Otto Preminger - Jean Seberg Üstad yıldız yaratıyor tanınmıştı. Ele aldıkları konuları hakkıyla işliyebilmeleri rejisör- lerine tam bir bağımsızlık veriyordu. Son yılların en iyi Amerikan fılmle— rinin Kramer şirketi tarafından mey- dana getırıldıgı bılınır "Şampiyon - ampıon ü ahraman Şerıf - igh n", "Kanlı Hücum - The Wild One gıbı güzel filmlerin yapıl- masına imkân veren Kramer, Ame- rikan sinemacılıgı tarihinde iyi bir produktor olarak anılacaktır. Fakat "Bir Yabancı Gibi - sA Stranger"i seyrettikten — sonra aynı hükmü re_ıısorlugu için vermeye im- kân yı "Bır. Yabancı Gibi" Kramer'in rejisörlük yaptığı ilk filmdir. — Fred Zinneman, Laelo Benedek, Edward Dmytryk gibi usta re_ıısorlerle çalı- şan Kramer için iç de başarılı bir başlangıç sayılamaz, Prodüktörlü- ğ zamanında meydana getirdiği filmlerinde gerçekçilik ortak vasıfken "Bir Yabancı Gibi"nin ağdalı bir me- lodram olması Kramer ında bes- lenen bütün ümitleri suya düşürüyor. "Bir Yabancı Gibi"nin ne anlat- mak istediği kolay kolay anlaşılmı— yor. Bütün melodramlarda olduğu gi- bi seyirci hep duygularından avlan- mak istenildiği için kahramanları a- chum tıb tahsilini bıtırmeye gayret eden metelıksız bir öğrenci. bir babaya, sahip olması daha da acıklı hale getiriyor. sızlık yüzünden tahsilini yarıda bı- rakmak tehlikesiyle karşılaş n Mit- chum, evde kalmı ir — hastabakıcı Olivia De Havilland ile evleniyor; o- nunsayesinde doktor oluyor. Sevme- den evlendiği karısına bir yabancı gi- 32 bi davranıyor, arada ufak tefek aşk maceraları yaşıyor, ama sonunda göz yaşları içinde karısına dan filmin basında tıb ogrencılerının yaşayışlarını gösteren nispet rılı sahneler eserin bütünü i Alamıyor, yama gibi duruyor, Başlar- ken ümit vaadeden film kısa Dr. Lucas Marsh'ın (Robert Mitchum) tatsız macerasıyla can sık- maya başlıyı n mizanseni hevesli ve acemı bir sinemacının iş- güzarlık yüzünden — kurtulamıyacağı tuzaklara düşüyor. Kameray eline aldığı zaman ne yapacağını şaşıran rejisörün lüzumsuz kamera hareket- değişik kamera zaviyesi bulmak Kramer'in — mizanseninde çocuk istemiyen kadıncağızın doğum kliniğinin ö- n en- gelleri aşan iki atı gördükten sonra aşka elı 1 oria Graham'a koşması Krame k basit duygularla film yaptıgını ortaya koyuyor. Ameliya sahnelerının dehşetı üzerinde çok du- n bir göğüsten kalbin 1şleyış1n1n gosterılmesı ola yapılan ğneler de seyircinin sinirleri ile bol b 1 oynuyor. Seyircinin nirinden başka sahip ldugunu unutan er'in film başarılı unsurların fotoğraflarla Olivia De Havilland'ın oyunu olduğunu işaret etmek gerekir. - "Kanlı Ok" King Vidor'un 1948'de çevirdiği "Kanlı Aşk - Duel in the Sun" ad- lı western romantik bir hikâye çerçe- vesinde bazı meseleleri de ortaya koy- maktan geri kalmamıştı. Bunların başlıcaları kızıl derililerle — beyazlar arasındaki ırk anlaşmazlıkları, Ame- rika Birleşik — Devletlerinde merkezi idareler kurulmaya başladıktan sonra arazi derebeylerinin eski üstünlükle- rini kaybetmesı çiftçilikten endüstri- ye, patriark aileden partıkuler aile- ye geçiş idi. "Kanlı tema- lar fon olarak kullanılmış, birinci planda Gregoty Peck ile Jennifer Jo- es'un aşkları işlenmişti. dward Dmytryk in "Kanlı Ok - Broken Lance" adlı westernı Vidor'- un filmini hatırlatıyor. Aynı , ara- i, aile meseleleri bu sefer dah be- lırlı olarak ele alınıyor ama Philip n'ın bir hıkayesınden çıkarılan senaryo zayıf olduğu için "Kanlı Ok" a başarıya — ulaşamıyor. Matthew ü Speni Tracy çiftçilikten endustrıye geçış devrının üm tıplerın en bi- ri, bir arazi derebeyi.. Deveraux hak- larının hepsını kullanmaya çalışıyor Ogull arını tam bir baskı altında tutu- r, onları son gayretlerine kadar ça- lıştırıp emeklerinin hakkım vermi- , topraklarında yakaladığı hayvan hırsızlarım kendi adaletine sığınıp öldürüyor, gene topraklarında maden aramaya anların tesislerini yakıp , tiranlığın oğlu haklı olarak babalarına is an edıyor emeklerının mükâfatını arıyorlar. Üç terazisinde babalarından ran bu durum beb onları filmin kötü kişileri yapı- yor: Küçük üvey kardeşleri Joseph'i yarı kızılderili olduğu için sevmeme- leri ve babalarından kıskanmaları.. Joseph (Robert Wagner) mukaddes kıtaplardakı adaşı gibi agabeylerının hışmına uğruyor. Film boyunca gös- Kanlı Ok"tan bir sahne Yusuf ile Yakubun hikâyesi AKİS, 23 ŞUBAT 1957