Hasan Polatkan Milyarlar resmi geçidi sına devam ediyordu. Bu arada Baş- bakanla Hür.P. sözcüsü sık sık bir- birlerine söz . attılar. Fakat Ekrem Alican her defasında — verilecek sağ- lam cevaplar bul Hü hatibi "Tarihte evvela iktisadi — kalkınma, ondan sonra hurrıyet diyen bir çok şeflere, diktatö n pe- şınden sıden talıhsızlere rastlamanın ldugunu söyleyini k, sıralarından büy Ş urultuler yük- seldi. Ekrem Alican, bu rin- den in alınması için bir sebeb görmediğini — söyledi ve ilk fırtına böylece hafif atlatıldı. İS'in bu sayısı A baskıya verildi- ği sırada, Meclıs e muzak ere- e Hür. du. Müzakerelerin ilk gününden anla— şılmıştı kı Muhalefet bu seneki mü zakerele hükümete bir hayli ter döktürecektir. Kıbrıs Prensipler ve maksatlar Bırleşmış Milletler Siyasi Komite- bu haftanın başında Pazartesi ftu. Dı İ Atinadan Manhattan'amalümtemcit pilâvını tekrar ocağa koymak gelmişti,,Averof — İngilizleri bir dille ithâm etti. * tibin Türkiyeyi hedef tutaktan dik- katle kalçındığı — farkediliyordu.Yu- nanistan, Dünya Evine "ilhak" tale- biyle gelmemişti. Yunanistan Kıbrısın İstiklalini" istiyordu. AKİS, 23 ŞUBAT 1957 nanistan çok iyi biliyordu ki toprak- letm larını — genişletmek rzusunda ola memleketlerin müra t edecekleri yer, Bırleşmış Mılletler değildir". Yu- nan Dış işleri Bakanının bu sozlerını dinliyenler zannedebılırlerd ki "En sis" sankı mevcut ' değildir; Atına radyo vahşeti teşvik eden ve alkışlayan neşriyatı sanki hiç vuku bulmamıştır; Tedhişçilerin Grivas, sanki bir Yunan albayı ğildir; çetecıler sanki Yunanistanda talim et ektedirler; sanki Kıbrı sa akan sılah ve para Yunanıstandan gelmemektedir Mürailiğin hududu olmadığının parlak bir misali daha Birleşmiş Mil- letlerde Yunan Dış İşleri Bakam t rafından veriliyordu. Averof, Iıların Kıbrısıakı gizli koya Yunan- faalıyetını ve- Be- siyas! ada desteklemıştı Yunanıstan Kıbrısa ne silâh göndermişti, ne de para.. Evet, Averof hiç çekınmeden bunları söy— lüyordu. Meğe Yunanlılar sadec self- determınatıon gibi — insani prensibin peşinde — koşuyorlarmış. Mustemlekecılık devrinin çoktan ka- andığı bir sırada kendi mukadde- raılarım bizzat tâyin Kıbrıslılara yardım et i G hissediyormuş. — Fakat siyasi komitede hazır bulunan de- legelerm çoğunun bu kurt masal- larına karnı toktu. —Temiz insanlık prensıplerını oyununa alet etmek yukardâki kom- gibi davra- bır isteyen bu ÖZÜ dinliyorlarmış şuyu Averof Haksızlığın — şirreti YURTTA OLUP BİTENLER Selim Sarper Haklılığın süküneti self— nıyorlardı. Self—determination, determınatıon diye ayi Yun: nistanın aynı asıl prensıplerı Batı Trak; yada yaşaya tanı- Türklere maktan bucak bucak kaçınacağı her- kes an "biliniyordu. Nitekim verof sözlerini tamamladıktan sonra İngiliz Dış İ akan yardımcısı Allan ble'un ağzından tekerlem er yerine vakıaları dinlediler. All Yunanistanın — Kıbrıs Noble'a göre kavgasını bir keli me le izah etmek mümkündü: "Enosis Yunanistanın "Enosıs masıdır ki bug duru! yaratmıştı İngıltere termıııat on sibine bağlılığmı muhtelif vesılelerle ve defaatle ispat etmiş bulunuyordu. FFakat —hususi itibara alınmamalıydı Ak ükümetin, prensip a- dına diğer bir hükümetin, toprağında kargaşalıklar çıkarması neticesiyle karşılaşılabili Yunanistanın Kıb- rısta tedhışçılıgı besleyerek yaptığı bundan Tedhışçıler Kıbrısta bir korku ve havası yaratmağa uğraşıyor- assa Yunanlıları öldürerek peşınde koş- muess Faka Allan Noble un alakayla din- lenen konuş diği zaman delegeler, Bırleşmış Mılletlerı kendi- sine acını ırmağa çalışan Yunanista- nın kadar sum" olduğunu iyi- ce anlamış bulunuyorlardı Türk delegesi Selim Şafpter'in sakin ve ağır başlı konuşması, yük kelimeler arkasına gizlenen Yu- asil ve bü- nan tezinin aslında ne olduğunu bü-