharrirler satın al- maya tenezzül etmektedir. Bütün Almanların "vatan sathında" müşa- hede ettikleri kalkınmaya Trağmen kendini ne ikinci bir Bismark, ne de ikinci bir büyük Fredrik gıbı gör- meye ve göstermeye kalkışmayı ak- lından geçirme Almanyada aydın muhıtlerın ho- caların, — bilh umversıtelılerın büyük çoğunluğu Adenauer politi- kasına karşıdır. Fakat Alman ikti- dar partisi, daha dun sefaletten ve istibdattan kurtulm ve "muhteris aydınlara türlü yol- larla baskı yapmak - şöyle dursun, sitem etmeyi dahi hayalınden ge- çirmemektedir. ncak işler bununla da kalmamış- Adenaver'in dış polıtıkasının ve sılahlanma arzusunun aleyhi olan muhalefet partisi faalıyetını yabancılara ve yabancı memleketle- e taşımıştır. 1954 de Fransız Meclisinin ve Fransız halk efkârının Adenauer tasarılarının — aleyhine dönmesini temin için, man Mu- halefet Partisi Fransada kesif bir VERDİĞİ ÖRNEK Aydemir BALKAN propaganda faaliyetine — girişmişti. Alman muhalif milletvekilleri, SPD nin ileri gelenleri Fransada Adena- uere çok şiddetle hücum etmişler, ha lmanyayı Amerikalılara sattı diyecek kadar ileri gıtmışler— dir. Strasburg'da Avrupa Konsey oplantılarında muhalif Alman mıl— letvekilleri kendi hükümetlerine in- safsızca çatmışlardır. 15 — milletin delegeleri ve Fransızlar bütün bu olup bitenlerde bir gayrıtabiilik bul- amışlardır ve Almanyada hükü- met mensuplarından "Vay, siz mem- leketı yabancılara jurnal ediyorsu- nuz" mealinde bir tek söz işitilme- miştir denauer ve iktidarda bulunan partisini yabancıların önünde kötü- ledi diye muhalıfler hakkında taki- ata geçilmemiştir. estek- liyen gazetecilere - tevkifhane yolu gösterilmemiştir. —Aydınların kafa- sında hapishane zincirleri şakırda- tılmamıştır. İktidar gibi düşünmi- enlere, bunu çıkça söyliyenlere vatanseverlik, hamiyet ve vicdan dersleri verilmemiştir. Memlekete gelen heyetlerle muhalefet ileri gelenlerine görüşen sualler aç > e dedi, ne dedin, ne de meliydin" gibi gulunç yılan hikâye- leri yaratmak nevinden komedya- lar, daha dün uzun bir istibdat, ve işgal rejiminden kurtulan yeni Al- manyada oynanmamaktadır aklaşan seçimlerde Alman İkti- dar partisi belki kaybedecek, bel- ki de kıl payı farkla kazanacaktır. Adenauer için en iyimser ihtimal, bir koalisyon hukumetının başında kalabilmektir. m icra- atına, engin eserlerine rağmen Ade- nauver, dış politikasının bahtsızlığı yüzünden seçımlere Muhalefetin a- ücumlarıyla gitmektedir. Adenauer belki de kaybedecektir. Fakat ihtiyar sabrıyl müsamahasıyla — ve devlet adamlığına özenen diğ er raklara mükemmel bir ders Vermek— tedir. Adenauer demagojiye, hile ve baskıya hela harp sonunun çalkan- tılı ruhlarındaki kolay oyunlara te- nezzül etmemektedir. Bütün iti- barı da bunca karanlık yıldan sonra akiki Demokrasi"yi getirme iradesinden doğmaktadır. Adenauere belki de yazık olacaktır. Fakat içe, dışa ve dosta düşmana karşı kazanacak olan gene Alman- a ve Alman milletidir. a olmak ıstemıyen diğer iktidarların ve şeflerinin man misalinden bir nebze ders alabilmeleri faydasız değildir.